Dünya Çocuk Hakları Günü’nde tüyleri diken diken eden utanç raporu!

20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü’nde çocuk ihlallerine dikkat çeken UCİM Derneği İzmir İl Temsilcisi, Bilim Kurulu Üyesi Dilara Işık, UCİM Derneği Cinsel İstismara Maruz Bırakılan Çocuklara Yönelik Hak İhlallerini İzleme Raporu’nu paylaştı. Rapor hakkında değerlendirme yapan Işık, “İstismarcı ebeveynlerin ortak özelliklerinden biri çocukluk dönemlerinde ihmal ve istismara uğramış olmaları ya da dolaylı şekilde maruz kalmış olmalarıdır. Dolayısıyla travma yoluyla öğrenilen bu tutum eğer iyileştirip tedavi edilmezse kendi çocuklarına zarar olarak yansıyabilmektedir” dedi.

UCİM Derneği Cinsel İstismara Maruz Bırakılan Çocuklara Yönelik Hak İhlallerini İzleme Raporu’na göre, çocuklar en çok yakınları tarafından istismara maruz kalıyor. Raporda çocuğun istismarı ile ilgili dikkat çekici veriler yer aldı.

YABANCI İSTİSMARCI ORANI YÜZDE 4!
İzleme Raporu’na göre, ”İzlenen davalarda, çocukların maruz kaldığı cinsel istismar suçundan yargılanan sanıkların çocuklar ile yakınlığı incelendiğinde sanıkların anne, baba, dede, dayı, amca gibi aile bireyleri ile komşu, öğretmen aile dostu ya da annenin partneri gibi çocuğun yakın çevresindeki kişiler olduğu görülmüştür. 99 failin 16’sı öz anne baba, 12’si öz dayı-amca, 7’si öz dedesi. Çocuğun hiç tanımadığı yabancı istismarcı oranı sadece yüzde 4 olup, tüm istismarcıların yüzde 96’sı çocuğun ve ailesinin tanıdığı, yüzde 86’sı ise çocuğun yaşadığı eve girip çıkan kişilerdir. Çocuğu tanıyan failler içinde bir değerlendirme yapıldığında çocukların en fazla komşu, ardındansa dayı-amca ve anne partneri-üvey baba istismarına maruz kaldığı görülmüştür” denildi.

Raporun devamında, izlenen davalarda, faillerin çocukların yakın çevresinde olmasına rağmen davaların yalnızca yüzde 16’sında sanık için uzaklaştırma kararı bulunduğu tespit edildiği ifade edilerek kurum bakımına alınan çocuğa rastlanmadığı tespit edildiği belirtildi.

YÜZDE 45’İ TEHDİT EDİLDİ
Raporda ayrıca, UCİM tarafından yapılan izleme çalışmaları sırasında takip edilen davalarda çocukların yüzde 45’i istismar öncesi veya sonrasında tehdit edildiğini bildirmiştir. Şantaja maruz kalan, korkutulan, tehdit edilen çocukların, istismarı bildiremedikleri gibi suç tekrarı yaşadıkları anlaşılmıştır. Aile içi cinsel şiddete maruz kalan çocuklar kendilerine inanılmayacağı ve suçlanacağı endişesini taşıdıklarını aktarmışlardır. Ailelerinin dağılmasından duydukları kaygı da çocukların susmasına neden olmuştur.2-4 yaş grubu çocuklar, gelişimlerinin erken aşamalarında olmaları nedeniyle maruz kaldıkları eylemi cinsel istismar olarak tanımlayamamış ve adli süreçte konuşamamıştır.Yaşadıklarını hemen ihbar edebilen yalnızca 4 çocuk olduğu tespit edilmiştir. Çocukların yüzde 35’inin yaşadığı istismarın bildirilmesinde yaşanan gecikme davada tartışılmamış ve aydınlatılamamıştır.

ÇOCUĞUN REFAHINI TEHDİT EDEN DURUMLAR İHLALDİR
Klinik Psikolog ve UCİM Derneği İzmir İl Temsilcisi, Bilim Kurulu Üyesi Dilara Işık, Egedesonsöz’e açıklamalarda bulundu.

Işık yaptığı açıklamada “İhmal ve istismar çocukların anne-baba ya da bakım veren bir yetişkin tarafından uygunsuz, zarar verici olarak nitelendirilen, çocuğun gelişimini engelleyen eylem ya da eylemsizliklerin tümüdür. Fiziksel ve duygusal ihmal, cinsel, fiziksel ve duygusal istismar türleri vardır. Çocukların 18 yaşından önce çalıştırılması, dilendirilmesi, eğitim haklarının önüne geçilmesi çocuk hakları ihlalidir. Çocuklara din, dil, ırk sebebiyle eşit eğitim, yaşam koşulları sunmamak çocuk hakları ihlalidir. Savaşa maruz kalmak, savaşa katılmaya zorlamak çocuk hakları ihlalidir. İhlal ve istismarların evrensel olarak düzenlenmesi, iyileştirilmesi ve bununla ilgili yasal düzenlemelerin yapılması oldukça önemlidir. UCİM derneği olarak, çocuk haklarını önem veriyor, çocuk haklarının korunması ve savunulması için hukuki, sosyal ve psikolojik mücadelemizle sahada olduğumuzu belirtmek istiyoruz” şeklinde konuştu.

İYİLEŞTİRİLİP TEDAVİ EDİLMELİ
Işık, çocuğun istismarının en çok yakınları tarafından meydana çıkmasını ise şöyle yorumladı:

“İstismarcı ebeveynlerin ortak özelliklerinden biri çocukluk dönemlerinde ihmal ve istismara uğramış olmaları ya da dolaylı şekilde maruz kalmış olmalarıdır. Dolayısıyla travma yoluyla öğrenilen bu tutum eğer iyileştirip tedavi edilmezse kendi çocuklarına zarar olarak yansıyabilmektedir. Bu noktada her ebeveynin çocuk sahibi olmadan önce kendi bireysel süreçlerini tamamlaması ya da farkındalıklarını arttırması gelecek nesiller için önem arz etmektedir”

Diren ÇELİK/EGEDESONSÖZ-

 

İlginizi Çekebilir

Shakira 7,3 milyon euro ceza ödeyecek
AYM, Cizre’deki can kayıplarıyla ilgili yaşam hakkı ihlali kararı verdi

Öne Çıkanlar