Hatimoğulları: Rojava’da savaş, Türkiye’de barış olamaz

GündemPolitika

 Partisinin Meclis grup toplantısında konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları,”Suruç ve Nusaybin’de halk, Rojava’ya yapılan saldırıları kendilerine yapılmış gibi görüyor ve buna karşı direniyor. Rojava’ya sahip çıkıyorlar. Unutmayın, Rojava’da savaş, Türkiye’de barış olamaz” dedi.

Hatimoğulları’nın konuşmasından öne çıkanlar şu şekilde:

Metin Göktepe ve yaşamını yitiren gazeteciler

“Yarın, 8 Ocak. Gazeteci Metin Göktepe’nin vahşice öldürülüşünün yıl dönümü. Evrensel Gazetesi muhabiri sevgili Metin’in işkenceyle öldürülmesinin üzerinden tam 29 yıl geçti. Aradan geçen zaman içinde, halkın haber alma hakkını engelleyen, gazetecilere saldıran zihniyet ne yazık ki değişmedi. Gerçekler karartılamaz, özgür basın asla susturulamaz. Bugün, Metin Göktepe’yi ve onun şahsında hayatını kaybeden tüm basın emekçilerini; Nazım Daşdan’ı, Cihan Bilgin’i saygıyla anıyoruz.

Geçmiş yılın değerlendirmesi

Geçtiğimiz yıl, özgürlük, eşitlik, barış, adalet ve ekonomik haklar için yoğun bir mücadele verdiğimiz bir yıl oldu. Dün olduğu gibi, bugün de emeği ve eşitliği temel alarak, savaşsız ve insanca bir yaşam için mücadelemizi sürdüreceğiz.

Ekonomik zorluklar ve zam fırtınası

Yeni yılın daha ilk ayında başlayan zam yağmuru, adeta bir fırtınaya dönüşmek üzere. Görünen o ki, iğneden ipliğe, her şeye zam geliyor. Birkaç örnek vermek gerekirse, otoyol ve köprü geçiş ücretleri, emlak vergisi, motorlu taşıtlar vergisi, ehliyet ve kimlik ücretleri gibi zorunlu harcamalarımız yüzde 44 oranında arttı. Trafik cezaları, pasaport harçları da bu zamlardan nasibini aldı.

Kiralar ve asgari ücret

2025 yılına girdiğimiz bu günlerde, harçlar, cezalar ve vergi ödemelerinde yaklaşık yüzde 50, ev kiralarında ise yüzde 60 gibi rekor bir artış yaşandı. Ocak ayında ev kiralarının artış oranı yüzde 58,51 olarak belirlendi. Düşünün, 20 bin lira kira ödeyen bir vatandaş bu yıl yaklaşık 32 bin lira ödeyecek. Bu, bizler için nasıl bir fırtına olduğunu açıkça gösteriyor.

Emeklilerin yaşadığı sıkıntılar

Peki, her şeye zam gelirken siz değerli emekçilerin payına ne düştü? Ne yazık ki yine yoksulluk, yine sefalet! 2024 yılı, resmî olarak emekliler yılı ilan edilmişti. Ancak bir emekli vatandaşımızın yıl sonunda söylediği bir söz var ki, dikkat çekici: ‘Allah bize bir kez daha emekliler yılı yaşatmasın.’ Emekliler, emekli olduklarından bu yana böyle bir zulüm görmediklerini ifade ediyorlar.

Aile hekimlerinin iş bırakma eylemi

Bu hafta üçüncü kez iş bırakan aile hekimlerimiz, Ekim 2024 tarihli ‘Eziyet Yönetmeliği’ne karşı çıkıyorlar. 6-10 Ocak tarihleri arasında üçüncü kez iş bırakacaklarını duyurdular. Ayrıca, 8 Ocak’ta tüm sağlık çalışanları da onlara destek olmak için iş bırakacak. Sağlık emekçilerimiz, para, performans ve cezalandırma dayatmaları olmaksızın çalışabilmeli ve halkımızın sağlık hakkına erişimi kesintisiz sağlanmalıdır. Bu nedenle, ‘Eziyet Yönetmeliği’nin geri çekilmesi için parlamentoda gerekli girişimleri yapacağımızı belirtmek istiyorum. Aile sağlık merkezleri birer ticarethane değil, hastalar müşteri değil, sağlık emekçileri ise kesinlikle köle değildir. Bu anlayışla, aile hekimlerimizin yanında durmaya devam edeceğiz.

Polonez İşçileri

Buradan, 6 aydır direnişlerini sürdüren ve dün kazanımla grevleri sona eren Polonez işçilerimizi de selamlıyor, mücadelelerindeki kararlılıklarını kutluyorum.

Suriye’deki son gelişmeler

Bugün burada, Suriye’de yaşanan son gelişmeleri ve bölgenin geleceğini değerlendirmek üzere toplanmış bulunuyoruz. Savaşın yıprattığı Suriyelilerin barış ve huzur içinde yaşama isteklerini destekliyor, bu yönde çabalarımızı sürdürüyoruz.

Kültürel ve etnik çeşitliliğin korunması

Suriye’deki tüm halklar için, özellikle de kadınlar için özgür ve eşit bir yaşam sunacak demokratik bir ülkenin inşası bizim için büyük bir önem taşıyor. Ne var ki, Kuzey-Doğu Suriye’deki demokratik ve eşit yaşam modeli oluşturma çabalarına yönelik saldırılar, ülkenin birliğini ve geleceğini ciddi şekilde tehdit ediyor.

Tarihten dersler ve demokrasi çağrısı

Daha önce Irak 2003 ve Libya’da yaşananlar gibi, tarih bizlere önemli dersler sunuyor. Şu anda Suriye’de karşımıza çıkan tek yol demokrasidir. Halkların kendi iradeleriyle, kimlik ve inançlarıyla eşit ve kardeşçe yaşayacakları bir demokratik yapı kurmak bu sürecin temel taşı olmalıdır.

Rojava’da savaş, Türkiye’de barış olmaz

Bugün Suriye’de bir yandan kadın özgürlüğü için mücadele edilirken, diğer yandan kadınların sokak ortasında infaz edildiği acı gerçeklerle karşı karşıyayız. Bizim tercihimiz, kadın özgürlüğünden ve eşitlikten yana. Kobanî’ye yönelik tehditler devam ediyor. Tişrin ve Karakozak Köprüsü’nde yaşanan saldırılara karşın Suruç ve Nusaybin’de halk, Rojava’ya yapılan saldırıları kendilerin yapılmış gibi görüyor ve buna karşı direniyor. Rojava’ya sahip çıkıyorlar. Unutmayın, Rojava’da savaş, Türkiye’de barış olamaz! Her şeyin çok hızlı geliştiği bu siyasi iklimde, DEM Parti olarak İmralı’da Sayın Öcalan ile gerçekleştirdiğimiz görüşmenin ardından her birimize büyük sorumluluklar düşmektedir. Bu, tarihi yazma dönemidir. Görkemli bir çıkış yapma şansı bizlerin ellerindedir. Biz DEM Parti olarak, Sayın Öcalan’ın İmralı’dan tüm dünyaya yankılanan barış mesajının tam arkasındayız. Bu konuda üzerimize düşen her türlü sorumluluğu canla başla yerine getirmeye kararlıyız.

Demokratik birliktelik ve barış çağrısı

Biz DEM Parti olarak, Sayın Öcalan’ın İmralı’dan tüm dünyaya yankılanan barış mesajının tam arkasındayız. Bu konuda üzerimize düşen her türlü sorumluluğu canla başla yerine getirmeye kararlıyız. Bu mesaj sadece siyasi bir çağrı değil, aynı zamanda tüm topluma bir çağrıdır. Barışı savunanları çoğaltma ve barışın birlikteliğini büyütme fırsatı doğmuştur.

Öcalan’ın barış vurgusu

Sayın Öcalan, kendisiyle yapılan görüşmede, barışın ne kadar acil olduğunu vurgulayarak çok önemli uyarılarda bulunmuştur. Bu uyarıların en çarpıcısı, uluslararası hukukun işlemediği, her yerin Gazze’ye dönüşme tehlikesiyle karşı karşıya olduğu Ortadoğu’ya yöneliktir. Gazze’de yaşananlar, 21. yüzyılda savaşın yarattığı yıkım ve insanlık krizinin en somut örneğidir.

Küresel sorunlar

Ayrıca, Küresel sistem savaş ve yıkım politikalarıyla her yeri Gazze’ye çevirmeye çalışmaktadır. Bugün, Ortadoğu’da her yer bu tehlikeyle karşı karşıya. Kuzeyde Kızıldeniz boyunca, daha güneyde ise Doğu Akdeniz’de Kıbrıs’a kadar uzanan bir gerilim hattı mevcuttur.

İç barışın önemi

Bu nedenle, kendi iç barışımızı sağlamalı ve karanlık senaryolara karşı dikkatli olmalıyız. Geçtiğimiz günlerde Diyarbakır’da yaptığım açıklamalar, bazı çevreler tarafından yanlış yansıtılmıştır. Bu tür ezberlerle ve provokasyonlarla ortaya çıkan bu kaynaklar bilmelidir ki, hiç kimsenin gücü bizlerin barış ısrarını ve sözümüzü çarpıtmaya yetmeyecektir.

Türkiye ve Kürtler arasındaki stratejik ittifak

Bugün, Sayın Öcalan’ın yıllar önce dile getirdiği önemli bir noktaya tekrar dikkatinizi çekmek istiyorum: ‘Türkiye, tüm tehlikeleri atlatmak ve kuşatmayı bertaraf etmek için Kürtlerle stratejik bir ittifak, demokratik bir birlik kurmalıdır.’ Bu sözler, zaman içinde ne kadar doğru olduğunu kanıtlamıştır.

Türk-Kürt İttifakının Önemi

Gerçekten de, Türk-Kürt tarihsel ittifakını yeniden güçlendirmek, bugünümüz ve geleceğimiz için ne kadar hayati öneme sahip olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur. Bu demokratik zemindeki ittifak, sadece bizim için değil, tüm Ortadoğu için büyük katkılar sunacaktır. Kendisinin de belirttiği gibi, ‘Şimdi Türkiye ve bölge için barış, demokrasi ve kardeşlik zamanıdır.'”

/Kaynak: t24/

İlginizi Çekebilir

Almanya’da polis operasyonlarında geçen yıl 22 kişi hayatını kaybetti
Ülkü Ocakları eski yöneticisi çatışmaya gittiği Suriye’de öldürüldü

Öne Çıkanlar