Kitap: Geçmişin derinliklerinde mistik öyküler; Kamelia

Toplumdaki gönüllü anlatıcılar bir dönemin devrimci sanatçılarıdır. Gelecek kuşaklara anlatımlarıyla yaşamı yeniden yeniden yaratanlardır. Kamelia kitabının her öyküsünde, her satırında bu görevi üstlenen bilge kadın ve erkek kahramanlara tanıklık edeceksiniz.

Yeni Özgür Politika‘dan Ali Poyraz‘ın yazısı:

Hollanda’nın Hook limanına demirlemiş koca gemiye arabayla biner binmez heyecanla Eylem Kahraman’ın ikinci kitabı Kamelia’ya uzanıyor elim. Birinci kitabı, “Tendürek Dağı’nda mis kokulu sabunlar” kitabının dili, anlatımı ve yaşanılanlar içime öyle işlemiş ki, etkisini uzun süre yaşadım. Şimdi bir limanda, heyecanla yeni kitabını bir an önce okumak istiyordum.

Vatanı ve yaşamı işgal edilmiş bir yolcu misali zifiri karanlık okyanusta azgın dalgalar gürültüyle dev gemiye vurdukça Kamelia’nın satırlarında o mistik öykülere, o bildik dünyaya hüzünle dalar gibiyim. Korkunç dev dalgalar arasındaki yolcu, Kamelia mıydı yoksa ben miydim? Adeta başbaşayız. Duygularım altüst olmuş bir halde ağır ağır ilerliyoruz karanlık sularda. Bir gün mutlaka ama mutlaka Kamelia’nın yurduna, yurdumuza geri döneceğimiz umuduyla ilerliyoruz. Elbet bir gün okyanus yolculukları da ‘güneş batmayan imparatorluklar’ da sona erecek. Bu duygularla öykülerdeki yolculugum ilerliyor. Buna iç yolculuk da diyebiliriz. Aram yayınlarınca basılan Kamelia kitabına başlar başlamaz derin ve geçmiş bir yolculuğa çıkar gibisiniz.

Sewê Nene, anlatıcıdır. Çocuklara aktardığı masallarda toplumsal sevgiyi, paylaşımı, kadim toplumsal kültüre bağlılığı ve bir arada olmak zorunda oluşun hoşgörüsünü aşılamaya çalışır. Aynı Sewê Nene, yetişkinlere hatırlattığı yaşanmışlıklarda toplumsal katliamları ve öne çıkan tarihi kahramanların unutulmamasını inceden inceye işler. Doğa ve insanlarının katledilişini göğüs kafesini yumruklayarak gözyaşları içinde anlatır. Ve dahası aynı Sewê Nene kendi yaşadığı acıları dillendirmeden yüreğine gömer. İçindeki sızıyı kendisine saklar. O, kendi sırrı gibidir.

Kamelia’daki her öykü ayrı bir hüzün yaratıyor okuyucuda. Aleydar Amca, kendi köklerine özlemi ve dönüşü ifade eder. Ve geçmiş tarihi kahramanların izinden giden çağdaş direnişçilere evini ve yürek kapısını açar. Ama acıyla bir kez daha tanıklık eder iç ihanete ve de acımasızlıklara. Tarihin tekerrürü mü yaşanıyor diye isyana durur duyguları. Düşmanın elbisesini giyenlere bir kez daha tanık olmanın ızdırabını ve acısını yaşar. Sewê Nene, Aleydar Amca, toplumun hafızasıdır. Kamelia kitabında bu anlatıcıları akıcı ve ilgi uyandıran satırlarda takip etmek o anları yaşamak gibi bir his yaratıyor insanda.

Toplumdaki gönüllü anlatıcılar bir dönemin devrimci sanatçılarıdır. Gelecek kuşaklara anlatımlarıyla yaşamı yeniden yeniden yaratanlardır. Kamelia kitabının her öyküsünde, her satırında bu anlatıcı kahramanların özelliklerine tanık olmak çok özel bir duygu. O güçlü anlatımlarda toplumu bir arada tutma ve geleceğe hazırlama görevini üstlenen bilge kadın ve erkek kahramanlara tanıklık edeceksiniz. Bu anlatıcılar her zaman sessiz, katledilmiş, sürülmüş ve her türlü aşağılanmaya maruz kalmış toplumun sesi olmayı bir görev bilmiştir. İşte en zor görevlerden biridir bu anlatıcılık. Çünkü her acı olayı dile getirişlerinde o acımasızlıkları tekrar tekrar yaşamak zorunda kalırlar. Ama yine de yılmayışları insana yaşama sevinci aşılar. Ve toplumun direnme ve ayakta kalma aşkını güçlü kılar.

Dahası vatanına, atalarının toprağına özlemi ve oralara ulaşma sevincini akıcı satırlarda okudukça kutsallara yolculuk eder gibisiniz. Kutsal mekanlara, taşlara, ağaçlara dokunur gibi bir his uyandırıyor insanda. Adeta Munzur’un soğuk ve berrak suyunu avuçlarınızda hissediyorsunuz. Gurbet ve kendi köklerinin bulunduğu alanlar arasındaki duygusal uçurumları gördükçe acı duyuyor insan. Bu, ince bir sızı gibi okuyucunun yüreğinin derinliklerine işliyor. Ama sürgünde yaşayan çocukların bu kutsal mekanlara gidişini görmek de insanda bir o kadar umut yaratıyor. Ve bu umut, geleceğe inancı daha da pekiştiriyor. Ve çekilen acı ve ızdıraplar sonunda yaşanacak aydınlık günleri müjdeliyor. Kamelia’daki 19 öykünün her biri okuyucuyu hemen konusu içinde sürükleyerek geçmişin derinliklerine taşıyor.

Özcesi her öykü bizi anlatıyor. İyi ki böyle bir çalışma yapmışsın Eylem Kahraman. Ülke özlemi ve sevgisi taşıyan herkesin okuması gereken bir kitap Kamelia. Ve dahası her öyküde okuyucuya ısrarla ayna tutan bir kitaptır Kamelia…

İlginizi Çekebilir

Narin cinayeti davası: Duruşmaya yarın sabah devam edilecek
İtalya bir grup göçmeni daha Arnavutluk’a gönderdi

Öne Çıkanlar