Hakan Tahmaz: 19 Mart yeni bir başlangıç

Yazarlar

🔴 19 Mart Türkiye için yeni bir eşik oldu. AK Parti iktidarının sonunun başlangıç tarihi olarak kayıtlara geçecek. Kumpasla iktidarda kalmanın bir sonu olduğunu fark etmesi ve ülkeye daha fazla kötülük yapması belki tesellisi olabilir. Aday olsun veya olmasın, cezaevinde olsa da olmasa da ilk seçimlerde İmamoğlu kazanan olacak;  Erdoğan ise kaybeden olacak gibi görünüyor.

İktidarın İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu, siyasi kumpasla cumhurbaşkanı adaylığından yargı operasyonuyla diskalifiye etme girişiminin birçok açıdan elinde patladığını söyleyebiliriz.

Toplumun çok farklı kesimlerinde hatta iktidar çevrelerinde bile, delilden yoksun, tutarlılığı olmayan ithamlar ve bunların yandaş medyada yer alış biçimi, sonrasında 51 kişinin tutuklanışı, iktidarın yargı eliyle bir siyasi operasyon yaptığı kanısını çok güçlendi.

Operasyonun iktidarın elinden patladığının bir işareti de, İstanbul Saraçhanede ve 62 ilde gerçekleşen yakın tarihin en kitlesel protestolarının kendisi ve 23 Mart Pazar günü İmamoğlu ile dayanışma göstermek amacıyla sandığa giden 15 Milyondan fazla seçmendir.

Sokak protestolarının özelikle büyük kentlerde öncü dinamiğinin üniversite öğrencilerinin olması herkesin aklına Gezi direnişini getirdi.

CHP’nin iç sorunlarına, muhalefet partileri arasındaki siyasi sorunlara ve dalgalanmalara rağmen seçmenin itici gücüyle, muhalefet Ekrem İmamoğlu ve arkadaşlarına karşı geliştirilen yargı operasyonu karşısında ortak bir direniş hattında buluştu.

Bu süreçte iktidarın sadece muhalefeti birleştirmeyi ve harekete geçirmeyi başardığını söylemek mümkündür.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve ekibinin süreci yönetmedeki başarısı, sanırım muhalefetin birlikte sahiplenmesinde önemli eşik oldu.

İktidarın bu süreçte DEM Parti seçmenini CHP’den uzaklaştırma beklentisinin gerçekleşme şansının oldukça zayıf olduğu, iki parti yöneticilerinin son günlerdeki dayanışma ve ortak mücadele vurgularıyla görülmüş olsa gerek.

Burada bir dipnot olarak, Ankara Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın Saraçhanede cumartesi akşamı konuşmasında sarf ettiği, “Doğu’da bir yerde bana göre paçavra olan bayraklar sallanırken, o mitinge gidenlere polisler pamuk şekeri verirken buradaki müdahaleyi doğru bulmuyorum” ayrımcı, kışkırtıcı sözleri bu sürecin istisnası olarak kayıtlarda yerini aldı.

Diğer yandan CHP lideri Özgür Özel’in Saraçhane konuşmasında bu nedenle Kürtlerden özür dilemesi ayrıca tarihe geçecek büyük bir erdemlik örneği.

İktidar partisi bu türden gözaltı, tutuklama süreçlerini artık eskiden olduğu gibi rahat yönetemiyor. Bu süreç, CHP ve muhalefeti güçlendiren bir kırılma biçiminde seyretti.

Muhalefetin lideri İmamoğlu

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dört kez yenildiği İmamoğlu karşısında bir kez daha kaybetme korkusuyla ettiğini çok gizleyemez durumda. Bu korku, istemediği halde sandığın erken getirilmesine yol açacak gibi görünüyor.

Bu korku, İmamoğlu’nun muhalefetin siyasi lideri olduğunu açığa çıkaran yanlışlara sürükledi. Korkunun ecele faydası olmaz. Yenilgiye hazırlanması daha doğru olacaktır.

İmamoğlu operasyonunun piyasalarda yarattığı sonuçlar, ekonomik krizin faturasını daha da artıracaktır. Bu durum sürdürülemez bir hal almıştır ve siyasi, sosyal risklerin derinleşme potansiyeli yüksektir.

Bu nedenle olsa gerek, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Kent Uzlaşısı bağlamında “silahlı terör örgütüne yardım etme suçundan kuvvetli suç şüphesi bulunmakla birlikte, mali nitelikli suçlardan zaten tutuklanmasına karar verildiğinden bu aşamada gerek görülmemekte, talebin reddine karar verilmiştir” garabet bir gerekçeyle İBB’ye kayyım atamaya cesaret edilemedi. Aynı iddia ile Şişli ilçe belediyesine kayyım atanması yaman bir çelişki.    

Üç dönemdir kayyım atamakla Kürt seçmeni teslim alamayan iktidar, şimdi İstanbul seçmenini teslim almayı denemek gibi cahilce bir girişim içinde. Vedat Türkali’nin şiirine konu olmuş İstanbul, bilmezler ki nelere kadir.

19 Mart Türkiye için yeni bir eşik oldu. AK Parti iktidarının sonunun başlangıç tarihi olarak kayıtlara geçecek. Kumpasla iktidarda kalmanın bir sonu olduğunu fark etmesi ve ülkeye daha fazla kötülük yapması belki tesellisi olabilir.

Aday olsun veya olmasın, cezaevinde olsa da olmasa da ilk seçimlerde İmamoğlu kazanan olacak;  Erdoğan ise kaybeden olacak gibi görünüyor.

/yeniarayis.com/

İlginizi Çekebilir

Bese Hozat: Umut Hakkı sağlanmalı, yasal düzenlemeler yapılmalı
İngiltere’nin yeni göçmen planı: Balkanlar’a gönderilecekler

Öne Çıkanlar