Ankara Valiliğinin Emekli Meclisleri Sendikası (EMS) hakkında açtığı kapatma davasının ilk duruşması yapıldı. Dava ertelendi. Bir sonraki duruşma 17 Ocak 2025 tarihinde yapılacak.
Rahmi Cinokur/ EMS
Ankara Valiliği’nin hukuki olarak tanımadığı ve kütü numarası vermediği Emeli Meclisleri Sendikası’na yönelik açmış olduğu ‘’kapatma’’ davasının ilk duruşması Ankara 4. İş Mahkemesi’nde yapıldı. Duruşmaya, Ankara Valiliği adına Av. Aysel Yaniç Kırgel, EMS adına eş sözcü Av. Ali Ersin Gür katıldı.
Mahkeme Başkanı, davacı ve davalı vekillerine söz verdi. Davacı Vekili Av. Aysel Yaniç, emeklilerin sendik kurma hakkı bulunduğunu belirterek, kapatılmasını talep etti.
Sendika Av. Ali Ersin Gür de Ankara Valiliği’nin, başvuru ve tüzel kişilik kazanmasına rağmen Emekli Meclisleri Sendikasına tüzel kişilik kazandırmadığını ve sicile kaydını yapmadığını, buna istinaden Ankara İdare Mahkemesi’nde açtıkları davanın kendi lehlerine sonuçlandığını kaydetti.
Gür, ‘’Bu durumda sendikanın kapatılması söz konusu değildir. Ayrıca dava yasal bir aylık süre içinde açılmamıştır. Hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddini talep ederiz. Var olmayan bir sendikanın kapatılmasına karar verilemez. Davanın reddini talep ederiz’’ dedi.
Dosyayı yeniden inceleyen mahkeme, duruşmayı 17 Ocak 2025 tarihine erteledi.
SENDİKADAN AÇIKLAMA
Emekli Meclisleri Sendikası Türkiye Koordinasyonu, mahkeme sonrasında yazılı açıklama yaptı.
Açıklamada, emeklilerin içinde bulundukları koşulların herkesim tarafından bilindiğini belirtilerek, ‘’Biz bu durumdan kurtulmak için sendikalaşmaya çabalarken; iktidar bloku, emeklilerin örgütlenmesini engellemek amacıyla her türlü usulsüzlüğü kendilerine mubah sayıyor’’ denildi.
Emekli Meclisleri Sendikası, 01.12.2023 tarihinde Ankara Valiliği’ne kuruluş başvurusunda bulunduğu andan itibaren hukuken tüzel kişilik kazanmış olmasına rağmen valilik ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının EMS’ye karşı sorumluluklarını yerine getirip kütük kaydı yapmadığı ve dolayısıyla sendikanın varlığını bir türlü kabul etmediği vurgulanan açılamada şöyle denildi.
‘’Israrla “emekliler sendika kuramaz” diyerek haklı talebimizi reddettiler. Bakanlığın görüşünü alarak “emeklilerin sendika kuramayacaklarını” ileri süren valilik kararının iptali için Ankara 6.İdare Mahkemesi’nde açmış olduğumuz “İptal Davası” lehimize sonuçlanmış olup bakanlık ve valiliğin istinaf başvurusu nedeniyle dava istinaf aşamasındadır. Bu davanın yargılama süreci sonunda lehimize sonuçlanıp kesinleşmesini bekliyoruz.
Ankara 6.İdare Mahkemesi davayı 11.10.2024 tarihinde karara bağlamıştır. Anayasanın 138.maddesi ile İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 28.maddesi ve Türk Ceza Kanunu’nun 257.maddeleri birlikte değerlendirildiğinde davalı valilik ve bakanlığın en geç 11 Kasım tarihine kadar mahkeme kararını uygulamaları gerekirken görevlerini yerine getirmedikleri için “görevi kötüye kullanma” suçunu işlemiş oldular ki bu suçun cezası, altı aydan iki yıla kadar hapis cezasıdır.
Ankara Valiliği ve Bakanlık, Ankara 6.İdare Mahkemesinin lehimize sonuçlanmış olan kararını 30 günlük yasal süre zarfında uygulayıp Emekli Meclisleri Sendikası’nı EMEKLİ SENDİKASI OLARAK kütüğe kaydetmeyerek suç işlemişlerdir. Valilik ve Bakanlığın tutumu hukuk devleti ilkesi ile de asla bağdaşmamaktadır. Ankara Valiliği, bir yandan Ankara 6.İdare Mahkemesi kararını yerine getirmez ve sendikamızı tanımazken diğer yandan Emekli Meclisleri Sendikası’nın kapatılması için Ankara 4.İş Mahkemesi’nde “kapatma davası” açması da bir başka çelişkidir. Bize göre Ankara Valiliği öncelikle Emekli Meclisleri Sendikasını tanımalı, yürürlükteki hukuk kurallarını uygulamalıdır. Ancak ondan sonra belki “kapatma davasını” açabilirler. Valilik hem 30 günlük yasal süreyi kaçırdıktan aylar sonra kapatma davasınıaçmış ve hem de varlığını tanımadığı sendikamız hakkında kapatma davası açarak kendisiyle çelişmiştir.
Her türlü maddi imkana sahip işverene sendika kurma hakkını tanıyan bir sistemin, açlık sınırının çok altında bir maaşla ölmemeye çalışan emeklilere sendika kurma hakkı tanımamasının savunulabilir hiçbir haklı yanı yoktur. Büyük şirket ve holdinglerin milyarlarca liralık vergi borçları silinip kendilerine muafiyet getirilirken; bizden alınan vergilerle geçmediğimiz ve kullanmadığımız yol, köprü ve havaalanlarına geçiş ve yolcu garantileri için milyarlarca dolar ödenirken; kur korumalı mevduat hesaplarına 1,2 trilyon TL faiz ödenirken; sıra biz emeklilere gelince “para yok” diyerek bizleri açlık, yokluk, yoksulluk ve sefalete mahkûm edenler sendikalaşmamızı istemiyor ve sendikamızın kapatılması için kapatma davası açmış durumdalar.
İç Hukuk sistemimizde açıkça “emekliler sendika kurabilir” diye bir hüküm yoktur ama “emekliler sendika kuramaz” diye menedici açık bir hüküm de yoktur. Çağdaş toplumlarda aslolan özgürlükler olup yasaklar ise istisnadır. Eğer bir hak açıkça yasa ile menedilmemiş ise o hak var kabul edilir. Emeklilerin sendika kuramayacaklarına dair açık bir yasal düzenleme olmadığına göre sendika kurmak biz emeklilerin en doğal hakkı olarak kabul edilmelidir. Buna karşılık anayasamızın 17.maddesi ile 90.maddesi gereğince iç hukuk normuna dönüşmüş bir çok uluslararası sözleşme biz emeklilerin sendika kurmasına cevaz vermektedir.
İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 23. Maddesi, B.M. Ekonomik Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşmesi’nin 8, maddesi, BM. Medeni ve Siyasi Haklara ilişkin Sözleşmenin 22 maddesi, Avrupa Birliği Temel Haklar Şartının 12. Maddesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 11/1 maddesi, herkes gibi biz emeklilere de sendika kurma hakkını tanımaktadır. Bu sözleşmelerin tamamında Türkiye Cumhuriyeti taraftır ve dolayısıyla bir “hukuk devleti” olarak taahhüdünü yerine getirmelidir. Ayrıca “çalışanlar” kavramı geniş manada emeğiyle geçinen herkesi kapsar. Dolayısıyla kişinin işsiz olması veya emekli olması bu sonucu değiştiremez. Bu yüzden de emekliler sendika kurabilir.
Biz emekliler, ekonomik, sosyal, kültürel ve yaşamsal haklarımızı koruyup geliştirmek amacıyla Emekli Meclisleri Sendikasını kurduk. Sendikamızın tüzüğü doğrultusunda ve ona bağlı kalarak her koşul altında sendikal mücadelemizi sürdüreceğimizi tüm Türkiye Kamuoyuna duyururuz.’’