Hasta tutuklu babası Mehmet Emin Özkan’a refakat eden ve geçtiğimiz gün tahliye edilen Ahmet Özkan, babasının tecrit altında olduğunu ve tekerlekli sandalyeye mahkum olduğunu belirtti.
İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) hasta tutuklular listesinde, Adalet Nöbeti döneminde ailelerin “acilen tahliye edilmesi gereken tutuklular” raporunda yer alan ağır hasta tutuklu Mehmet Emin Özkan, hastanenin “Cezaevinde kalamaz” raporuna rağmen aksi yönde görüş bildiren Adli Tıp Kurumu’nun (ATK) raporlarıyla tahliye edilmiyor. 2015 yılında Amed’te Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin verdiği “Cezaevinde kalamaz” raporunun ardından, 8 yılda hastane bir kez daha aynı raporu verse de Özkan’ın tahliyesi ATK tarafından engellendi. Özkan için avukatları başta olmak üzere birçok baro ATK’ye sayısız başvuru yaptı. Ancak bu başvurular bir bir reddedildi.
Son 5 yıldır babasına refakat eden Ahmet Özkan, cezasının 12 yıl 8 ayını bitirdikten sonra 25 Nisan’da Diyarbakır 1 Nolu Yüksek Cezaevi’nden tahliye oldu. Babasını cezaevinde bırakmak zorunda kalan Özkan, Mehmet Emin Özkan’ın her geçen gün kötüye giden sağlık durumuna ilişkin kaygılı.
1993’te Amed’in Licê (Lice) ilçesinde Tuğgeneral Bahtiyar Aydın’ın suikastından sorumlu tutulan Özkan, 1996 yılında tutuklandı. 2 itirafçının verdiği ancak daha sonra işkence altında zorla imzalatıldığını belirterek geri çektiği ifadeler doğrultusunda ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilen Özkan, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Devlet Güvenlik Mahkemeleri’nde (DGM) yapılan yargılamalarda askeri üye bulunması nedeniyle “adil yargılama hakkının ihlali” yönünde verdiği kararla 2014’te yeniden yargılanma devam ediyor.
ATK TAHLİYESİNİ ENGELLİYOR
ATK TAHLİYESİNİ ENGELLİYOR
Cezaevinde 4 kez anjiyo olan Özkan’ın, tansiyon, zehirli guatr, kemik erimesi, böbrek ve bağırsak hastalıkları, aşırı derecede kilo kaybı, duyma ve görme gibi sağlık sorunları bulunuyor. Kamu Denetçiliği Kurumu’nun (Ombudsman) Mayıs 2022 yayınlanan raporuna göre; Özkan 302 kez cezaevi revirine, 374 kez ise hastaneye kaldırıldı.
Tahliye olan Ahmet Özkan, yıllarca refakat ettiği babasının sağlık durumuna ilişkin Mezopotamya Ajansı’na ( MA) konuştu. Özkan, babasının siyasi tutuklu olduğu için hastalıklarına rağmen içeride tutulduğunu söyleyerek, gerek milletvekilleri gerek hak savunucuları ve sivil toplum örgütlerinin tüm girişimlerine rağmen sonuç alamadıklarını belirtti.
Tutuklu bulunduğu süre zarfında babasına refakat edebilmek için Bandırma Cezaevi’nden Amed’te bulunan cezaevine sevkini isteyen Özkan, “Hipertansiyon hastalığı var. Babam şuana kadar 5 kez anjiyo oldu. 2015’te tedavi gördüğü Diyarbakır Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde ‘cezaevinde kalamaz’ raporu verildi. Ancak ATK hastanenin verdiği raporun tam aksini vererek ‘cezaevinde kalabilir’ diyerek tahliyesi engellendi. Hastalıklarından dolayı cezasının ertelenmesi için şuana kadar en az 5 defa ATK’ye başvuru yaptık, her defasında da ret kararı verildi” diye anlattı.
YATAĞA BAĞLI YAŞIYOR
Babasının yatağa bağlı bir şekilde yaşadığını aktaran Özkan, kendi başına temel ihtiyaçlarını karşılayamadığını söyledi. Özkan, “Ne yazabiliyor ne okuyabiliyor. Televizyonu 10-15 dakika seyredebiliyor. Çünkü gözleri iyi görmüyor. Babamın kulakları duymuyor, bu nedenle iletişim kuramıyoruz. Babam adeta tecrit hayatı yaşıyor, tekerlekli sandalye mahkum olmuş durumda. Cezaevinin her yeri kameralarla dolu, görüşe gelirken, telefona giderken ya da spor ve sosyal etkinlik faaliyetlerine çıktığımızda, durumunun ne kadar ağır olduğu bu kameralar tarafından kaydediliyor. ATK babam için ‘cezaevinde kalabilir’ kanısına nasıl varıyor! ATK’nin babam hakkındaki kararı gerçekçi değildir, gerçek istiyorlarsa, kamera kayıtlarına baksınlar” diye belirtti.
Cezaevinde yaşamını yitiren hasta tutuklu Halil Güneş için ATK’nin verdiği “cezaevinde kalabilir” raporunu hatırlatan Özkan, “Ama Güneş yaşamını yitirdi. Güneş’in ağır hasta olduğu biliniyordu. Ağır bir ameliyat olmuştu ve ardından yaşamını yitirdi” ifadelerinde bulundu.
‘TEK BAŞINA YOLCULUK YAPAMAZ’
Bir ay önce cezaevi savcısının koğuşlarına geldiğini ve babasını yeniden ATK’de muayene olması için İstanbul’a gönderilmesi gerektiğini söylediğini belirten Özkan, “Babam kronik hastalığı olan biri. Tek başına yolculuk edecek durumda değil. Gittiği cezaevinde tek başına tekli hücrede kalacak. Kendi ihtiyaçlarını karşılayamadığı için tek başına kalması mümkün değil. Savcıya, eğer bir refakatçı ile gönderilirse kabul ederim dedim, tek başına gönderilmesini kabul edemem. Savcı da ‘Bu durumu kendi aranızda konuşun’ dedi. Ancak hala götürülüp götürülmemesi konusunda olumlu ya da olumsuz bir cevap verilmedi” diye aktardı.
HASTA TUTUKLULARA ÇİFTE STANDART
Özkan, cezaevi yönetiminin babasının tahliyesi için samimi olmadığını ifade ederek, “Babam için dışarıda oluşan kamuoyu tepkisini dindirmek için tahliye etmek için uğraştıklarını söylüyorlar. Ancak bu bir prosedürden öteye gitmiyor ve bu uğraş bana samimi de gelmiyor” diye belirtti.
Hasta tutukluların tahliyelerinin engellenmesine tepki gösteren Özkan, “Babam için dışarı çıktığında kaçacak deniliyor, oysa 84 yaşında ve hastalıkları olan bir kişi nasıl kaçsın? Ya da çıktığında halka moral verecek diye bahaneler üretip bırakılmıyor. Böyle bir yaklaşım olabilir mi? Gerçekten trajikomik kararlardır. Adli suçlar, Hizbullahçılar ve diğer suç örgütleri bırakılıyor ancak söz konusu siyasi tutuklu oldu mu bırakılmıyor. Çünkü yaklaşımları ideolojiktir. Eğer ideolojik olmasaydı, babam ve onun gibi hasta tutuklular serbest bırakılırdı” şeklinde konuştu.
‘ÖLÜM DÖŞEĞİNDE BIRAKILIYORLAR’
Hasta tutukluların tahliyesinin engellenmesine dönük tepkilerin yetersiz olduğu eleştirisinde bulunan Özkan, “Hasta tutuklu meselesi her daim siyasi partiler, sivil toplum örgütleri, halk ve basının gündeminde olması gerekir ve fazla sorumluluk alınmalıdır. Hasta tutuklular serbest bırakılmalı ve bir an önce tedavi edilmelidir. Zaten fazla bir ömürleri kalmamış, bari kalan ömürlerini de aileleriyle birlikte geçirsinler. Hasta tutuklular ölüm döşeğinde iken bırakılıyor. Yeter ki cezaevinde ölmesin diye bırakılıyor. Vicdanlı olan her insan bu konuda daha duyarlı olmalı, elini taşın altına koymalıdır. Yıllardır iradeleriyle direndiler, direniyorlar. Ancak şu da bir gerçek, fiziki anlamda hasta olan ve yaşı ilerlemiş olanlar için yaşam çok zor. Daha fazla kamuoyu oluştursak, onları dışarı çıkarabiliriz” çağrısında bulundu.
- MA / Mehmet Güleş