7,5 yıldır cezaevinde olan eski Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Gültan Kışanak, bugün Kobani davasında verilen tahliye kararının ardından Kandıra 1 Nolu F Tipi Kapalı Cezaevi’nden tahliye edildi. 30 Ekim 2016’da tarihinde Diyarbakır’da tutuklanarak Kocaeli F Tipi cezaevine gönderilen Kışanak’ın azami tutukluluk süresini 6 ay önce doldurmuş ancak tahliye edilmemişti.
6-8 Ekim 2014 tarihlerindeki Kobani olayları nedeniyle eski HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın aralarında olduğu 108 sanığın yargılandığı Kobani davasında bugün duruşmada karar açıklandı. 10 yıl önceki Kobani olaylarına ilişkin yargılanan sanıklara ağır cezalar veren Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi, Demirtaş’a toplam 42 yıl, Yüksekdağ’a ise 30 yıl 3 ay hapis cezası verilmesine hükmetti.
Mahkeme, 7 yıldır cezaevinde olan ve azami tutukluluk süresini 6 ay önce dolduran Gültan Kışanak‘a ise “örgüt üyeliği” suçundan 12 yıl hapis cezası verdi ancak tutuklulukta geçirdiği süre göz önüne alınarak tahliyesine hükmetti. Siyasetçilerden Sebahat Tuncel‘e de “örgüt üyeliği” suçundan 12 yıl hapis cezası veren mahkeme; Ayla Akat Ata‘ya da aynı suçtan 9 yıl 9 ay hapis ceza verirken, iki ismin de tahliyesine karar verdi.
Kışanak, kararın ardından yazılan müzekkere sonucu 7 yılı aşkındır bulunduğu Kandıra 1 Nolu F Tipi Kapalı Cezaevi’nden tahliye edildi.
Avukatları, partililer ve yakınlarının karşıladığı Kışanak, cezaevi önünde yaptığı açıklamada, “Ne yazık ki kumpası devam ettiren bir karar çıktı. Arkadaşlarımız özgürlüklerine kavuşamadılar. O nedenle hepimiz çok buruk bir durumdayız. Figen Başkan’ın çok çok selamları ve sevgileri var herkese. Kucak dolusu selamları ve sevgileri var” dedi.
“Bizim aslında tahliyeye değil, özgürlüğe ve barışa ihtiyacımız var” diyen Kışanak, şöyle devam etti:
“Umarım hep beraber bu ülkede tüm sorunları özgürlük temelinde çözecek bir mücadeleyi birlikte yürütüp kazanacağız. Mesele bir davayı kazanmak ya da tahliye olmak değil. Mesele bu ülkenin sorunlarını çözebileceği bir ortamı yaratmak. Kadınların özgür olduğu, halkların özgür olduğu, inançların özgür olduğu, kimliklerin sorun olmadığı, dillerin sorun olmadığı bir ülkede yaşamak istiyoruz. İçeride ya da dışarıda özgür yaşamak istiyoruz. Dışarıda olmanın tek başına özgürlük olmadığını biliyorum. Hukukun, adaletin, barışın olmadığı bir yerde özgürlüğün ne yazık ki doyasıya hiçbirimiz teneffüs edemiyoruz. Ben bütün bir Türkiye için, halklarımız için, kadınlar için, çocuklar için özgür bir gelecek istiyorum.”
/T24/