Kürdistan Bölgesi Dış İlişkiler Ofisi Sorumlusu Dizayi, ABD’nin Kürdistan Bölgesi’nin petrol ihracatı meselesine önem verdiğini bu çerçevede Bağdat ve Ankara arasında yapılan görüşmelere destek olabileceğinin sözünü verdiğini aktardı. Dizayi, aynı zamanda petrol akışının durdurulmasının Irak ve Kürdistan Bölgesi’ne maliyetinin 6 milyar dolar olduğunu kaydetti.
ABD’nin New York kentinde bulunan Kürdistan Bölgesi Dış İlişkiler Ofisi Sorumlusu Sefin Dizayi, Rûdaw’dan Diyar Kurda’nin sorularını yanıtladı.
Ceyhan boru hattı aracılığıyla Kürdistan petrol ihracatının yeniden başlaması için Erbil-Bağdat ve Bağdat-Ankara arasında yapılan görüşmeleri değerlendiren Dizayi, “Kürdistan Bölgesi’nin petrol ihracatı konusu, ABD yönetiminin önemle üzerinde durduğu bir konu olarak bütün toplantılarda açıkça konuşuldu. ABD yetkilileri Kürdistan Bölgesi’nin petrol ihracatının yeniden başlaması için Ankara ile Bağdat arasında yapılan görüşmelere destek olmaya hazır olduklarını ifade etti” dedi.
Ceyhan üzerinden gitmeyen petrolün zararı 6 milyar dolar
“Kürdistan Bölgesi’nin petrol ihracatının askıya alınmasının nedenleri neler/kimlerdir?” sorusuna Dizayi, şöyle yanıt verdi:
“Kimseye suçlu diyemeyiz ama bu sorunu çözmek iki tarafın sorumluluğundadır. Malumunuz üzere Paris Tahkim Kurulu, Türkiye’yi Irak’a yaklaşık 1,5 milyar dolar tazminat ödemeye mecbur kılarak Irak’ın lehinde bir karar verdi. Tabi buna eğer matematiksel olarak bakacak olursak.
Ancak 1,5 milyar doları geri almak için Kürdistan Bölgesi’nin petrol ihracatı Mart ayından bu yana durdurulduğu için son altı ayda Irak ve Kürdistan Bölgesi’nin genel bütçesine yaklaşık 6 milyar dolar zarara uğratılmıştır. Dolayısıyla bu mantık bunu kabul etmiyor.”
“Türkiye tazminatı ödemek istemiyor”
Türkiye’nin Bağdat ile yeni bir sayfa açmak istediğini dile getiren Dizayi, “Bağdat’tan duyduğumuz, Türkiye’ye karşı yükümlülüklerini yerine getirmesi gerektiği yönünde. Türkiye bunu resmi olarak dile getirmese de Irak tarafından Türkiye’ye ikinci bir davanın gündeme getirilmesini istemiyor. Türkiye hem açılan ilk davanın sonlandırılması hem de yeni bir davanın gündeme getirilmemesini istiyor. Böylece iki taraf arasında yeni bir sayfa açılır ve Kürdistan Bölgesi’nden petrol ihracatına yeniden başlayabiliriz” ifadelerini kullandı.
Tahkim karar: Ankara ve Bağdat farklı notadan çalıyor
Bağdat yönetimi, Türkiye’yi Kürdistan petrollerini taşıma ve tankerlere yüklemesi nedeniyle 1973’te imzalanan anlaşmayı ihlal etmekle de suçluyor. Zira Irak Hükümeti, Irak Devlet Petrol Pazarlama Şirketi SOMO’nun Ceyhan’dan petrol ihraç edebilecek tek resmi kurum olduğunu savunuyor.
Türkiye tarafı ise bölgede yaşanan bütün istikrarsızlıklara rağmen 1973 yılından beri Irak-Türkiye Petrol Boru Hattı Sistemi’ni çalışır durumda tutmak için milyarlarca dolarlık harcama yaptığını ve küresel petrol piyasalarında istikrarın korunması için gereken katkıyı sağladığını savunuyor.
Ankara, Tahkim Mahkemesi’ndeki davada mahkemenin Irak’ın beş talebinden dördünü reddettiğini, buna karşılık kendilerinin taleplerinin ise büyük çoğunluğunu kabul ederek Irak’ın bu ihlaller sebebiyle Türkiye’ye tazminat ödemesine hükmettiğini belirtiyor.
Türkiye ile Irak arasındaki anlaşma
Türkiye ile Irak arasında 27 Ağustos 1973’te imzalanan Ham Petrol Boru Anlaşması 20 yıl süresince ham petrol akışının sağlanması için boru hatlarının döşenmesini öngörüyordu.
2010 yılında Irak-Türkiye Boru Hattı Anlaşmasının 2025 yılına dek uzatılmasına karar verildi. O dönem anlaşmayı Türkiye Enerji Bakanı Taner Yıldız ve Irak Enerji Bakanı Hüseyn el Şehristani imzaladı.
Irak Petrol Bakanlığı’nın Irak devletinin tek temsilcisi olarak tanındığı vurgulanan anlaşmada Irak Devlet Petrol Pazarlama Şirketi (SOMO) ile Petrol Şirketi’nin isimleri “petrolün yüklenmesi ve gönderilmesinin denetleyicileri” olarak veriliyor.
Anlaşmaya göre, Irak tarafı Kerkük-Ceyhan petrol boru hattı üzerinden belli bir miktar petrol göndermekle yükümlüydü ve buna devam etmesi halinde Türkiye’ye tazminat ödemesi gerekiyordu.
Anlaşmada, “Türkiye, petrolü yalnızca Irak Devlet Petrol Pazarlama Teşkilatından (SOMO) alır” şeklinde bir şart bulunmuyor.
Irak Anayasası ve Kürdistan’dan petrol ihracatı
Petrol ve doğal gaz gelirlerinin adil dağılımı konusu, 2005’te hazırlanan Irak Anayasanın onaylanmasından bugüne Erbil ile Bağdat arasında temel çelişki ve tartışma konularından biri durumunda.
Irak Anayasası’nın 111’inci maddesinde; “Irak’ta bulunan petrol ve doğal gaz, çeşitli bölge ve vilayetlerde yaşayan bütün Irak halkının malıdır” hükmü yer alıyor.
Anayasanın 112’inci maddesinin 1’inci bendinde ise; “Federal Hükümet mevcut yataklardan çıkarılan petrol ve doğal gaz yönetimini bölge hükümetleri ve vilayetlerle birlikte yapar” ibaresi bulunuyor.
Bu amaçla Kürdistan Parlamentosu, 6 Ağustos 2007’de “Kürdistan Bölgesi Petrol Yasasını” kabul etti. Parlamentoda onaylanan yasaya göre, bölgedeki petrollerin işletilmesi için “Kürdistan Ulusal Petrol Şirketi” kurulmasına karar verildi.
Bağdat yönetiminin 2010’dan sonraki süreçte Kürdistan Bölgesi’ne uyguladığı ekonomik ve siyasi ambargo derinleşirken, Erbil, ekonomik olarak ayakta durabilmek için petrol ihracatına yönelik adımlar atmaya başladı.
Dönemin Kürdistan Bölgesi Enerji ve Doğal Kaynaklar Bakanı Aşti Hewrami, 2011’de ABD petrol devi Exxon ile 10 ayrı arama ve üretim anlaşması imzalandığını açıkladı. Ardından Chevron’dan Total’e dek Kürdistan Bölgesi’ne petrol yatırımcısı akını başladı. Türkiye Petrolleri (TPAO) ve Genel Enerji gibi Türk şirketleri de Kürdistan Bölgesi’ne geldi. 2012’de Erbil ile Ankara arasında “Mutabakat Zaptı” imzalandı.
Dönemin Irak Başbakanı Nuri Maliki, Kürdistan Bölgesi’ni bütçe payından mahrum etti. Dolayısıyla Erbil, memur maaşlarını ödeyebilmek için bu adımları attı.
Tahkim Mahkemesine başvuru süreci
2014’te IŞİD’in Irak ve Kürdistan Bölgesi’ne saldırdığı bir dönemde Bağdat yönetimi Ceyhan’dan petrol satışına izin vermesini gerekçe göstererek Paris’teki Uluslararası Ticaret Odasına tahkim başvurusu yaptı. Türkiye’nin Ceyhan’dan petrol satışına izin vererek SOMO dışında bir alım yapmış olduğunu, dolayısıyla 2010’daki ekle uzatılan 1973 anlaşmasını ihlal ettiğini öne sürdü.
Tahkim Mahkemesi 9 yıl sonra kararını verdi. Ancak bu karardan önce Irak Federal Yüksek Mahkemesi 15 Şubat 2022’de bir kararla 22 sayılı 2007 Petrol ve Doğal Gaz Yasası’nı Irak Anayasası’na aykırı bularak iptal etti.
Mahkeme, Kürdistan Bölgesi’nin tüm petrol ve doğal gaz gelirlerini Bağdat merkezî hükûmetine teslim etmesini karara bağladı. Kürdistan Bölgesi yönetimi ise mahkemenin kararını “siyasi” bularak tanımadığını açıkladı.
/rûdaw/