“Bugün sadece İsrail için değil, teröre karşı savaşan hepimiz için önemli bir gün,” diyen Kaplan, başta Lübnanlılar olmak üzere vatandaşları Hizbullah operasyonlarında ölen ülkelere, “Amerikalılar, İngilizler, Fransızlar, Suriyeliler ve Arjantinlilere” seslenerek, “Nasrallah’ın elinde bu ülkelerden binlerce insanın kanı olduğunu” söyledi.
Günler önce İsrail Başbakanı Binyamin Netantayahu Lübnan’a “tam güçle” saldıracakları uyarısında bulunmuştu. İsrail gerçekten de Lübnan’a ciddi saldırılar düzenledi.
Netanyahu ayrıca, “hedeflerine ulaşana kadar” durmayacakları sözünü de vermişti. Öte yandan Kaplan, nihai hedeflerinin Nasrallah’ın ölümüyle sona ermediğini savundu.
Kaplan, “Nihai hedefimiz, İsrail’in sivil nüfusunun kendi ülkelerinde saklanmak zorunda olmasını engellemek,” dedi.
“Özellikle 7 Ekim’den sonra Hizbullah İsrail’e karşı savaşta Hamas’a katıldığı anda evlerini terk etmek zorunda kalan 60.000 kişiden bahsediyoruz.”
İsrail Lübnan’a saldırmayı ne zaman bırakacak?
İsrail’in Lübnan’daki operasyonlarına ne zaman son vereceği sorusunu yanıtlayan Kaplan, “Hizbullah BM kararlarını alenen ihlal etmeyi bıraktığında,” ifadelerini kullandı. Ayrıca kara harekatı olasılığının da “hâlâ masada” olduğunu ekledi.
“Hizbullah normalleşmeyi sağlamak için kuzeye doğru hareket etmezse, halk güvende olana kadar terör örgütünü ve liderlerini kademeli olarak ve artan bir yoğunlukla vurmaya devam edeceğiz. Bir kara harekâtı ihtimal dışı değil ama doğrulanmış da değil.”
Hedefte Yahya Sinvar var
İsrail’in geçen yılın ekim ayında işgal ettiği Gazze’de bulunan Hamas lideri Yahya Sinvar, şimdiye kadar İsrail tarafından suikasta uğramaktan kurtuldu ancak yine de başlıca hedef olmaya devam ediyor.
Kaplan, Sinvar’a atıfta bulunarak, “Henüz ona ulaşamadık. Diğer liderlere ulaştık ama en üst lidere ulaşamadık. Bunu er ya da geç yapacağız,” diye konuştu.
İsrail ile Gazze Şeridi’ni yöneten Hamas arasındaki çatışmalar, 7 Ekim tarihinde tekrar alevlenmişti.
İsrail sınırını aşıp baskın yapan Hamas militanları, düzenledikleri saldırıda çoğu sivil olmak üzere yaklaşık 1.200 kişiyi öldürdü ve 250 kadar kişiyi de rehin almıştı. Bu rehinelerin yaklaşık yarısı, kasım ayında bir hafta süren ateşkes sırasında İsrail tarafından tutulan Filistinli mahkumlarla takas edilerek serbest bırakıldı.
İsrail, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun (BMGK) derhal ateşkes ilan edilmesini öngören kararına rağmen Hamas’ın 7 Ekim’deki saldırısından bu yana Gazze’ye yönelik saldırılarını ve sivil katliamlarını sürdürürken, uluslararası kınamalarla karşı karşıya kalıyor.
Gazze’deki sağlık yetkililerine göre, 7 Ekim’den beri İsrail’in Gazze’de düzenlediği saldırılarda çoğu kadın ve çocuk olmak üzere 41.000’den fazla Filistinli öldürüldü ve yaklaşık 84.700 kişi de yaralandı.
/en/
