Partisinin grup toplantısında konuşan Erdoğan’ın açıklamasından öne çıkanlar şöyle:
“Türkiye’de faaliyet gösteren 168 siyasi parti arasında ak partimiz 11 milyon 135 bin 306 üye sayısıyla zirvedeki yerini koruyor. AK Parti olarak üye sayısı itibariyle Türkiye’nin en büyük aileyiz. Bunu söylerken hamaset yapmıyor, gerçekleri dillendiriyorum. Böyle bir ailenin ferdi böyle bir hareketin neferi böyle bir siyasi partinin lideri olmakla iftihar ediyorum. AK Parti’ye gönül veren üyelerimizin her birine tek tek teşekkür ediyorum. Biz kuruluş aşamasından itibaren milletiyle birlikte yol yürüyen bir partiyiz. Milletin rotasından hiç ayrılmadık, milletin hedef, amaç ve kadim değerlerinden asla kopmadık. Çekemeyenler çıkıyor, rabbim nazarlardan saklasın.
Enflasyonla mücadeleye verdiğimiz önemi sürekli vurguluyoruz. En büyük baş ağrımız olan enflasyonda düşüşün başladığını görüyoruz. Haziranda başladığımız dezenflasyon süreci devam ediyor. Mal kalemlerinde daha belirgin ancak hizmet kısmında atalet yüksek seyrediyor. Dünyada da benzer bir durum var. Hükûmet olarak bu ataleti kıracak müdahalelere giriyoruz, gireceğiz. Enflasyonla mücadeleyi sadece taleple değil, gıda ve konut yönünde arz yönlü tedbirlerle de destekleyeceğiz. Sosyal konut projemiz bunlardan biri. 2025 yılında enflasyon hedefimizi tutturma konusunda umutluyuz. Enflasyon düştükçe alım gücü artacak, milletimizin sıkıntıları biraz daha hafifleyecek. Biraz daha sabredecek, kararlı duruşumuzu bozmayacak, 85 milyon hep beraber, hep birlikte kazanacağız.
2008 krizinde herkes ‘yandık, bittik’ havalarındayken, biz, ‘Türkiye’yi teğet geçecek’ dedik ve haklı çıktık. IMF’e olan borcun ödenmesinden tek haneli enflasyona kadar imkansız görünen pek çok ekonomik başarıya imza attık. Türkiye, emin ve ehil kadroların yönetiminde güven içindedir.
İktidar ve ittifak olarak kötümserliğin, kin ve husumetin bizi yolumuzdan alıkoymasına, azmimizi sarsmasına izin vermeyeceğiz.
Suriye açıklaması
Suriyeli kardeşlerimiz 13 yıl boyunca işkenceyle, açlıkla halkını katleden Esed’den ve Baas rejiminden sonunda kurtuldu. Tüm kesimleriyle Suriye halkı, hasretini çektiği özgürlüğe kavuştu.
Suriye meselesinde öyle pervasız, vicdansız, ahlak dışı cümleler kurdular ki bugün konuşmaya yüzleri dahi yok. Hırçınlaşmalarının, seviyeyi daha da düşürme sebebi bunlardır. Öküz altında buzağı aramaya devam ediyorlar. Bizim abdestimizden şüphemiz yok ki namazımızdan şüphemiz olsun. Zoru görünce veya işine gelmeyince topu taca atacak karakterde değiliz. Hep dobra konuştuk, harbi olduk. Bugün de hakikatin diliyle konuşacağız. Neymiş, kırmızı kart gösterecekmiş. Ya sen o işlerden anlamazsın, o iş bizim işimiz.
Yarım asırdır devam eden baskılara karşı halk, demokrasi taleplerini yüksek sesle dile getiriyordu. Bu gösterilerde Türkiye’nin dahli hiç olmadı. Zaman zaman da Suriye’nin adresini bize gösterdi. Ya sen oranın yolunu bilmezken biz zaten oralardaydık. Bunlara gerçekten navigasyon vermek lazım, Suriye’ye nereden, nasıl gidiliyor bilsinler.
Olaylar kendiliğinden vuku bulmuştu. Hatta olaylar başladıktan sonra Esed ile birkaç kez görüştüm, gösterilerin barışçıl olduğunu söyledim. Toplumun beklentisi olan reformların hayata geçirilmesi gerektiğini ifade ettim. Bu görüşmelerimizde kendisiyle her temasımızda Esed hiçbir zaman reform sözünü tutmadı. Göstericilerin seslerine kulak vermek yerine ordusunu devreye sokarak olayları şiddetle, kanlı yöntemlerle bastırdı. Kendisiyle o süreçte de görüştüm. Tepkilere neden olacağını yapıcı bir şekilde izah ettim. Bunun aslı da Esad’dır, öyle söylüyorlar. Bizi bile alıştırdılar… Gösterilerin önüne geçmenin tek yolunun vadedilen reformların yapılması olduğunu anlattım. Ama Esed barışçıl yollar yerine katliamlarına hız verdi. Küçük çaplı barışçıl gösteriler, orantısız şiddet nedeniyle büyüdür ve Suriye geneline yayıldı. Rusya, İran, dahil oldu, PKK gibi terör örgütleri dahil oldu. Ülkemizi de bu ateş tehdit eder boyuta dönüştü. Suriye’den ülkemize hareketlilik başladı. Suriye’de masum siviller, toplu katliam, kimyasal silah, tecavüz gibi insanlık dışı muameleye maruz kaldı. Olaylar bu raddeye vardıktan sonra Türkiye hem sınırlarını korumak hem de terör örgütlerine karşı tedbir almak için gelişmelere dahil olması kaçınılmazdı.
Bizim için şaşırtıcı olan, içeriden bazılarının ‘Türkiye’nin Suriye’de ne işi var’ diye bizi haksızca eleştirmeleriydi. ‘ABD’nin, bölgesel aktörlerin, Batı’nın, Avrupa’nın, terör örgütlerinin Suriye’de ne işin var’ demediler, sadece Türkiye’yi, şahsımızı eleştirdiler. 13 yıl boyunca bir kez olsun ülkelerinin yanında, Türkiye’nin yanında, Suriyeli muhacirlerin tarafında yer almadılar.
Siyaset akılla, basiretle, ülke çıkarlarını merkeze alarak yapılır. Türkiye’nin hak ve hukukunu yüceltmek için yapılır. Siyasetçisi, yazarı, akademisyeni, gazetecisiyle bu yeni dönemde herkesin görevi ülkemizin Suriye’de istikrarın tesisi için yürüttüğü çabalara katkı sunmaktır. Kardeşlerimizin yaralarına şifa olmak, kendi ayaklarının üstünde durmalarını sağlamak komşuluk vazifemizdir. Biz Suriye’deki her kesim gibi Kürt kardeşlerimizin de tüm meselelerinin çözümünün takipçisiyiz, Kürtlerin güvenliğinin teminatıyız.
Suriye’de ve bölgede DEAŞ tehdidinden kurtuluyorsa bu meseleyi çözme kudredine sahip en büyük güç Türkiye’dir. Herkes bölgeden elini çeksin. Biz Suriyeli kardeşlerimizle beraber DEAŞ’ın da YPG’nin de diğer terör örgütlerinin de kafasını kısa sürede ezeriz. Bu yapılabilecek kudrete ve kuvvete bizler sahibiz.
Biz bu siyaseti yürütürken CHP tarafında farklı bir hava var. Kimin ne yaptığı, ne dediği belli değil. Muhalefetin seviyesine son günlerde bir kez daha tanık olduk. Türkiye’nin ana muhalefet partisini mi yoksa bir ilkokul müsameresini mi izliyoruz? Sayın Özel, Gazi Mustafa Kemal’in koltuğunda oturuyorum diyor ama ne bir ciddiyet ne ağır başlılık var. Koltuğunu korumak için bir atraksiyon yapması lazım ama onu bile beceremiyor.
Şimdi orijinal bir eylemle kamuoyunun karşısına çıktılar. Bu son çıkışlarını biz de beklemiyorduk, milletimiz gibi bu orijinal fikir karşısında dumura uğradık! CHP’nin siyaset üretme kabiliyetini böylece bir kez daha görmüş olduk. Önce bu dahiyane fikri için Sayın Özel’i ve yönetimini tebrik ediyorum. Halkımızın umutlarını artırdılar, Türk siyasetine yeni bir ufuk kazandırdılar, demokrasimizin gücüne güç kattılar, çaba gerektirmediği için kart oyununun CHP’nin karakterine daha uygun olduğu kanaatindeyim. Kendilerini fazla kaptırmasınlar, daha bunun puzzle’ı, pişpiriği, pokeri, iskambili var. Önlerinde kartlarla yapabilecekleri çok alternatif var.
İmralı görüşmeleri
Hükümet olarak bu hususta şehit yakınlarımızın ve gazilerimizin hassasiyetine halel getirmeyecek şekilde hareket ediyoruz… Bölgesel gelişmeler lehimizedir. İç siyasette hava son derece müsaaittir. Böyle bir denklemde terör belasının def edilmemesine kimsenin gönlü razı olmaz. Silahı aradan çıkaralım, birbirimize sıkıca sarılalım. Türk, Kürt, Arap ayrımı yapmadan biz olalım istiyoruz. Bu durumda yol alındı. Heyetin yaptığı görüşmeler olumlu geçti. Gerekli çağrı yapılır terör örgütü ve bağlantılı yapılar da gereken adımları atarsa kazanan Türkü ile Kürdü ile tüm Türkiye olacaktır. Eğer terör örgütü bu çağrıya kulak tıkarsa biz terörsüz Türkiye’yi başka yöntemlerle inşa ederiz. Gün tüm coğrafyamızda barış ve istikrarı kılma günüdür.”