Derginin editoryal içerik sorumlusu Kerstin Weng, Margot Friedländer için “102 yaşında genç nesille kurduğu iletişim, diyaloğun mümkün olduğunu insanlığa kanıtlıyor” ifadelerini kullandı.
Holokost’tan kurtulan 102 yaşındaki Margot Friedländer, Vogue Almanya’nın Temmuz/Ağustos sayısının kapak yıldızı oldu.
Derginin editoryal içerik sorumlusu Kerstin Weng, sayının temasının “aşk” olduğunu ve bu sayıda “en sevilen parçalara ve insanlara” yer verdiklerini belirtti.
“Tanıdığım en pozitif insan bu sayının kapağında yer alıyor: Margot Friedländer. Bir çoğumuz onu yalnızca Holokost’tan kurtulan biri olarak tanıyor. Ancak o sadece Nazilerden kurtulmakla kalmadı, bu acıların üstesinden de geldi,” diye ekledi Weng.
“Mutsuz olması için her türlü sebebi varken, o açık fikirli tavrıyla taraf tutmayı reddetti. 102 yaşında genç nesille kurduğu iletişim, diyaloğun mümkün olduğunu insanlığa kanıtlıyor,” diye not düştü.
Friedländer, 1921 yılında Berlin’de doğdu.
Berlin Yahudi Müzesi‘ne göre, savaşın ilk yıllarını annesi ve küçük kardeşi Ralph ile birlikte geçirdi. Aile, ülkeden kaçmayı planladı ancak 1943’te kardeşi Gestapo tarafından tutuklandı. Annesi oğluyla birlikte Auschwitz’e sürüldü ve ikisi de orada hayatını kaybetti.
Annesi geride Margot için “Hayatını kurmaya çalış,” mesajını bıraktı.
21 yaşındaki Margot izini kaybettirmeye çalıştı ancak 1944 yılında yakalanarak Nazi işgali altındaki Çekoslovakya’da bulunan Theresienstadt’a sürüldü. Ailesinin kamplardan sağ kurtulan tek üyesi oldu.
Margot, kocası Adolph Friedländer ile 1946 yılında ABD’ye taşındı ve altmış yıldan uzun bir süre New York’ta yaşadı. Kocasının ölümünün ardından Friedländer Berlin’e geri taşındı ve 2010’dan beri orada yaşıyor.
Friedländer, Vogue Almanya’ya verdiği röportajda “Annemin dileğini yerine getirebildiğim için minnettarım,” dedi.
Derginin sayısında Friedländer’in şu sözleri yer alıyor: “Sizi neyin böldüğüne bakmayın. Sizi neyin birleştirdiğine bakın.”
Güncel olarak Holokostla alakalı bilgilendirme kampanyaları yürüten Friedländer, dergiye yaptığı açıklamada, sağ popülizmin yükselişi,ve İsrail-Hamas savaşı nedeniyle artan antisemitizmden “dehşete düştüğünü” söyledi.
