Gazeteci Karakoç için karar 7 Ağustos’ta verilecek

GündemMedya

Almanya’nın talebi üzerine Hollanda’da gözaltına alınan ve bir ay sonra şartlı tahliye edilen gazeteci Serdar Karakoç’un duruşması bugün Amsterdam’da görüldü. Mahkeme iade talebine ilişkin nihai kararını 7 Ağustos’ta verecek.

Özgür basın geleneğinin emektarlarından, gazeteci Serdar Karakoç, Almanya’nın talebi üzerine 129b maddesi gerekçe gösterilerek Hollanda’daki evinde 23 Mayıs günü gözaltına alınarak tutuklanmıştı. 14 Haziran günü şartlı tahliye edilen Karakoç, 5 bin euro kefaletle serbest bırakılmıştı. Haftada bir gün imza veren Karakoç’un ayrıca pasaportuna da el konulmuştu.

Karakoç’un Almanya’ya teslim edilip edilmeyeceğine dair duruşma bugün  (24 Temmuz) öğleden sonra Amsterdam Adliyesi’nde görüldü.

Duruşma öncesi, Serdar Karakoç’a Özgürlük İnisiyatifi’nin çağrısıyla  Avrupa’nın farklı ülkelerinden gelen onlarca gazeteci, yazar ve siyasetçi adliye binası önünde toplandı.

Mahkeme heyeti, salonda yer olmadığı gerekçesiyle sınırlı sayıda katılımcıyla izin verdi. Davayı, bir grup gazeteci ve siyasetçi izledi. Karakoç’un avukatları da salonda hazır bulundu.

Duruşma mahkeme heyeti, davaya konu aktivitelerin Almanya’da olduğunu hatırlatarak, içeriğini Hollanda yargısıyla ele almanın mümkün olmadığını hatırlattı.

Almanya yargısının dosyada yer alan iddiaları “Terör örgütü” faaliyeti olarak ele aldığını belirten heyet, ancak bu iddiaların Hollanda yargısının iddiası olmadığını, bu yüzden dosya içeriğine girmeyeceklerini, sadece Almanya’nın iade talebini ele alacaklarını ifade etti.

AVUKATLAR: ALMANYA’DAKİ DAVA TÜRK DEVLETİNİN TALEBİ

Mahkeme heyetinin bilgilendirmesi ardından Serdar Karakoç’un avukatlarının savunmasına geçildi. Avukatlar, Almanya Devleti’nin Kürt toplumunun her faaliyetini kriminalize ettiğine dikkat çekti. Serdar Karakoç’un davaya konu edilen Almanya’daki faaliyetlerinin basın ve siyasi faaliyetler dışında bir durum olmadığına vurgu yaptı. Basın ve siyasi çalışmaların terörizmle bağdaştırılmasına tepki gösterdi. Kürt halkının statü mücadelesi verdiğine işaret eden avukatlar, Türk Devleti’nin her türlü meşru, yasal faaliyetleri bile terörizmle suçladığını hatırlattı.

TÜRK DEVLETİ SİYASİ MÜCADELE YÜRÜTEN HERKESİ TERÖRİST GÖRÜYOR

Avukatlar politik mücadele yürüten, gazetecilik yapan herkesin Türk Devleti tarafından terörist olmakla suçlandığına dikkat çekti. Bu uygulamanın Türk Devleti’nin baskısıyla Avrupa devletlerinde de hayata geçirilmek istendiğine işaret eden avukatlar, gazeteci Serdar Karakoç hakkında Almanya’da açılan davanın da bunun son örneklerinden biri olduğunu söyledi. Serdar Karakoç’un çalışmalarının basın ve siyasi faaliyetler olduğunun altını çizen avukatlar, Almanya devletinin ısrarla meşru, yasal basın ve siyasi çalışmaları terörizmle bağdaştırmaya çalıştığına işaret etti.

Türk Devleti ve Almanya Devleti arasındaki ilişkilere de dikkat çeken avukatlar, Serdar Karakoç hakkında Almanya’da açılan ve iade talebine konu edinilen dava dosyasının da Türk Devleti istemiyle açıldığına inandıklarını söyledi. Avukatlar aynı zamanda PKK’nin yasaklı bir örgüt olmadığına dair Brüksel ve Lüksemburg mahkemelerinin verdiği kararları da hatırlattı.

Avukatlar, Almanya’nın Serdar Karakoç’un teslim edilmesine dair talebinin reddedilmesini talep etti.

Avukatların savunması ardından iddia makamı söz aldı. Serdar Karakoç’un yargılandığı dosyada suçlu olup olmadığı yönünde bir değerlendirmeye giremeyeceklerini belirtti. Serdar Karakoç’a dair kararın Almanya yargısı tarafından verilmesi gerektiğini söyledi. Ancak Serdar Karakoç’a Hollanda Devleti tarafından daha önce oturma izni verildiğini hatırlattı. Almanya’nın Serdar Karakoç’u suçlu bulup ceza vermesi halinde bile Hollanda’da tutuklu kalması gerektiğini belirtti.

KARAKOÇ: BASIN FAALİYETLERİ 129b YASASI KAPSAMINA ALINAMAZ

Serdar Karakoç’a son sözleri soruldu. Türkiye’de yıllarca gazetecilik yaptığını anlatan Serdar Karakoç, gelmek zorunda kaldığı Avrupa’da da gazetecilik yaptığını belirtti. Almanya’nın kendisini 2017 ile 2018 arasındaki çalışmalarını bahane ederek istediğini söyleyen Karakoç, “Ben 20 yılı aşkın süredir Hollanda’da yaşıyorum. Bu süreçte Almanya, Fransa ve Avrupa’nın diğer ülkelerine sık sık gidip geldim. Almanya’nın beni suçladığı 2017 ve 2018 yıllarında da ve sonrasında da sık sık gidip geldim. Bu gezilerimin temel sebebi gazetecilik çalışmalarımdır. Yine aile bireylerimin bir kısmı Almanya’da yaşamaktadır. Yaptığım çalışmalarım kamuoyuna açık olmasına rağmen Almanya devleti beni 129b yasasından yani terör örgütü üyeliğinden yargılamaktadır” dedi.

Terörün kavramının iyi açıklanması gerektiğini belirten gazeteci Karakoç, Türkiye’nin bile terör kavramını şiddetle bağdaştırdığını söyledi. Kendisinin Almanya’da yargılandığı davada hiçbir şiddet eyleminin olmadığını, gazetecilik yaptığını vurguladı. Almanya yasalarına göre de; 129b yasasından yargılanmaması gerektiğini ifade etti.

Kürt Özgürlük Hareketi’nin 2014 ve 2018 yıllarında farklı Avrupa mahkemelerince “PKK’nin bir terör örgütü olmadığı” yönünde kararlar aldığını hatırlatan Karakoç, PKK’nin bir yasaklı örgüt olmadığının altını çizdi.

Almanya’da uygulanan ve Kürt toplumunun demokratik çalışmalarını kriminalize eden 129b yasasının içeriğine de atıflarda bulunan Serdar Karakoç, Almanya’nın tüm Kürt halkını demokratik, yasal faaliyetlerini bahane ederek terörist olarak lanse etmeye çalıştığını belirtti. Gazetecilik faaliyetlerinin de 129b yasası kapsamında ele alındığını ve bunun kabul edilemez olduğunu söyledi.

MİT’in Avrupa’daki örgütlenmesine işaret eden Karakoç, Paris’te gerçekleştirilen iki katliamı ve Brüksel’de Kürt siyasetçilere dönük suikast girişimlerini hatırlattı.

NİHAİ KARAR 7 AĞUSTOS’TA 

MİT’in Almanya’daki faaliyetlerine işaret eden Karakoç, “Almanya’nın daha önceki resmi raporlarında 6 bin aktif MİT üyesinin Almanya’da faaliyet yürüttüğü açıklanmıştı. Bu kişiler, defalarca Kürt, muhalif kişileri, siyasetçileri, gazetecileri tehdit etti. Ben de bu durumu araştırmak, tehdit edilen kişilerle röportajlar yapmak üzere defalarca Almanya’da bulundum. Tehdit edilen Alman milletvekilleri de vardı, onlarla da röportaj yaptım. Bu yüzden de hakkımda açılan davada Türk Devleti parmağının olduğu kesindir” ifadelerini kullandı.

Serdar Karakoç’un savunması ardından mahkeme heyeti, adli kontrol şartlarının devamına karar verdi. Mahkeme Almanya’ya iade edilip edilmeyeceğine dair nihai kararını ise 7 Ağustos 12:15’te vereceğini duyurdu.

YA İADE YA DA HOLLANDA’DA CEZAEVİ

Duruşma sonrası görüşlerine başvurduğumuz Karakoç, şunları söyledi:

”Mahkeme Ağustos’un yedisinde kesin karar verecek. Mahkeme hayetinin açıklamalarına bakacak olursak Almanya’ya iade edilmem kesin görünüyor. Mahkeme dosyanın içeriğine değil, sadece usülen bakıyor ve muhatap olarak da Almanya’ya işaret ediyor. Suç işleyip işlemediğine dair orada savunmanı yapacaksın diyor. Şayet ceza alırsan ve istersen cezanı Hollanda’da çekersin gibisinden bir yaklaşım var. Almanya’nın talebi ve hakkımdaki iddiaları haksızdır, gazetecilik mesleğimi icra ettiğim için yargılanıyorum. Bunu bugün bir kez daha anlattım. Kamuoyuna duyarlılığı için teşekkür ederim ve bunun devam etmesini bekliyorum..” 

 

/Kaynak:ANF/

İlginizi Çekebilir

Bozan: Kürt gençlerine ‘Ölürüm Türkiyem’ şarkısının dinletilmesi işkencedir
İran’da Kürt kadın aktivist Ezîzi’ye idam cezası verildi

Öne Çıkanlar