Bütün gözler Pazar günü oynanacak derbi maçında. Futbol zannetmeyin Saray ile Sarayın 2. Takımı arasındaki paslaşmalar. Peker bugüne kadar birçok itiraf da bulundu, doğru şeylerde söyledi ama ülkede yargı diye bir mekanizma olmadığı için çoğu iddialar havada kaldı. Adam bas bas bağırıyor ben pisliğin alt katıyım diye. Ama arkasından üstümdekiler var onlar benden de pisliktir diyor. Pisliklerden bir apartman yapmışlar, öyle ki “bir tuğla çekilse” yıkılacak.
Şimdi Peker bu tuğlayı tamamen çekecek mi yoksa pisliklerle yaşamaya devam mı edecek? Suriye konusunda da bazı yardımlarının olduğunu ama silahların da bu yolla gönderildiğini itiraf ediyor. “Öfkeli çocukların” ellerine bu silahları gönderenlerden çıt yok. Birde Peker’e sormak lazım bu kadar zenginliği nereden elde ettin? Her konuşmasının sonunda da Turan’ı kuracaklarını ima ediyor.
Turan Orta Asya’da orada ne yaparsanız yapın serbestsiniz. Atalarınız Mezopotamya işgal etmişler insanları öldürmüşler el koymuşlar. İşgalcilik kanınızda var halen buna devam etmek istiyorsunuz. Bir şeyi hesap etmemişler Kürtlerin direnme gücünü. Peker olaylarının hukuki boyutları adalet olmadığı için yargı sistemi de olmuyor. Peker’in dediği gibi Saray mahkemesi var, kararlar orada alınıyor.
Yazma konusu Türkiye olunca başlıklarda çok farklı oluyor. İki sıcak gündem ile düşüncelerimi dile getireceğim. 1’incisi HDP nin kapatılması ile ilgili. AKP – MHP koalisyonundan sonra meclisin işlevsiz kaldığı ve saraydan ülkenin idare edildiğini biliyoruz. 17- 25 Aralık’ın hesabını sormazsam namerdim diyen küçük ortak bugün ne olduğunu da açıklayacak mı? Meclisin çalışmadığı daha doğrusu çalıştırılamadığı konusunda herhalde herkes hem fikirdir. Zira hiçbir önerge kabul edilmemektedir. İktidar ortaklarının muhalefetiyle.
İktidar erken seçim değil ama 2023’e kadar buradayız diyor. Muhalefet de erken seçim istiyor ama taşı gediğine koyamıyor. Hadi olumlu bir adım atın istifa edin ülkeyi seçime götürün. Eğer muhalefette samimiyseniz topluca istifa ederek bu ülkeye bir iyilik yapın. Yoksa umutlarınız Peker’e mi kaldı? Neyi bekliyorsunuz bari onu da paylaşın bizlerle.
En önemli konulardan biri de, Güney Kürdistan’da ki vahim durum. Biz hiçbir Kürd’ün tırnağına zeval gelmesin anlayışıyla büyüdük. Ama bugün birbirimizi öldürmek için savaşmaya kalkıyoruz. Bugüne kadar özgürlük için mücadele eden ve bu uğurda hayatlarını kaybeden bütün Kürt insanlarının kemiklerini sızlatmaya kimsenin hakkı yok.
Bir Kürt insanı olarak, bir değer ailesinin ferdi olarak her iki taraftan da istediğimiz sorunlarınızı diyalogla çözmeye çalışın. Medya çalışanları da sizlerden ricam ateşin üzerine benzinle gitmeyin. Sanal âlemde yazdıklarınız Kürt halkına yapacağınız en büyük kötülüktür. Ulusal birliğini kuramamış bir halkın yaralarına tuz basmayın. Yok PKK böyledir, yok KDP şöyledir diyerek hakaret etmek hiç kimseye yakışmaz. Karşımızda bizleri yok etmeye çalışan devletler varken neden böyle olumsuzluklar yazılır anlamak mümkün değil.
Bizim acil olarak bir komisyon kurup diyalog için toplanmamız gerekiyor. Bizim kimseye ihtiyacımız yok biz kuvvetliyiz, onurluyuz, direnişçiyiz ve her şeyden evvel akıllıyız. Senelerdir edindiğimiz bilgiler yaşanmışlıklar hazinemizdir. Bu hazineye sahip çıkmak her Kürdün en önemli görevidir. Bakın bugün bile beğenirsiniz beğenmezsiniz HDP nin adını dahi anmadan cezalar veriliyor. İran, Irak ve Suriye’de pusuda bekliyor. Kürtlerin hiçbir kazanımına tahammülleri yok bunu görmek lazım.
Kimsenin kalbini kırmak istemem ama şöyle bir olayı düşünelim; Kürdistan kurulmuş ve seçimler yapılacak bütün partilerde bu seçimde olacaklar. Kim kazanırsa o iktidar olacak doğrusu da budur. KDP bu seçimleri kazandı kimse itiraz edebilir mi? HAYIR. Aynı şekilde PKK kazansa kimse itiraz edebilir mi? HAYIR. O zaman neyin savaşını yapıyoruz.
Bütün dünyaya Kürt halkının birliğini haykırma zamanıdır. Bakur, Başur, Rojhilat ve Rojava daki Kürtler bu kazanımların meyvesinden tatmak istiyorlar en doğal haklarıdır. Bizleri bir 100 sene daha geri götürmeyin. Birlikteliğimizden başka çaremiz yok.
/12 Haziran-Batman/