ÖHD’nin Ege bölgesinde bulunan cezaevlerine dair hak ihlali raporunda, kötü muamele ve tecridin artığına işaret ederek, İdare ve Gözlem Kurullarının kendilerini yargı yerine koyduğu ifade edildi.
Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) İzmir Şubesi Hapishane Komisyonu, 2023 yılında Ege cezaevlerinde yaşanan hak ihlali raporunu dernek binasında yapılan basın toplantısıyla açıkladı. Rapor İzmir, Denizli, Muğla, Balıkesir illerinde bulunan 17 cezaevindeki siyasi tutsaklarla yapılan görüşmeler sonucu hazırlandı. Toplantıya, ÖHD İzmir Şubesi Eşbaşkanı Özcan Sarıoğlu ile üyeler katıldı.
Raporu açıklayan Hapishane Komisyonu Eşsözcüsü Eylem Zengin, daha önceki girişimlerine rağmen hasta tutsaklar için hiçbir adım atılmamış olduğunu söyledi. Zengin, “Yapılan tespitler, hastalıkların bizzat hapishane koşullarından kaynaklandığını, hastalıklara ilişkin teşhis ve tedavi koşullarının ise hapishane idaresi tarafından engellendiğini göstermektedir” dedi.
Mahpusların sevk edildiği hastanelerde “baştan savma” muayenelerin yapıldığını ifade eden Zengin, mahpuslara kelepçeli muayene dayatması yapıldığını söyledi.
GÖRÜŞ HAKKI İHLALİ
Tutsakların maruz kaldığı hak ihlallerinin nitelik ve nicelik yönüyle arttığını belirten Zengin, ihlallerin başında ise işkence yasağı ve kötü muamelenin geldiğini aktardı. Ailelerinden uzak bölgelere gönderilen tutsak yakınlarının görüşler için uzun yollar gelmek zorunda kaldıklarını dile getiren Zengin, “Bu sebeple mahpuslara daha fazla telefon hakkı ve görüntülü konuşma sağlanmalı ve en azından ziyaretçi listesindeki kişilerle telefon ile görüşebilme imkânı sağlanmalıdır. Bir başka husus ise; mahpusların açık görüş sürelerinin kısa olmasıdır. Bu nedenle birçok mahpus, ailesinin uzak şehirlerde olması sebebi ile iki gün yol yapmamaları için ailelerinin gelmelerini istememektedir. Adli mahpuslar için sağlanan görüntülü görüşme hakkı, hala siyasi mahpuslar için sağlanmamaktadır. Hapishanelerdeki bu tür ayrımcı uygulamalara derhal son verilmelidir” diye belirtti.
‘İDARE YARGININ YERİNE GEÇTİ’
Gazete, dergi ve kitapların keyfi olarak yasaklanmasına devam edildiğini sözlerine ekleyen Zengin, ortak sorunlardan birinin de tutsakların verdiği dilekçelerin akıbetlerinin bilinmemesi olduğunu aktardı. “Gözlem ve Sınıflandırma Merkezleri ile Hükümlülerin Değerlendirilmesine Dair Yönetmelik” ile cezaevi idarelerinin kendisini yargı yerine koymaya devam ettiğini kaydeden Zengin, “Bu da hapishane idarelerinin mahpuslara karşı sınırsız yetkiyle donatılarak keyfi kararlar alabileceği anlamına gelmektedir. Son birkaç ayda koşullu salıverilme tarihi geldiği halde haklarında ‘iyi halli olmadıklarına’ yönelik kararlar verilen mahpusların tahliyeleri bu keyfi kararlarla engellenmiştir. Açıktır ki, hapishane idareleri yeni yönetmelik ile kendilerine verilen yetkileri kötüye kullanmaya başlamıştır. Bunun en son örneğini İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Hapishanesi’nde tutulan, 30 yıllık hapis cezasını tamamlamış ve koşullu salıverilme tarihi 28 Nisan 2024 olmasına rağmen keyfi olarak serbest bırakılmayan Veysi Aktaş’ta görebiliyoruz. Veysi Aktaş’ın koşullu salıverilme tarihi keyfi bir şekilde 12 ay uzatılmış, hukuka aykırı bir şekilde avukatlarına sadece sözlü olarak bu bilgi verilmiş ve karara karşı itiraz etme hakları da ellerinden alınmıştır” ifadelerini kullandı.
İMRALI TECRİDİ VURGUSU
İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Hapishanesi’nde tutulan mahpuslara 7 Ağustos 2019 tarihinden beri ağır tecrit koşulları uygulandığını belirten Zengin, şöyle devam etti: “Yerel ve uluslararası mevzuat hükümlerine uygun şekilde, ‘bağımsız’ ulusal ve uluslararası heyetlerin etkin denetim mekanizmalarının oluşturulmasının önü açılmalıdır. Hapishanelere bağımsız sağlık kurullarının girmesine ve inceleme yapmasına izin verilmelidir. Hapishanelerin denetiminde başta bağımsız meslek kuruluşları ve insan hakları örgütleri olmak üzere ilgili kuruluşların yer alacakları şekilde yasal düzenlemeler yapılarak, hapishanelerin incelemeye açılması sağlanmalıdır. Tüm bu değerlendirmeler ışığında; hapishanelerde yaşanan hak ihlallerine son verilerek, kişi onuruna yaraşır muamele yapılması, mahpuslara yönelik işkence, kötü muamele ve insan onuruna aykırı davranış yasağı kapsamında muamelelerin ve diğer hak ihlallerinin ortadan kaldırılması hususunda Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu, Kamu Denetçiliği Kurumu, Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu ve ilgili tüm kurum ve kuruluşları görevlerini yapmaya çağırıyoruz.”
/Mezopotamya Ajansı/