SDG Basın Sözcüsü Ferhad Şamî, Özerk Yönetim ve SDG tarafından yapılan resmi açıklamalar dışında yayılan her bilginin özel savaşa hizmet ettiğini kaydederek, “Herkesin gözü SDG’de olsun” dedi.
Suriye Demokratik Güçleri (SDG) Basın Sözcüsü Ferhad Şamî, Türkiye ile desteklediği paramiliter güçlerin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırılarına dair açıklamalarda bulundu.
Ronahî TV sunucusu Alan Meîş’in sorularını yanıtlayan Ferhad Şamî, “Yaşanan çatışmalar sadece iki güç arasında yaşanmıyor. Evet sahada şuan iki tane silahlı güç çatışıyor, bir ya da SDG diğer tarafta işgalci Türk devleti ile DAİŞ çeteleri var. Yapılan saldırılar işgalci Türk devletinin bölgede yaşayan halklara karşı bir saldırısıdır. Bu saldırılar Kürtler, Hiristiyan, Arap, Özerk Yönetim içinde bulunan bütün halklara dönüktür. Bir çok yerde çetin çatışmalar yapılıyor. El Nusra’nın Halep’e başlattığı saldırıdan sonra yaşanan süreci Türkiye kendisi için bir fırsata çevirmek istiyor. Bunun için çetelerini devreye soktu. Herkesin gözünün Şam’da olduğu bir zamanda işgalci Türkiye devleti ve çeteleri Özerk Yönetim bölgelerine yönlerini çevirdiler” diye konuştu.
‘SDG HALKIN VARLIĞINI SAVUNUYOR’
Kobanê’nin kuzeyinde bulunan Karakozak, Teşrîn ve Halep kırsalındaki Dêr Hafir’da saldırıların yoğunlaştırıldığı bilgisini veren Şamî, “3 gündür çetin saldırılar var. Ağır silahlar ve dronlar ile saldırılar yapılıyor. Saldırılarda binlerce çete yer alıyor. Ancak bütün bunlara karşı SDG savaşçıları eşi benzeri olmayan bir direniş gösteriyor. Karakozak köprüsünden yapılan saldırılar kırılmış durumda. SDG savaşçıları şuan bölgeyi tamamen temizlemek için bir hareketlilik içindeler. Teşrîn barajında da saldırılar kırıldı. Şuan çeteler geri kaçtıkları için sıcak bir çatışma yok. Dün akşam Halep kırsalındaki Dêr Hafir’da başlayan çatışmalar bugün devam etti. Sızma girişiminde bulunan çetelere karşılık verildi ve 3 çete öldürüldü, silahlarına el konuldu. SDG savaşçıları canları ile halklarının varlığını savunuyor. Bu kahramanlığın eşi ve benzeri yok. Bu büyük bedeller ve örgütlememiz olmasa şuan Alevi yerleşkelerinde HTŞ tarafından yapılan katliamların bir benzeri de bize karşı yapılırdı” ifadelerini kullandı.
‘KİMSENİN YANLIŞ YAPMA HAKKI YOK’
Minbic’e dair önümüzdeki günlerde açıklamalar yapılacağını belirten SDG Basın Sözcüsü Şamî, ‘‘Bazı askeri bilgilerin şuan paylaşılması uygun değil, bu bilgilerin kimse tarafından bilinmemesi gerek. Minbic’e dair geniş çaplı açıklamalar muhakkak olacak. Savaşçılarımızın güvenliği için şuan her şeyi paylaşamıyoruz” dedi.
Baas rejiminin yıkılmasından sonra HTŞ ve Türkiye’nin desteklediği paramiliter güçler tarafından yapılan katliamlara değinen Şamî, “Şuan her yerde bu görüntüler paylaşılıyor. Mesele bir rejim değişikliği meselesi değil. Suriye’nin genelinde şuan bir kaos var. Suriye’de bu kaosun ne zaman biteceğine dair bir öngörü yok. DAİŞ’in daha önce yaptığı uygulamalar şuan yayılan videolarda gördüğümüz kadarı ile tekrarlanıyor. Şuan mezhepsel olarak bir kırım gerçekleştiriliyor. Biz bunun uyarısını daha önce çok yaptık. Buna karşı halkımız uyanık olsun. Bu varlık yokluk savaşı. Şam, Hamus, Lazkiye, Tartus’ta şuan yaşananları herkesin iyi takip etmesi lazım. Kimsenin yanlış yapma hakkı yok. Bizi özgürlüğe kavuşturacak olan SDG savaşçılarının dört bir yanda verdiği direniştir. Bunun dışından kimsenin bu halkı koruma gücü yoktur. Bu direnişin askeri kanadı kadar diplomasi kanadı da var. Katliamların önüne geçmek için diplomasi çalışmalarımız var. İşgalci Türkiye devletinin halkımızı katletmesine izin vermeyeceğiz” ifadelerini kullandı.
‘HERKESİN GÖZÜ SDG’DE OLSUN’
Sosyal medyada yayılan kirli bilgilere kimsenin itibar etmemesi gerektiğini vurgulayan Ferhad Şamî, Özerk Yönetim ve SDG tarafından yapılan resmi açıklamalar dışında yayılan her bilginin özel savaşa hizmet ettiğini kaydetti. Sosyal medya ve iktidara yakın medyada yapılan yalan haberlerin psikolojik özel savaşa hizmet olduğunun altını çizen Ferhad Şamî, “Özel savaş işgalin temel ayaklarından biridir. Bir anlaşma, görüşme olursa bu resmi bir şekilde paylaşılır. Herkesin gözü SDG’de olsun. Suriye’nin en temiz gücü SDG’dir. Şuan Humus, Hama, Lazkiye, Tartus başta olmak üzere fırsat bulan herkesin QSD’nin yönetiminde olan yerlere gelmek istediklerini biliyoruz. Özerk Yönetim’de herkes eşit, demokratik bir şekilde bir arada yaşıyor. Burada inançlara, etnik yapılara saygı var. Kimse kimseyi katletmiyor. Kimse çetelere bel bağlamasın. Çeteler birer kurttur, Kurt et yemeyi bırakıp otlanmaz. Herkes bunu bilsin” şeklinde konuştu.
/Mezopotamya Ajansı/