Türkiye’nin AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, Meclis’te AKP grup toplantısında açıklamalarda bulundu.
MHP Genel Başkanı Bahçeli’nin, PKK lideri Öcalan çağrısına yanıt veren Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
“Sayın Bahçeli gerçekten cesur ve ezberleri bozan bir teklif ortaya koymuştur. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde yaptığımız görüşmede pek çok konuyu ele alıyoruz. Sayın Bahçeli ile tam bir mütabakat halindeyiz. Biz de bu meseleyi tüm yönleriyle ele alıyoruz. Devlet ciddiyeti ve büyük bir hassasiyetle yürütüyoruz. Terör belasını bertaraf etmekte kararlıyız…”
Erdoğan, “Katliamların ve zulümlerin yanında bölgemiz adeta cayır cayır yanıyor. Cumhur İttifakı olarak tarihi bir sorumlulukla karşı karşıyayız. Türkiye’nin hedeflerine doğru yürümesi için çalışıyoruz. Kardeşlik siyasetimizden eser ve hizmet politikamızdan ödün vermedik” dedi.
“İsrail ile Lübnan arasında bu sabah yürürlüğe giren ateşkes anlaşmasından memnuniyet duyuyorum” diyen Erdoğan, “İsrail sorumluluklarını harfiyen yerine getirmeli. Coğrafyamızdaki krizlerin çözümü için çabalıyoruz. Gazze’de katliamın durması ve kalıcı ateşkesin sağlanması için Türkiye olarak her katkıyı sunmaya hazırız” ifadelerini kullandı.
KILIÇDAROĞLU’NA YANIT
CHP’nin eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun duruşmada yaptığı savunmaya yanıt veren Erdoğan, şöyle devam etti:
“Bunlara hak ettikleri cevabı vermedikçe densizlik çıtaları yükseliyor. CHP’nin eski genel başkanının davalı olarak bulunduğu mahkeme salonunda savurduğu zırvalar, hakaretler bunun en son örneğidir. Karşımıza çıktığı bütün seçimleri kaybeden bu zat, sürgüne gönderilen biri. Yenilen pehlivan güreşe doymazmış. Gündeme gelmenin yolunu bize sataşmakta, bizim üzerimizden prim yapmaktan görüyor. Bu zatın FETÖ’cülere nasıl koşa koşa gittiğini biliyoruz. 15 Temmuz gecesinde de kahvesini yudumladı. ABD’de hamburgercide ne yaptığını o gün bugündür açıklayamadı. Nereden tutarsanız tutun elinizde kalan bir başarısızlık, çapsızlık örneğiyle karşı karşıyayız. Bu zatın Türkiye’yi yönetmeye talip olduğu masa arkadaşları, özellikle dile getirdikleri siyasi nezaketsizliktir.”
KREŞ TARTIŞMASI
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu ile bakanlar arasında başlayıp AKP-CHP gerilimine dönüşen kreş tartışmasına da değinen Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
“Yeni genel başkanlarının eskisinden geri kalır yanı yok. MEB bir yazı gönderiyor. Bu hatırlatma kanuni bir zorunluluktan kaynaklanıyor. Tıpkı öğrenci bursları meselesi gibi burada da CHP bizzat kendisinin müsebbibi olduğu bir konuda istismar siyasetine sarılıyor. Cehalet tek başına katlanabilir bir eksikliktir. Ama ukalalıkla yan yana gelince çekilmez bir hal alıyor. Son konuda sergiledikleri tablo tam olarak budur. Anaokulu kreş ayrımını dahi bilmiyorlar. Bakanlıktan gelen yazıyı okumamışlar. Hadi okudular anladılar diyelim. Bu sefer de yalan ve iftira alışkanlığından kurtulamıyorlar.”
TEĞMENLER AÇIKLAMASI
Kılıçlı yemin eden teğmenlerin disipline sevk edilmesine destek veren Erdoğan, şunları kaydetti:
“CHP bu konuda önüne arkasına bakmadan konuşuyor. TSK’da disiplin hayati öneme sahiptir. Komutanların talimatına rağmen disiplinsizlik yapan teğmenlerin yarın neler yapabileceğini kim bilir. Disiplinsizlik yapanları kahramanlaştırmak neyin nesidir? Bu ordu bir zümrenin, partinin değil milletin ordusudur. Bu ordu ölürsem şehit kalırsam gazi diyen serdengeçtilerin ordusudur. Bu ordu 3 kıta yedi iklimde İslam’ın bayraktarlığını yapan şanlı bir ordudur. Ordumuzun konumunu gayet iyi biliyoruz. CHP ordumuzun ruh kökünü koparmaya muvaffak olamadı. Ordumuzun yıpratılmasına da provoke edilmesine de izin vermeyiz. Kahraman ordumuz, vesayet heveslilerinden ve FETÖ’cü hainlerden temizlendikçe vatan savunmasını çok daha iyi bir şekilde yerine getirmeye başlamıştır. Sınırlarımızın ötesinde terör örgütüne nefes aldırmayan bir orduya sahibiz. Karası denizi ve havası ile TSK’nın gıptayla takip edilen başarılarına istismarcıların gölge düşürmesine müsaade etmeyiz. 3-5 oy için ‘Mustafa Kemal’in itleri’ hakaretini sineye çekeceksiniz, meclis kürsüsünde bölücü terör örgütü yandaşlarından ayar yerken gıkınızı çıkarmayacaksınız, Pensilvanya’dan gelen destek mesajlarına bir çift laf demeyeceksiniz, utanmadan bize çıkıp vatan ve mehmetçik sevgisinden bahsedeceksiniz… Siz gidin önce kara sicilinizle yüzleşin. Sizin haddinize mi? Ordumuza siyaset virüsünün bulaşmasına izin vermeyeceğiz… CHP2nin sorumsuz yöneticilerinin ordumuzu nizamsızlık, disiplinsizlik tehditleriyle karşı karşıya bırakmasına göz yummayacağız. AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak darbecilere ve şakşakçılarına rağmen, sivil siyaseti, adaleti, milletimizin haklarını savunmayı gerekirse canımız pahasına sürdüreceğiz.”
BAHÇELİ’NİN ABDULLAH ÖCALAN ÇAĞRISI
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Abdullah Öcalan çağrısına yanıt veren Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
“Sayın Bahçeli gerçekten cesur ve ezberleri bozan bir teklif ortaya koymuştur. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde yaptığımız görüşmede pek çok konuyu ele alıyoruz. Sayın Bahçeli ile tam bir mütabakat halindeyiz. Biz de bu meseleyi tüm yönleriyle ele alıyoruz. Devlet ciddiyeti ve büyük bir hassasiyetle yürütüyoruz. Terör belasını bertaraf etmekte kararlıyız. Türklerle Kürtler arasında örülen terör duvarını yıkacağız. Bu hedefimizde samimiyiz, kararlıyız. Sayın Bahçeli’nin tarihi çağrısından sonra her iki yapınında aynı kafadan olduğunu göstermiştir. Karşımızdaki tablo çok da umutlu olmamıza izin vermiyor… Sınırlarımızda bir terör yapısının kurulmasına izin vermeyeceğiz.”
”SÖZ KONUSU VATANSA”
Erdoğan Cumhur İttifakı ile ilgili olarak da şunları söyledi:
“Dünya yeni ve köklü bir değişimin eşiğinde olmanın sancılarını yaşıyor. Aynı şekilde bölgemiz, kuzeyi ve güneyiyle adeta cayır cayır yanıyor. İşte böyle bir iklimde Cumhur İttifakı olarak tarihi bir sorumlulukla karşı karşıyayız. Türkiye’nin hem siyasi ve ekonomik istikrarını korumanın, hem sosyal barışını tahkim etmenin, hem de hedeflerimize doğru yürüyüşümüzü sürdürmenin mücadelesini veriyoruz. Esasen karşımızdaki tablo, sadece AK Parti ve Cumhur İttifakı ile sınırlandırılamayacak kadar önemlidir. Kendini bu ülkeye, bu millete karşı mesul hisseden herkesin bu mücadeleye destek vermesi, katkı sunması, en azından yıkıcı muhalefetten kaçınması gerekir. Söz konusu vatan, millet ve devletse, gerisi sadece birer teferruattır. ”
/Gazete DuvaR/