G20’nin Rio de Janeiro bildirisi: Umut var mı?

ÇevreGündem

G20 Liderler Zirvesi’nde açlık, yoksulluk ve iklim değişikliği ile mücadele için hangi kararlar alındı? Ultra zenginlerden daha çok vergi alınacak mı? Dünyada savaşların sona erdirilmesi için çağrılar ne anlama geliyor?

Brezilya’nın ev sahipliğinde yapılan G20 Liderler Zirvesi’nin ortak bildirisi yayımlandı. Bildiride açlık ve yoksullukla mücadele için küresel bir ittifak, savaştan zarar gören Gazze’ye daha fazla yardım, Ortadoğu ve Ukrayna’daki ihtilafların sona erdirilmesi çağrıları yer alıyor. Ancak bildiride bu hedeflere nasıl ulaşılacağına dair somut yol haritaları ortaya konmuyor.

Rio de Janeiro’da düzenlenen ve dünyanın önde gelen sanayileşmiş ve gelişmekte olan ekonomilerinin liderlerini bir araya getiren G20 zirvesinin ilk gününde yayımlanan ortak bildiri 85 maddeyi kapsıyor.

“Lula için iyi bir sonuç”

Aslında G20 ülkeleri arasındaki derin görüş ayrılıkları, Ortadoğu ve Ukrayna’da tırmanan ihtilaflar ve Donald Trump’ın ABD başkanlık seçimlerindeki galibiyeti sonucunda değişen siyasi dinamikler nedeniyle zirvede bir bildiri üzerinde mutabık kalınmasının zor olacağı belirtiliyordu.

Bu nedenle zirvenin ilk gününde bildirinin yayımlanmış olması zirvenin ev sahibi Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inacio Lula da Silva için bir başarı olarak değerlendiriliyor.

Arjantin ilk taslaklardaki bazı ifadelere itiraz etti, belgenin tamamını onaylamayan tek ülke oldu.

Brezilya’nın eski bakanlarından siyasi danışman Thomas Traumann, çok genel ifadelere yer verilmiş olunsa da bir bildirinin yayımlanmış olmasını dönem başkanı Brezilya için “olumlu bir sürpriz” olduğu görüşünde. Traumann, “Bir an için deklarasyon yayınlamama riski vardı… bu Lula için iyi bir sonuç” dedi.

Ama zirve bildirisinde savaşlar kınanıp, barış çağrısı yapılırken, bu savaşların sorumlularına işaret etmekten kaçınılması dikkati çekiyor.

“Daha çok bir iyi niyet beyanı”

Rio de Janeiro Devlet Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Profesörü Paulo Velasco, “Bildiride, suçlulara işaret etmekten imtina ediliyor” dedi.

Gazze ve Ukrayna savaşları ile ilgili maddelere dikkat çeken Velasco, “Yani, İsrail veya Rusya’dan eleştirel bir şekilde bahsedilmiyor ama yol açılan dramatik insani durumların altı çiziliyor. Bu Brezilya’nın umduğu sonuç ile büyük ölçüde uyumlu… Ancak gerçekten dikkatlice analiz edersek, bu daha çok bir niyet beyanını temsil ediyor. Çeşitli konularda bir iyi niyet beyanı ama çok az somut, elle tutulur tedbir var” değerlendirmesini yaptı.

Bildiride açlık ve iklim değişikliği ile mücadele, uluslararası örgütlerin reformu, ultra zenginlerin daha etkin bir şekilde vergilendirilmesi hedefleri sıralanıyor, küresel ısınmayı 1,5 derece ile sınırlandırma hedefi konusundaki uluslararası mutabakat yineleniyor. Ortadoğu’da tırmanan gerilimler ve Rusya’nın Ukrayna savaşına ilişkin çağrılara da yer veriliyor.

Brezilya’dan İsrail’e Gazze mesajı

Zirve bildirisinde, Gazze’de “insani felakete dönüştüğüne” vurgu yapılan gelişmeler ve Lübnan’daki gerilimin daha da tırmanmasından duyulan “derin endişe” ifade ediliyor, insani yardımların acilen artırılması ve sivillerin korunması çağrısı yapılıyor.

Filistinlilerin kendi kaderlerini tayin hakkının teyit edildiği bildiride, “İsrail ve Filistin devletlerinin uluslararası hukuk ve ilgili BM kararları ile tutarlı, güvenli ve tanınmış sınırlar içinde, barış içinde yan yana var olacağı iki devletli çözüm vizyonuna sarsılmaz bağlılığımızı yineliyoruz” ifadeleri yer alıyor.

Metinde, geçen sene 7 Ekim’de, AB ve ABD’nin terör örgütü olarak sınıflandırdığı Hamas’ın İsrail’i hedef alan ve büyük bölümü sivil olan 1200 kişinin hayatını kaybettiği, yaklaşık yüz kişinin de rehin alındığı terör saldırılarına atıf yapılmıyor.

İsrail G20 ülkeleri arasında yer almıyor. Zirve öncesinde G20’ye çağrı yapan İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar, İsrail’in kendini savunma hakkının tanınmasını, tüm rehinelerin serbest bırakılmasının talep edilmesini, İsrail’in Gazze Şeridi ve Lübnan’da savaştığı Hamas ve Hizbullah’ın kınanmasını istemişti. Hatta Saar, bu konulara değinmeyen bir bildirinin “İran ve müttefiklerini, Ortadoğu’da istikrarsızlık tohumları ekmeye devam etmelerini cesaretlendireceğini” savunmuştu.

Bildiride İsrail’in istediği ifadelere yer verilmedi. İsrail’in kendini savunma hakkını destekleyen ABD Başkanı Joe Biden ise bildiri yayımlanmadan önce düzenlenen G20 oturumunda savaşın tek sorumlusunun Hamas olduğunu söyledi. Biden ayrıca G20 liderlerine “ateşkes anlaşmasını kabul etmesi için Hamas üzerindeki baskının artırılması” çağrısını yaptı.

Rusya’ya dolaylı barış çağrısı

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in katılmadığı G20 zirvesinde Rusya’yı Sergey Lavrov temsil etti. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin hakkında tutuklama kararı çıkartmasından bu yana Putin bu tür zirvelere katılmaktan kaçınıyor.

2022 Bali Zirvesi’nde alınan sert tutumun aksine, Brezilya’da, geçen yıl Hindistan’da yapılan zirvede olduğu gibi, Rusya’nın Ukrayna’daki saldırganlığı açıkça kınanmadı. Bunun yerine Ukrayna’daki insanların çektiği büyük acılara dikkat çekildi ve Rusya’ya atıf yapmadan barış çağrısı yapıldı.

ABD Başkanı Biden’ın Ukrayna’nın uzun menzilli ABD füzeleri ile Rusya topraklarını hedef almasına izin vermesi, G20’de yankı buldu. Biden zirvede yaptığı konuşmada, “ABD Ukrayna’nın egemenliğini ve toprak bütünlüğünü güçlü bir şekilde desteklemektedir. Bence bu masanın etrafındaki herkes de bunu yapmalı” sözlerini kaydetti.

BMGK reformu için çağrı ile yetinildi

Rio de Janeiro bildirisinde Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) reformunun önemine, konseyin beş ülke ile sınırlı daimi üye sayısının artırılmasına ve “temsili, kapsayıcı, verimli, etkili, demokratik ve hesap verebilir bir konsey hedefine” de vurgu yapılıyor.

Uluslararası barışı ve güvenliği korumakla yükümlü konseyin yapısı 1945’ten bu yana değişmedi. İkinci Dünya Savaşı sonrasındaki beş baskın güç olan ABD, Rusya, Çin, İngiltere ve Fransa veto yetkisine sahipken, farklı bölgelerden 10 ülke iki yıllık dönemler halinde dönüşümlü olarak konseyde geçici üye olarak görev yapıyor.

Gelinen noktada aslında tüm ülkeler BMGK’nın günümüz dünyasını yansıtacak şekilde genişletilmesi gerektiği konusunda hemfikir. Ama bunun nasıl yapılacağı konusunda uzlaşma sağlanabilmiş değil.

G20 bildirisinde de yine genel ifadeler yer aldı, “Afrika, Asya-Pasifik, Latin Amerika ve Karayipler gibi yeterince temsil edilmeyen ve temsil edilmeyen bölge ve grupların temsilini arttıracak şekilde genişletilmiş bir BMGK yapısı çağrısında bulunuyoruz” denildi.

Brezilya Devlet Başkanı Lula da daha güçlü çok taraflılık çağrısında bulundu, uluslararası kuruluşlarda, karar alma süreçlerinde, daha fazla ülke ve sesin temsil edilmesinin önemine değindi. Bunu “barışa giden yol” olarak tanımlayan ve reformların hızla hayata geçirilmesi gerektiğini söyleyen Lula, “Değişim için dünya savaşları veya ekonomik çöküşler beklenmemeli” uyarısında bulundu.

Lula ayrıca BMGK’yı “güvenilirlikten yoksun” olmakla eleştirdi, Dünya Bankası ve Uluslararası Para Fonu (IMF) gibi kurumları borçlu ülkelerin iç işlerine karışmakla suçladı.

Açlık ve Yoksullukla Mücadele İttifakı

Rio de Janeiro zirvesinde Brezilya Devlet Başkanı Lula Açlık ve Yoksullukla Mücadele İttifakı’nı da ilan etti.

İttifak, özellikle erken çocukluk döneminde daha iyi beslenme, ücretsiz okul kantinleri ve küçük tarım işletmelerine destek sağlamayı hedefliyor. Amaç, on yılın sonuna kadar 150 milyon çocuğun gıdaya erişimini ve kalitesini artırmak.

Lula, “Açlık ve yoksulluk, kıtlığın veya doğal olayların bir sonucu deği, buna asıl sebep olan şey insanlığın büyük bir bölümünün dışlanmasına yol açan siyasi kararlardır” dedi.

Zirve bildirisinde de açlığın kaynak veya bilgi eksikliğinden değil, herkesin gıdaya erişimini sağlayacak siyasi irade eksikliğinden kaynaklandığına vurgu yapıldı.

Açlık ve Yoksullukla Mücadele İttifakı, dünyanın en büyük 20 ekonomisi dışındaki 82 ülkeden de destek aldı. İttifak üyeleri, gıda güvenliğin tesisi için tecrübelerini paylaşacak, tedbirleri koordine edecek.

“Bu bizim en büyük mirasımız olacak” diyen Lula, dünyada barışın tesis edilmesinin ön koşulunun açlık ve yoksullukla mücadele olduğunu kaydetti.

Amerikalılar Arası Kalkınma Bankası (IDB) şimdiden ittifaka 25 milyar dolar taahhüt etti.

Kâr amacı gütmeyen uluslararası yardım kuruluş Oxfam, G20 ülkelerinin kendilerinin de küçük ölçekli tarıma önemli kamu yatırımları yapmaları çağrısı yaparken, Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen Avrupa Birliği’nin de ittifaka dahil olacağını duyurdu.

Ultra zenginlere vergi baskısı artacak mı?

Brezilya’daki G20 zirvesinin gündemine damgasını vuran bir diğer konuyu da ultra zenginlere ilave vergiler getirilmesi hedefi oluşturdu.

Zirve bildirisinde küresel milyarderlere ek vergi getirilmesi çağrısı yapıldı. Bu madde Arjantin’in itirazına rağmen bildiriye eklendi.

Bildiride, çok yüksek net servete sahip bireylerin “etkili bir şekilde vergilendirilmesini” sağlamak için “birlikte çalışma” konusunda mutabakata varıldığı belirtiliyor. Liderler vergi kaçırmayla mücadele için “mekanizmalar” geliştirmek istediklerini duyurdu.

Yoksullukla mücadele eden Oxfam’ın direktörlerinden Viviana Santiago, G20 dönem başkanlığı dönemindeki çabaları için Brezilya’yı övdü.

Santiago, Brezilya’nın dönem başkanlığı sırasında insanların aşırı eşitsizlik, açlık ve iklim değişikliği ile ​​mücadele taleplerine yanıt vermek için çabaladığını ve özellikle süper zenginlerin vergilendirilmesi konusunda harekete geçtiğini söyledi.

Bu arada pazar günü Rio’daki Copacabana plajında düzenlenen bir protesto gösterisinde BM verilerine göre 2023 yılında aç kalan 733 milyon insanı temsil etmesi için kumun üzerine yayılmış 773 boş tabak yer aldı.

Küresel ısınma ile mücadelede finansman arayışı

G20 liderleri zirvenin ikinci gününde sürdürülebilir kalkınma ve temiz enerjiye geçiş, küresel ısınma ile mücadele hedefleri masaya yatırılıyor.

Zirve bildirisinde, iklim değişikliğine yanıt için “tüm kaynaklardan sağlanan iklim finansmanının hızlı ve önemli ölçüde milyarlardan trilyonlara çıkartılması” çağrısında bulunuldu. Ama bu kaynağın nereden sağlanacağına açıklık getirilmedi.

Ekonomistler, hedefin yıllık en az 1 trilyon dolar olması gerektiğini söylüyor.

Avrupa da dahil olmak üzere gelişmiş ülkeler, iddialı bir hedefte anlaşabilmek için, Çin gibi daha zengin gelişmekte olan ülkeler ve zengin Ortadoğu ülkelerinin de katkı sağlayan ülkeler arasında yer alması gerektiğini savunuyor.

Brezilya gibi gelişmekte olan ülkeler ise iklim değişikliğinin ana sorumlularının gelişmiş ülkeler olduğunu söyleyerek bu ısrarı geri çeviriyor.

G20 ülkeleri, dünya ekonomisinin yüzde 85’ini kontrol ediyor ve aynı zamanda küresel ısınmaya neden olan emisyonların en az dörtte üçünden sorumlu. Bu nedenle iklim değişikliğine verilecek yanıtın bu ülkeler tarafından verilmesi isteniyor.

Bu arada bildiride, fosil yakıtların aşamalı olarak kaldırılması yerine yalnızca “verimsiz fosil yakıt sübvansiyonlarının aşamalı olarak kaldırılmasından” bahsediliyor. Geçen yıl COP28’de fosil yakıtların kullanımının aşamalı olarak durdurulmasına ilişkin temel bir uzlaşı sağlanmıştı.

Küresel Vatandaş (Global Citizen) adlı hükümet dışı uluslararası örgüt kurucularından Mick Sheldrick, G20 ülkelerini konuyla ilgili olarak “top çevirmekle” eleştirdi.

G20 ayrıca, 2024 yılı sonuna kadar plastik kirliliğini sınırlamaya yönelik yasal olarak bağlayıcı bir anlaşma üzerinde anlaşmaya varmayı taahhüt etti. Bir anlaşmaya varmak için iki yılı aşkın süredir devam eden müzakerelerin sona erdirilmesi amacıyla görüşmeler önümüzdeki hafta yeniden başlayacak.

/Deutsche Welle/

İlginizi Çekebilir

İslami Direniş İsrail hedeflerini vurduğunu açıkladı: İsrail Irak’a mekup yazdı
Özgür Özel: Sandık orada, erken seçim istiyoruz             

Öne Çıkanlar