Devletin zirvesinde karışık karanlık işler oluyor. Pandemi ve savaş koşullarında ekonomik kriz tavan yapıyor.
Adaletsizlik her geçen gün artarken, temel hak ve özgürlükleri tamamen kısıtlamak için yeni hamleler yapılıyor.
HDP’ye yönelik saldırıların artması, parti kapatma tehditleri Cumhur İttifakı’nı da krize sokuyor.
Erdoğan küçük ortağının ayağına, evine gidiyor. Bazı hesaplar konuşuluyor, oyları eriyor. MHP baraj altına düşmüş, olası bir seçimi kaybedeceklerine dair anketler yayınlanıyor.
2 mart 1994 Meclis darbesiyle DEP milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması, partinin kapatılması süreci 27 yıl sonra ısıtılarak HDP’ye aynısını yapmak istiyorlar.
Durum bu sefer farklı, CHP açıkça itiraz ediyor. İYİ Parti de birkaç arıza vekil dışında Başkan Meral Akşener’in açıklamaları fezleke tartışmalarının olası bir erken seçim hesaplaşmasına dönmesi ihtimalini arttırıyor.
MHP’nin başı, HDP şemsiyesi altına giren Millet İttifakı partilerini, İYİ Parti ile CHP’yi açıkça tehdit ediyor.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının Kobani davası evraklarını istemesi,HDP’nin kapatılması için bir sinyal olarak algılanıyor.
AKP’nin daha çok HDP’yi hazine yardımından mahrum etme taktiği uygulamak istemesi MHP ile aralarının yay vaziyetlerinde olduğunu gösteriyor.
AKP’nin bir başka korkusu fezlekelerin kabulü ve HDP milletvekillerinin üyeliklerinin düşmesi sonucu, ortaya mecburi çıkacak bir ‘’Ara Seçim’’ durumunda çoğunluğu boş olan Kürt illerinde hezimete uğrama ihtimali korkusu sarıyor.
İktidar bir yandan ‘’insan hakları eylem planı’’ açıklıyor, diğer yandan yeni sivil demokratik bir anayasadan bahsediyor .İnandırıcı olamıyor, bazen uzaya uçuyor,aya çıkıyor dalga konusu oluyor.
Cumhuraşkanı Erdoğan’ın tek derdi, anayasa ve seçim yasalarını değiştirmek ve üçüncü kez aday olmanın hatta ömür boyu aday olmanın yolunu açmaktır.
Meclis milletvekili dağılımı dikkate alınacak olursa 360 veya 400 oy alması zor görünüyor. Olası erken veya bir ara seçimde,anayasayı değiştirecek oy rakamlarına ulaşmasıda mümkün değil.
İktidar bu nedenle tehdit, şantaj hile mebus pazarı transferler, rüşvet, mevki makam vermek her türlü yolu denemek isteyecektir.
21 Mart 2021’de AB liderler zirvesi yaklaşırken, olası yaptırımlara karşı reformlar sözler vererek kurtulmaya çalışıyor.
Selahattin Demirtaş ile ilgili AİHM Büyük Daire kararını uygulamayan iktidar aksine daha agresif bir saldırganlık içine giriyor.
Geçmişte bir anda başta Genelkurmay Başkanı olmak üzere 463 general ve subayın Ergenekon,Balyoz davalarından tutuklanması ağır cezalar verilmesine 15 temmuz darbe girişimi sonrası bunlar Fetö kumpasıydı diyen iktidar, beraat kararlarını çıkmasını sağlamıştı.
15 Temmuz darbesi sonrası Fetö/PDY örgütünden binlerce general subay hakim savcı emniyet müdürü görevden alındı,tutuklandı ağır hapis cezaları aldı.
Siyaset kurumu sorun çözme yönetme sanatı kabiliyetini yitirirken,Kürt sorununu da sürekli askere havale ediliyor.
Gare fiyaskosundan sonra HDP’ye yönelik saldırılarla devletin zirvesindeki karışık bu ahvaldan kurtulması mümkün değildir.
Başkanlık rejimi ile birlikte güçler birliğine gidilirken,güçler arasında derinden derine bir çatışmanın yaşandığı görülüyor.
Başarısızlıklarını örtmek için HDP’ye Kürt halkına saldırmak giyotine göndermek artık hiç bir çözüm sunmuyor .İktidar bu şekilde kurtulamaz.
HDP kapatılır ve tüm milletvekilleri cezaevine konulursa, adalet ülkeye gelecek mi? temel hak ve özgürlükler tanınanacak mı? Basın özgür olacak mı? İnsan hakları yaşama geçecek mi?Ekonomik kriz bitecek mi?
Maalesef bunların cevabı hayırdır. AKP’ye ise faydadan daha çok zararı olur.
Türkiye’nin asıl gündemine dönmek ve sorunları çözmek için,iktidarın savaş yerine barış,çatışma yerine diyalog araması gerekir. Kürt halkına karşı açtığı savaşa son vermesi gerekir.
Cumhur İttifakının çetelere mafyaya katillere ırz düşmanlarına çıkardığı af yasasının eşitsiz adaletsiz durumu devam ediyor.
İktidar genel bir af çıkarmadan toplumsal uzlaşmanın yolunu açamaz. Yeni sivil demokratik bir anayasa için toplumsal uzlaşmanın iklimini yaratamaz.
Kürt halkının demokratik siyasette seçilmişlerine yönelik irade gaspı, oyu sandığı iradeyi tanımayan düşmanlığı sorun çözmez. Olsa olsa yeni darbelere uygun koşullar yaratır.
Siyasetin dili iyicene rezilleşiyor, tehdit hakaret küfür, dayanaksız suçlamalar,herkesi terörist ilan eden bir devlet terörü estirmek sorunları daha da ağırlaştırır.
DEP Milletvekillerinin dokunulmazlıkları kaldırılıp tutuklandıkları 90’lı yıllarda olanları hatırlamakta yarar vardır.
Jitem cinayetleri, Ersever suikastları, Eşref Bitlis’in uçağının düşürülmesi, faili meçhul cinayetler,silah ve uyuşturucu kaçakçılığı türeyen çeteler unutulmamalıdır.
Siyaset sorunları çözemediği zaman derin devletin darbelerin devreye girdiği görülüyor.
Erdoğan siyasi hayatının en büyük kumarını oynuyor.Küçük ortağı Devletin kaprisleri tehditleri havada uçuşuyor.Desteci,Perinçek gibi siyasette karşılığı olmayan mikser tipler yanlış yönlendiriyor.
Danışmanları kendini devlet sanan atadağı memurları yanlış bilgilendirmelerle despotik bir rejimde yalnız kaldığı sürece ondan faydalanacaklarını iyi biliyor.
HDP üzerinden siyaseti dizayn etme zamanı geçmiştir. Millet ittifakını yönelik tehditler sınırları aşıyor.
Dünya kadınlar gününün kutlandığı bugünlerde, sosyal medyada MHP’nin Meral Akşener’e yönelik, AKP’lilerin Pervin Buldan’a karşı edep adap ahlak tanımayan insanlık dışı küfür ve hakaretleri, iktidarın siyaseten çürümüşlüğünün geldiği noktayı gösteriyor.
AKP iktidarı siyaset kulvarından çıkıp,siyaset oyununu, oy oyunlarını hile zorbalık çirkeflik üzerine kuramaz.
Siyaset fikirlerle yarışılarak yapılır,demokrasilerde eşit ve adil seçimler yapılır.
AKP iktidarı Meclise gelen HDP fezlekelerini seçim dönemi sonuna bırakıp, mertçe bir seçim yarışına girmelidir.
Olağanüsütü Hal dönemi ürünü KHK ve özellikle kayyum atamalarının mezuatları tamamen kaldırılmalıdır.
Siyaset yönetemiyorsa tek çare seçime Millete gitmektir. Milletin seçtiklerini oy çokluklarına dayanarak yasaklamak çaresiz zavallı bir siyasettir.
Devletin derin güçleri zirvesi kafası çok karışık.
İktidar mertçe eşit koşullarda yapılacak seçimler yerine bu zorbalıkla devam ederse, bugün HDP’ye yapılanlar,yarın AKP iktidarına yapılacaktır.