Hakan Tahmaz: Sorunları yok sayarak biteceğini düşünmek

Yazarlar

Bizzat iktidar liderinin ve yandaşlarının vesile olduğu bu derece belirsizliğin yarattığı negatif ortam, silahlar bırakıldığında Kürt sorununun çözümünü zorlaştıracak ve zaman yayılmasını getirecek nitelik taşımaktadır. Bütün bunların taktiksel yapılma ihtimali ise tam bir akıl tutulmasıdır…

*

Başlıkta sözün tamamı “Sorunları yok sayarak biteceğini düşünmek ahmaklık ötesi bir saflıktır.” Cümle MHP lideri Devlet Bahçeli’ye ait. Partisinin bu haftaki Meclis grubu toplantısı konuşmasından alıntı.

Konuşmanın tamamı okunduğunda bu sözlere pek bir özel anlam yüklemeye gerek yok. Sorununne olduğu da Bahçeli’nin cümlelerinden tam anlaşılmıyor. Bu ifadelerin kullanıldığı bağlam konuşmayı dikkat çekici kılıyor.

Meclis’in yasama yılı başladığından bu yana sık sık partisinin Meclis Grup toplantılarında yeni sürece ilişkin kendisinden beklenmeyen benzer çerçevede konuşmalar yapması daha bir dikkatleri çekti. 

Devlet Bahçeli bu açıklamasıyla, önceki bazı açıklamalarında olduğu gibi, silahların koşulsuz bırakılması durumunda, Kürtlerin kimi hak taleplerinin ve genel olarak kimi demokratikleşme ve iyileştirilme adımlarına ihtiyaç olduğunu kabul ettiğini beyan etmiş oluyor. İktidar partisinin süreci yalnızca silah bırakmaya indirgemesine üstü örtülü itiraz ediyor, şerh düşüyor. 

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 11 Ocak 2025 Cumartesi AK Parti’nin Diyarbakır 8. İl kongresinde: “Altını çizerek ifade etmek istiyorum ki; bu, sadece ve sadece büyük ve güçlü Türkiye hedefinin önündeki en son engellerden birinin devreden çıkarılmasıdır. Bu, Kürt kardeşlerimizle ilgili bir konu da değildir. Sadece terör örgütünün tasfiye edilmesiyle sınırlı bir husustur. Çünkü son 22 yılda gerçekleşen pek çok reformla, sessiz devrimlerle, ülkemizin asırlık sorunları birer birer ortadan kaldırılmıştır” dedi. Bu sözleriyle Erdoğan, sürecin tanımlaması konusunda Devlet Bahçeli’den hayli farklı bir yaklaşım sergilemeye devam ediyor.

Erdoğan 2013-2015 çözüm süreci masası devrildikten sonra Kürt sorununun çözümünü buzdolabına kaldırdığını ilan etmişti. Bunu uzun süre dillendirdi: Son birkaç yıldır ise mealen “Kürt sorununu reformla ve sessiz devrimlerle” çözdüğünü ifade etmeye başladı. Meselenin emperyalist dış güçlerin PKK’yi ve Kürt sorununu Türkiye’ye karşı kullanması olduğunu iddia etmektedir. Meseleyi indirgeyerek dünya alemi buna inandırmak istiyor.

Ama yukarıdaki ifadelerden de anlaşıldığı gibi daha buna Türk milliyetçilerinin ana karargâhı ve Kürt hakları karşıtlığı konusunda kolay kolay kimsenin eline su dökemeyeceği MHP liderini dahi ikna edebilmiş değil.

Başka bir olasılık ise sürecin hedefine ulaşması için benzer bir söylemi kullanmaktan imtina ediyor olması. 

Bırakalım çatışma çözümü veya barış için müzakerenin kural ve hukukunun asgarisine uygun davranmayı, sıradan bir sorunu konuşarak çözmenin asgari adabı, hukuku, kuralı dahi ihlal ediliyor. 

Bunu iktidar partisi liderinin ve kalemşorlarının bir kısmının sürekli yapması, silahların bırakılması konusunda tutarlı bir yol izlenmediği ve Bahçeli ile Erdoğan arasında tam anlaşmanın olmadığı tartışmalarını derinleştirmekte.

İKTİDARIN BAŞARISIZLIĞI BAŞKASINA YIKMA İHTİMALİ YOK ARTIK

Erdoğan ve Bahçeli’nin DEM Heyetinin çalışmalarından memnun oldukları ve iyimserliklerini belirten ifadeleri ile DEM Heyeti üyesi Ve TBMM Başkan Vekili Sırrı Süreyya Önder’in bu süreçte ilk ve son kez 13 Ocak 2025 tarihinde Mezopotamya haber ajansından Mehmet Aslana verdiği röportaj birlikte düşünüldüğünde, Kürtlerin nasıl bir riskle karşı karşıya oldukları ve Öcalan’ın ne yapmaya çalıştığı anlaşılıyor. 

Röportajın bam teli: İktidar, bizim atfettiğimiz anlamda “devlet aklını” devreye sokup, belirsizlik karşısında Kürtlerle barışacak ve Ortadoğu’da bu şekilde mi temel aktör haline gelmeye çalışacak, yoksa “kadife eldiven içindeki demir yumrukla” Suriye’de Kürtlerle sert bir çatışmaya mı girecek? Şu anda ulaşılmak istenen temel nokta bu iki seçenek arasında karar kılmak” cümleleri.

Bizzat iktidar liderinin ve yandaşlarının vesile olduğu bu derece belirsizliğin yarattığı negatif ortam, silahlar bırakıldığında Kürt sorununun çözümünü zorlaştıracak ve zaman yayılmasını getirecek nitelik taşımaktadır.

Bütün bunların taktiksel yapılma ihtimali ise tam bir akıl tutulmasıdır. Çözümün toplumsallaşmasını frenleyen taktikler, çözüm stratejisini başarısızlığa mahkûm etme potansiyeline sahip olur çoğu zaman, unutmayalım. 

İktidarın, olası başarısızlığı çözüm sürecinde olduğu gibi başka birilerine yıkma ihtimali yok artık.

Toplumsal fırsat olarak gelişme potansiyeline sahip silahların bırakılması ihtimalini, iç siyasetin ve dış siyasetin kullanışlı aracına dönüştürmekten vaz geçilmeli.

/yeniarayis.com./

İlginizi Çekebilir

ABD Suriye’deki gelişmeler nedeniyle Türkiye’ye uyguladığı yaptırımları kaldırdı
Biden’ın TikTok yasağını uygulamayacağı iddia edildi

Öne Çıkanlar