Yerel saatle sabah 06:30’da -Hamas’ın 12 ay önce sürpriz saldırısını başlattığı saat – Nova müzik festivalinde öldürülenlerin aileleri, yaklaşık 400 katılımcının Hamas tarafından vurulduğu ve birçoğunun da rehin alındığı bölgede toplandı.
İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog’un da katılımıyla gerçekleştirilen törende, yaşamını yitirenler için bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu.
Sadece birkaç kilometre güneybatıdaki Gazze’den gelen patlama sesleri yankılanırken, anma töreninde sesizliği bir kadının çığlığı bozdu.
Hamas bir yıl önce çoğu sivil olmak üzere toplam 1.200 kişiyi öldürmüş, 250 kişiyi de rehine olarak Gazze’ye sürüklemişti. Bu ölümcül olay, İsrail’deki günlük yaşamı gölgelemeye devam ederken, onlarca rehine halen rehin tutuluyor.
Gazze’de tutulan yaklaşık 100 rehinenin ailesi, Başbakan Binyamin Netanyahu’nun Kudüs’teki konutunun önünde bir araya gelerek, İsrail takvimindeki en ciddi tarihlerden biri olan Holokost’u Anma Günü’ndeki bir geleneği taklit ederek iki dakikalık siren sesi sırasında ayağa kalktı.
Netanyahu ve hükümeti, Gazze Şeridi’ndeki çatışmaları sona erdirmek ve rehineleri geri vermek üzere Hamas’la bir ateşkes anlaşması yapması için yurt içinde ve yurt dışında giderek artan bir baskı ile karşı karşıya.
Gazze Sağlık Bakanlığı’nda göre, İsrail bir yıl içinde Gazze Şeridi’nde çoğu kadın ve çocuk olmak üzere yaklaşık 42.000 Filistinliyi öldürdü. Bölgenin 2.3 milyonluk nüfusunun çoğu yerinden edilirken, aynı zamanda yaygın bir açlığa yol açan insani bir kriz de tetiklendi.
Çatışmalar sonucunda hayatını kaybeden on binlerce Filistinliyi anmak üzere Avrupa çapında çok sayıda protesto gösterisi düzenledi.
İsrail, iki dünya mahkemesinin eylemlerini incelemesi ile birlikte, savaş zamanındaki tutumu nedeniyle devam eden uluslararası eleştirilerle karşı karşıya.
7 Ekim 2023’te ne oldu?
7 Ekim 2023 tarihinde İsrail saatiyle sabah 06:30’da Hamas İsrail’e karşı “El Aksa Tufanı” adını verdiği operasyonu başlattı.
Gazze’den İsrail hedeflerine, Gazze Şeridi çevresindeki yerleşim alanlarına ve Tel Aviv ve Aşkelon gibi büyük şehirlere yaklaşık 6.000 roket fırlatıldı.
Hamas tarafından koordine edilen çeşitli Filistinli silahlı grupların bir araya gelmesi ile gerçekleştirilen bu beklenmedik saldırıda, çoğunluğu sivil olmak üzere 1.200’den fazla İsrailli hayatını kaybetti.
6.000 silahlı kişi, Gazze sınırlarını aşarak İsrail’deki köy ve yerleşimlere saldırdı ve bölgede bulunan az sayıdaki İsrail askeri birliğini etkisiz hale getirdi.
Silahlı kişiler karadan pikaplar ve motosikletlerle, denizden sürat tekneleriyle ve gökyüzünden yamaç paraşütleri ile saldırdı.
İlk kurbanlar arasında Re’im kibutzunun yakınındaki bir açık hava müzik festivalinin katılımcıları vardı.
Saldırı sırasında Hamas ve müttefiklerinin, aralarında çocukların da bulunduğu İsrailli sivillere karşı cinsel saldırı da dahil olmak üzere onlarca suç işlediği iddia edildi. Ancak bu iddiaların büyük çoğunluğu kanıtlarla desteklenmedi.
Hamas saldırısı, ülkenin kurulduğu 1948 yılından bu yana İsrail topraklarına yapılan ilk işgal girişimiydi ve hem İsrail’i hem de dünyayı şaşırttı.
Gerilla taktikleri, komando askeri operasyonları ve hibrit savaşın sofistike karışımı İsrail güvenliğini hazırlıksız yakaladı.
Böyle bir operasyon için eğitim ve gözle görülür tatbikatlarla hazırlık gerekiyoe ve dünya çapında bazı askeri analistler, İsrail istihbaratının Hamas’ın askeri bir operasyon hazırladığından haberdar olmamasına şaşırdı.
Dahası, IDF’nin tepkisi hızlı ya da koordineli olmaktan uzaktı ve paniğe kaos da eklendi.
Netanyahu hükümeti, ulusal güvenliğin etkin bir şekilde yönetilmediği gerekçesiyle İsrail kamuoyunun sert eleştirilerine hedef oldu.
Askeri müdahale
Netanyahu hükümeti, özellikle de Hamas’ın, İsrail’in baş düşmanı İran’dan destek ve fon alması nedeniyle saldırının uluslararası bir boyutu olduğunu öne sürerek, Gazze’ye saldırı başlatmak zorunda olduğunu savundu.
İsrail kabinesi aynı gün “Demirden Kılıçlar Operasyonu’nu” başlatarak askeri bir karşılık verilmesini emretti. Hava operasyonları ile başlayan bu operasyon, 27 Ekim’de kara harekatının önünü açtı.
İsrailli askeri yetkililer bir milyondan fazla Filistinlinin Gazze’yi terk etmesi için çağrıda bulundu. Ancak Mısır sınırının kapatılmasının ardından gidecek hiçbir yerleri kalmayan Filistinlilerin burada kalmaktan başka çareleri yoktu.
20 Mayıs’ta Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) savcısı, Başbakan Netanyahu ve Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında tutuklama emri çıkarılması için işlem başlattı.
Mahkeme ayrıca, Hamas’ın üst düzey isimlerinden Yahya Sinwar, Muhammed Deyf ve İsmail Haniye’nin de yargılanacağını duyurdu.
Ancak Hamas’ın Siyasi Büro Şefi Haniye, 31 Temmuz’da İran’ın başkenti Tahran’da bir suikaste kurban gitti.
Diplomatik cephede ise Filistin devletinin kurulmasına yönelik sesler giderek yükseliyor. Her ne kadar iki devletli çözüm sahada yaşananlarla bir kenara itilmiş ve Netanyahu bu seçeneği tamamen gözardı etmiş olsa da, mayıs ayında İrlanda, İspanya ve Norveç Filistin’i bağımsız bir devlet olarak resmen tanıdı.
Onları aynı ay içinde Slovenya takip etti. Bu adım AB Konseyi Başkanı Charles Michel tarafından da desteklendi.
Batı Şeria yeni Gazze mi olacak?
Eylül ayının sonlarında IDF, Hamas karşıtı misyonunun bir parçası olduğu iddiasıyla Batı Şeria’daki operasyonlarını yoğunlaştırdı.
Hamas, İslami Cihad ve diğer seküler Filistinli gruplar, görünüşte Filistin Yönetimi tarafından kontrol edilen ancak gerçekte büyük bir kısmı İsrail tarafından işgal edilen ve yönetilen Batı Şeria’yı istikrarsızlaştırmak amacıyla gerilla ağlarını genişletti.
Batı Şeria aynı zamanda Netanyahu liderliğindeki koalisyon hükümetinin üyeleri olan aşırı sağcı siyasi partilerin desteğiyle burada yeni koloniler kurmaya çalışan İsrailli yerleşimcilerin de baskısı altında.
Bu yerleşimler uluslararası hukuka göre yasadışı ve uluslararası toplum tarafından geniş çapta kınanıyor.
Batı Şeria aynı zamanda her an patlayabilecek bir “barut fıçısı” olarak kalmayı sürdürüyor.
/euronews/