Hakan Tahmaz: Yetmez ama bu başlangıç

Yazarlar

Buna rağmen anayasa değişiklik paketine “temkinli iyimserliğin” hakim olduğunu söylemek mümkün. Örgütlü kötülük yönetiminin sonunu getirecek bir adım.”

CHP, DEVA Partisi, DP, Gelecek Partisi, İYİ Parti ve Saadet Partisi’nin oluşturduğu Altılı Masa isimli birlik, dün 84 madde ve 9 başlıktan oluşan Parlamenter Sistem Anayasa Değişikliği önerilerini Ankara’da kamuoyu ile paylaştı.

Bir yıldan fazla bir süredir geniş kesimler tarafından dillendirilen “Altılı Masa, seçmenin karşısına somut önerilerle çıkmıyor, cumhurbaşkanı adayını netleştiremiyor” gibi eleştirilere nokta koyuldu.

Altılı Masa toplumun önüne ilk kez somut öneri ve vaatlerle çıktı. Ocak ayının ortalarında cumhurbaşkanı adayının, yılbaşından önce ise geçiş süreci yol haritasının açıklanması planlanıyor.

Kısmi anayasa değişiklik önerisi ne anlama geliyor, ne içeriyor ne kadar kapsayıcı gibi önemli bir dizi sorular belirdi. Öneriler gösteriyor ki, 2023 seçimlerinde seçmenler beş yıl aradan sonra bir kez daha hükümet sistemine ilişkin bir tercihte bulunacaklar. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi bir kez daha oylanacak. Seçmen iradesini öncelikle, esas olarak bu noktada sergileyecek.

Altılı Masa’nın önceliğinin ve önerisinin hükümet sistemi değişikliğiyle sınırlı olduğu görülüyor. Bunlar mevcut krize yol açan toplumsal sorunların demokratik anayasal bir muhteva ile çözümünün önünü açacak bütünlüklü öneriler değil.

Paket, toplumun geniş kesimlerinin beklentilerini ve ihtiyacını karşılamaktan uzaktır. Altılı Masa’nın bileşenlerinden daha ilerisini beklemek ise gerçekçi olmazdı.

Buna rağmen anayasa değişiklik paketine “temkinli iyimserliğin” hakim olduğunu söylemek mümkün. Örgütlü kötülük yönetiminin sonunu getirecek bir adım.

Seçim barajının yüzde 3’e düşürülmesi, yurtdışı seçmenin doğrudan temsilinin sağlanacak olması ile milletvekili dokunulmazlığının kaldırılmasının, parti kapatma davası açılmasının, kayyım atanmasının zorlaştırılması öneriliyor. YÖK’ün kaldırılması, kadına yönelik şiddet, istismar gibi suçların ve yolsuzluk suçlarını işleyenlerin affa uğramış olsalar bile milletvekili adayı olmasını engellenmesi ve milletvekili seçimlerinde yüzde 1 oy alan partilere seçim yardımı yapılması gibi bir dizi nitelikli anayasa değişiklik önerisi var. Bunların ve diğer sistem değişikliği için zorunlu veya makyaj amaçlı değişikliklerin tamamı mevcut durumu iyileştiren önermelerdir.

Önerilerin hiç birisi mevcut durumu daha da kötüye götüren, siyasal, hukuksal, anayasal gerilemeye tekabül eden öneriler değil. Paketteki, “hürriyet esas, sınırlama istisnadır. Tereddüt halinde yorum hürriyet lehine yapılır” maddesinin ruhunun diğer tüm değişiklik önerilerine de sindiği görülüyor.

Bunlar Türkiye’nin demokratik değişimi ve toplumsal dönüşümü için yeterli değildir. Her şeyden önce yaratılmış mağduriyetlerin giderilmesine ilişkin hiçbir önermede bulunulmuyor. Özgürlükleri ve temel hakları bireysel haklarla sınırlıyor. Sosyal, etnik, inançsal ve cinsel farklı kesimlerin kolektif haklarına ilişkin iyileştirme yok.

Vatandaşlık tanımı, anadilde eğitim meselelerinde hiçbir değişiklik belirtisine dahi rastlamak mümkün değil. Anayasasının temel felsefesini oluşturan “millî güvenlik, kamu düzeni, Cumhuriyetin temel nitelikleri, devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünün korunmak” gibi kavramlar paketteki birçok maddede olduğu gibi korunuyor.

 

Bu ülkede bu güne kadar bütün fırtınaların bu tanımlar etrafında koptuğu, yaşanan bütün sorunların, dışlamaların, ötekileştirmelerin kaynağında bu tanımlara yüklenen anlamlar olduğu hiç mi hiç dikkate ve ciddiye alınmamış.

Bu yönüyle bütün farklı kesimlerin kendilerini içinde hissedebilecekleri, yaralarını iyileştirebilecek merhem olma kapsamında, genişlikte bir değişiklik paketi değil.

Altılı Masa’nın bileşiminden kaynaklanan sorunlar ve düşünsel zeminleri nedeniyle, ülkenin karşı karşıya olduğu büyük ve esaslı sorunlar ile demokratik toplumsal dönüşüm ihtiyacı rafa kaldırılmak isteniyor.

Toplumun siyasal ve ekonomik sıkışmışlığı ve krizi bunların konuşulmasını ve tartışılmasını zorlaştırıyor. Altılı Masa’nın bu sıkıştırılmış durumdan çıkmak ve daha geniş kesimleri kapsamak için olanakları mevcut.

81 ilde akademiyle ve STK’larla toplantı

Bunlardan biri önümüzdeki günlerde öneri paketini 2023 seçimlerinden sonra oluşan yeni Meclis’e sunmadan önce bir dizi tanıtım ve tartışma toplantısı yapılacak olması.

Altı parti 81 ilde paketle ilgili geniş katılımlı tartışma toplantıları düzenleyecek. Üniversitelerin hukuku ve anayasa konusundaki ilgili bölümlerini; akademisyenlere, uzmanlara, sendikalara, meslek örgütlerine, demokratik kitle örgütlerine ve sivil toplum örgütlerine iletecek.

Bu kesimlerle altı partinin yetkililerinin katılacağı özel toplantılar ve görüşmeler yapılacak. Görüş, öneri ve eleştirileri alınacak. Bütün bu sürecin sonunda yapacakları değişikliklerle birlikte, anayasa önerilerini Meclis’e sunacaklar.

Bütün bunlar demokratik katılım ve toplumsal fayda bakımından önemli. Altı partinin ortak akılla ve mutlak mutabakatla hazırladığı anayasa değişikliği önerilerinin bu süreçte değerlendirmesi, eleştiriler ve önerilerin nasıl içerileceği veya içerilmeyeceğinin önceden tanımlanması ve kamuoyu ile paylaşılması, şeffaflık, demokratik kriterler ve işleyiş açısında önemli.

Toplantı ve görüşmeler öncesinde öneri yapılacak muhtemel değişikliklerin hangi yöntem, kriterlerle gerçekleştirileceğinin tanımlanmış ve paylaşılmış olması, katılımcı ve güven artırıcı bir yöntemdir. Değilse, bu çalışma PİAR çalışmasının ötesine çok fazla geçemez.

Seçim sonrasında hayata geçirilecek olan bu anayasa önerilerinin gereği olarak yapılacak zorunlu yasal düzenlemelerin yapılıp yapılmayacağı, nasıl yapılacağı ve kimler eliyle yürütüleceği de en az değişiklik paketi kadar önemli ve hayatidir. Bugün anayasanın, yasaların dahi uygulanmıyor olması ve kanun devleti olmaktan tamamen çıkılmış olmasının yarattığı sorunlar yeteri kadar ciddiye alınmış değil.

Anayasa değişiklik paketi başlangıç olarak kabul edilmeli ve “temkinli iyimserlik” Cumhurbaşkanı adayının isminin belirlemesinde de sürdürülmelidir. Sürecin daha kapsayıcı bir biçimde ilerletilmesinin zorunluluğu artık görülmesi gerek.   Cumhuriyetin ikinci yüzyılını tam demokrasiyle taçlandırmanın başka yolu yok.

 

İlginizi Çekebilir

Fırat Yavuz: “The War Game” / Rojava Savaşı’na Dair Yeni bir Hakikat İnşasının Gerekliliği
Suna Arev: Mayer’in Kapısı – 2

Öne Çıkanlar