Ezidi Soykırımı’nın 10’uncu yılında İlke TV canlı yayınına katılan Ezidi Gazeteci Eyüp Burç, soykırımla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Çimen Can ve Ercüment Akdeniz’in sorularını yanıtlayan Burç, soykırımın 10 yıldır devam ettiğini belirterek yaraların bir nebze de olsa sarılması için “Soykırım Mahkemesi” kurulması gerektiğini kaydetti.
nsanlığa karşı işlenmiş bu suçu her yerde anlatmak lazım. Bunun kendisine insanım diyen herkesin bir ödevi olduğunu düşünüyorum. O yüzden bir hassasiyet ve sorumluluk içerisinde dünya insanlığının bu tür
günlerde bu mevzuyu adilane bir şekilde dile getirilmesi gerektiğine inanıyorum” dedi.
’10’uncu yılda en büyük taleplerden biri Soykırım Mahkemesi kurulması’
Soykırımın 10’uncu yılında en büyük taleplerinden birinin soykırımı tanıyan ülkelerin artması olduğunu belirten Eyüp Burç, özellikle de Türkiye Meclisi’nde tanınmasını talep ettiklerini belirtti. Burç, “Kimler dahil olmuş? Kimlerin parmağı var? Hangi gizli güçler bu planın, projenin içindeler?” gibi soruların cevaplanması için, “Uluslararası bir soykırım mahkemesi kurulmalı” dedi.
Ezidilerin hala evlerine dönemediğini belirten Burç, s bakıyoruz, yani insan bir anlaşma yapar da, o halktan, o gruptan, o insanlardan kimseyi anlaşmanın temsilcisi olarak almaz mı? Oturmuşlar iki tarafın bürokratları, masada Şengal’in kaderini çizmeye çalışıyorlar. Nedir anlaşma? Diyor ki, göç edenler yerlerine dönmeli,yeniden inşa süreci başlatılmalı, tazminatlar ödenmeli. Peki Ezidiler ne düşünüyor? Ne yapmak istiyorlar? Nasıl yaşamak istiyorlar? Nasıl dönmek istiyorlar? Ne sağından, ne solundan, ne politik olandan, ne Ruhani olandan, ne sıradan insandan, masaya hiçbir Ezidi temsilci alınmamış. Yani ezidisiz bir ezidi anlaşması yapıldı. O yüzden anlaşma ölü doğdu.” ifadelerini kullandı. ın 10’uncu yılda da devam ettiğini söyledi. Burç, Ezidiler olmaksızın Erbil-Bağdat arasında 2020 yılında imzalanan Şengal Anlaşması’na değinerek “Anlaşmaya
in kendi güvenliklerini sağlamayı istediğini aktaran Burç konuyla ilgili sözlerine şöyle devam etti:
“Ezidiler öncelikle kendi güvenliğimizi kendimiz sağlayalım, kendi asayiş gücümüzü kendimiz oluşturalım diyor. Onun için de kendi yönetimimizi kendimiz belirleyelim ve bunların hepsini Birleşmiş Milletler ve Koalisyon Güçleri’nin itifakıyla ve Irak Anayasası‘nın sınırları içinde yapalım diyorlar.”
/ilke tv/