40 yıldır İsveç’te yaşayan Kürt yazar ve şair Fırat Ceweri, İstanbul’da okurlarıyla bir araya geldi; hayatı ve edebiyatından bahsettiği bir söyleşi gerçekleştirdi.
Avesta Yayınevi tarafından İsmail Beşikçi Vakfı (İBV) salonunda gerçekleştirilen ve moderatörlüğünü deneyimli gazeteci Ali Duran Topuz’un yaptığı söyleşide yazar Ceweri, sürgün hayatı ve yazarlık deneyimlerini anlattı.
Yazar ve şair Fırat Ceweri ilk şiir denemesini ve yaşadığı baskılara ilişkin şunları söyledi:
“Şiir yazmaya başladığımda bir defterim vardı ve şiirlerimi oraya yazardım. Askerler eve baskın düzenlediğin defteri anneme fırlattım, o da koynunda sakladı. Ülkeyi terk etmeye karar verdiğimde tüm şiirlerimi sildim ve sadece başlıklarını bir kağıda yazıp pantolumun bel kısmına gizledim. Bu şekilde Suriye’ye gittim.
“Ülkemden polisten kaçtım İsveç’te saygı gördüm”
İsveç’te yaşarken bir daktilo aldım ve onları yeniden yazdım. Bütün şiirlerimi kitap halinde yayınladım. Orada polise gittiğimde bana ne iş yaptığımı sorduklarında şair olduğumu söyledim. Polis önümde ayağa kalktı, ceketini ilikledi ve bana fazlasıyla saygı gösterdi. Ülkemde polisten kaçmıştım, ama burada polis beni takdir etti.”
“Modern Kürt edebiyatı İsveç’te başladı”
“Sözlere sığındım ama sözlerim yasaklıydı” isimli panelde Ceweri, Kürtçe edebiyatın dünyaya yayılması için Kürtçe edebiyatın tanıtılmasını aracılık edecek ajansların olması gerektiğine dikkat çekti.
Ceweri, modern Kürt edebiyatının İsveç’te sürgünde başladığını da belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:
“Edebiyatın gelişmesi için farklı vakıf ve kurumlara ihtiyacımız var, Kürtçe edebiyat ödülleri de verilmeye başlanmalıdır. Zengin Kürt insanları ve kurumlar var. Ödüller verilirse Kürt edebiyatı daha da gelişecek, uluslararası düzeye ulaşacaktır. ”
Şair ve yazar Fırat Ceweri’nin paneline çok sayıda yazar, yayıncı ve okuyucunun yanı sıra bir grup İsveçli akademisyen ve tanınmış sima katıldı.
Panel soru ve cevaplarla son buldu.
/rûdaw/
