Ergil: Devlet Büyük Kürdistan’dan endişe ediyorsa sorunu çözmeli

GenelGündem

Siyaset bilimci Prof. Dr. Doğu Ergil, ” Türkiye’nin yöneticileri Büyük ve Birleşik Kürdistan’ın kurulacağından endişe ediyorlarsa sorunu çözmek zorundalar” açıklaması yaptı.

Ergil sosyal medya hesabından (@DoguErgildogu) yaptığı açıklamada şunları söyledi:

Düz mantık: Eğer Türkiye’nin  yöneticileri, Orta Doğu’daki olası gelişmeler sonucunda İran, Irak ve Suriye’deki Kürt siyasal oluşumlarının, Türkiye Kürtlerini de etkileyerek “Büyük ve Birleşik Kürdistan”ı kuracaklarından ve bunun su ve petrol zengini bir güç olacağından endişe ediyorlarsa, “SORUNU” çözmek zorundalar.

Bu konudaki kararlılık ve beceri bir DEVLET (korkusu yanında) AKLI olup olmadığını da gösterecek!

Ergil dün de katıldığı bir televizyon programında ‘yeni süreçle’ ilgili şunları söylemişti:

“Türkiye’nin güvenlik endişeleri ve bölgesel sorunlar, ülkedeki Kürt meselesine dair yeni çözüm arayışlarını gündeme getiriyor. Sorunun kaynağının net bir şekilde tanımlanması, çözümün başlangıcı için önemli bir adım olacaktır. Ancak şu anda sorunun tanımı dahi kesin olarak yapılabilmiş değil. Türkiye’nin iç ve dış politik dengeleri göz önünde bulundurulduğunda, Kürt tarafının temsiliyet sorunu çözüm sürecine dahil edilmeli. Kürt tarafında, Öcalan’ın önder kabul edilmesi, bu bağlamda bir avantaj sunarken; temsilin genişlemesiyle farklı aktörlerin de sürece katkı sağlaması önem arz ediyor. Bu aktörlerin de seslerinin duyulması, çözüm sürecine destek sağlayabilir.”

Ergil bugün yaptığı bir başka açıklamada ise şunları söyledi:

”Bahçeli, siyasi kariyerinin en tartışmalı ve riskli hamlesini yaptı: Öcalan üzerinden ‘Kürt Sorunu’nun çözümü gereğini dile getirdi. Belli ki bu konuda bir işbölümü yapıldı. Siyasetin ana aktörü (CB), sessiz kalarak çalkalanan suların üzerine sıçramaması için kenarda duruyor ve gelişmeleri izliyor. Her hâlükârda toplumda genel bir ‘çözüm’ beklentisi var. Bakmayın siz yaygaracı radikal azınlığa… Ekte Sedat Bozkurt’un derlediği ‘sorunun’ tespitine ilişkin ilk resmi rapor bölümleri var. Sorun aslında biliniyor ama çözümün sonuçlarından (değişim) ürküldüğü için baskıdan başka pek bir şey yapılmamış. Bu fırsat anında naçizane bir teklifim var: Sorunun tanımının yapılmasını ve taraflarca kabul gören çözüm önerilerinin tespitini yapacak bir TARTIŞMA-MÜZAKERE gurubunun oluşturulması…

Eşit sayıda Kürt ve Türk üyeden oluşacak bu grubun barşın şartlarını müzakere etmek yetkisi olmayacak. Bu şartların ortaya çıkması, fikri-yasal alt-yapısının oluşturulması için bir arama, beyin fırtınası grubu işlevi görecek. Ama fırtınadan çok beyin gerekeceği için bu grubun üyeleri yetkin, bilgili, saygın, tarafsız ve temsil kabiliyeti olan kişiler arasından seçilmeli. Resmi veya gayrı resmi görevliler olmamalı. Bu grubun yapacağı çalışma, konunun çerçevesini çizdikten sonra resmi aktörler, kalıcı bir barış antlaşmasının şartlarını hazırlarlar. Bakalım ‘devlet aklı’ ne der?..”

İlginizi Çekebilir

Bakırhan: Tarihsel Kürt ve Türk ilişkileri demokratik bir zemine kavuşmalı
Trump: Harris, beceriksiz olduğu için bizi kesinlikle 3. Dünya Savaşı’na sokacaktır

Öne Çıkanlar