Diasporada yaşayan bir grup Kürt kadını, Kürt halkına, siyasi yapılara ve uluslararası kuruluşlara yönelik bir çağrı yayınladı. Çağrıda, Kürtlerin birlik içinde hareket etmesinin önemi vurgulanırken, Rojava’daki mücadelenin kritik bir dönemeçte olduğu ifade edildi.
Aralarında sanatçı Aslîka Qadir, Zelal Dere, aktivistler İncili Selçuk, Bêxal Alhalifa ve Xeyal Qertal’ın da bulunduğu Diasporada yaşayan bir grup Kürt kadını, ortak bir çağrı yaparak Kürtleri ortak tavır almaya davet etti.
“Ülkemiz Kürdistan, yüz yılı aşkın bir süredir yok sayılarak parçalandı ve bölüşüldü” denilen metinde, “Yüzyıldır asimilasyon, soykırım, sürgün ve zorluklarla mücadele ediyoruz. Ancak bu zorluklar, haklı mücadelemizden bizi geri koymadığı gibi, her geçen gün azmimizi daha da pekiştirmiştir” ifadelerine yer verildi.
2003 yılında Irak’ta Saddam Hüseyin’in devrilmesi sonrasında kurulan Kürdistan Bölgesi yönetiminin Kürt halkı için bir kazanım olduğuna vurgu yapılan açıklamada, “2010 yılında Tunus’ta başlayan ‘Arap Baharı’, 2011’de Suriye’de Beşar Esad’ın otoriter yönetimine karşı başlayan halk ayaklanmalarını tetiklemiş ve zamanla iç savaşa dönüşüp, Beşar Esad’ın ülkeyi terk etmesi neticesinde, Mazlum Abdi’nin öncülüğünde 12 yıldır verdikleri mücadelede 11 bin şehit veren Kürtler için Kürdistan’ın Rojava parçasında nihayet bir statü sahibi olma imkânı doğmuştur” denildi.
Kürt birliği için seferberlik çağrısı
Diasporadaki Kürt kadınları, ideolojik, siyasi ve mezhepsel farklılıkların bir kenara bırakılması gerektiğini ifade ederek, tüm Kürtlere birlik için seferber olma çağrısında bulundu.
Kadınlar, Kobani Direnişi’nin birlik ve dayanışmanın gücünü tüm dünyaya gösterdiğini hatırlatarak, aynı ruhun bugün de canlandırılması gerektiğini belirtti.
Siyasi taraflara tarihi sorumluluk çağrısı
Kürt siyasi taraflar için yayınlanan mesajda, tüm tarafların Rojava’daki mücadeleye karşı tarihi bir sorumluluk taşıdıkları vurgulandı.
Birlik içinde hareket etmenin, Kürt halkının geleceğini şekillendireceğine vurgu yapılan çağrıda, şu ifadelere yer verildi:
“Bizler, diasporada yaşayan bir grup Kürdistanlı kadın olarak; sorunlarımızın nihai çözümünün ancak bağımsız, birleşik bir Kürdistan’ın kurulmasıyla gerçekleşeceğine inanmakla beraber, bugün Rojava Kürdistanı’nda yürütülen ve ‘tarihi’ olarak nitelediğimiz bu sürece karşı sessiz kalamadık. Bizler, barış için beyaz tülbentini çatışma, düşmanlık ve kan gütmenin ortasına atan Kürt kadınlarından ilhamla; dilimizdeki örtüleri atarak, taleplerimizle bu sürece katkı sunmak istiyor ve bu doğrultuda Kürdistan’ın Kuzey, Güney, Doğu ve Batısında ve diasporada yaşayan Kürtlere sesleniyoruz: Hepimizin kurtuluşu, ideolojik, siyasi, dinsel ve mezhepsel farklarımızı bir tarafa bırakarak bir ‘seferberlik’ duygusuyla ortak bir hedefe yönelmemizle mümkün olacaktır. Milletimizin yakın geçmişte ortaya koyduğu ve neredeyse tüm dünyanın takdirini kazandığı Kobani Direnişi bunun en somut örneğidir.”
Tüm toplumsal kesimlere çağrı
Din âlimleri, akademisyenler, sanatçılar, gençler ve kadınlara da bir çağrı yapılan metinde, Kürt birliğinin sadece siyasilerin değil, toplumun her kesiminin sorumluluğu olduğu ifade edildi.
Çağrıda, eğitim, sanat ve sosyal dayanışma gibi alanlarda herkesin yetenekleri ölçüsünde katkı sağlaması gerektiği belirtildi.
Medya emekçileri ve sosyal medya kullanıcılarına özel mesaj
Kürt kadınları, haberlerin ayrıştırıcı değil, birleştirici bir dille yapılması gerektiği belirtilerek, medya emekçilerinden Kürt halkının özgürlük mücadelesine katkı sunan bir dil kullanmalarını istedi.
Ayrıca, sosyal medya kullanıcılarına bilgi kirliliğinden kaçınma ve ortak menfaatler doğrultusunda birlik mesajları yayma çağrısı yapıldı.
Uluslararası kuruluşlara çağrı
Birleşmiş Milletler, Avrupa Konseyi ve İslam İşbirliği Teşkilatı gibi uluslararası kuruluşlara seslenen kadınlar, Kürt kimliğinin dünya devletlerince resmi olarak tanınmamasının büyük bir adaletsizlik olduğunu vurguladı.
Kürtlerin varlık mücadelesine destek verilmesinin, hem bölge barışını hem de medeniyet anlayışını güçlendireceği ifade edilen çağrıda, şu ifadelere yer verildi:
“Sizlerin de bildiği üzere nüfusu 60 milyonu aştığı halde Kürt kimliği dünya devletlerince resmî olarak tanınmamaktadır. Tanımak, bir milletin varlığının kabulü anlamına gelmektedir. Kürt milleti yüzyıldır insanlık adına utanç verici uygulamalarla mücadele ederek bir varlık savaşı vermektedir. Kürdistan’ın Batısında yaşayan Kürtler son 12 yıldır oradaki terör unsurlarıyla verdikleri savaşta on binlerce şehit vermişlerdir. Dolayısıyla sizleri, ‘Demokratik Suriye Güçleri’ne (DSG) destek vermek suretiyle Kürt milletinin haklı taleplerine karşılık olmaya çağırıyoruz. Kürtlerin bu zor zamanında ortaya koyacağınız tutum, aynı zamanda medeniyet algınızın bir göstergesi de olacaktır. Kürt milletinin bağımsızlığı, sadece bizim için değil, bölgedeki barış ve istikrar ve orada yaşayan farklı kimlikler için de bir teminat olacaktır.”
Çağrıyı imzalayanlar
Çağrı metnini imzalayan isimler şunlar
Aslîka Qadir (Sanatçı)
İncil Selçuk (Politikacı ve Kürt Dili Aktivisti)
Esrin Qadirî (İnsan Hakları Aktivisti)
Bêxal Alhalifa (Illinois Kürt Kültür Merkezi)
Xeyal Qertal (New York Kürt Kültür Merkezi)
Faysa Yunus (Avrupa Kürt Kadınlar Federasyonu)
Zelal Dere (Oyuncu)
Hatice Kavran (Politikacı)
Nurcan Aktay (İnsan Hakları Aktivisti)
Güllü Çelik Celik
Perva İnal
Sabahat Acar
Nurcan Tekin