Göçe artık tek tek ülkelerin sorunu olmaktan çoktan çıkmış durumda. Savaşlar, doğal afetler, ekonomik kriz milyonlarca insanın yaşadıkları toprakları terke etmesine neden oluyor. Bir çok kişi çıktığı bu yolculukta yaşamını yitiriyor. Bin bir bela ile baş etmek zorunda kalıyor. Geldiği ülkede ise ‘’istenmeyen kişilerin’’ başında geliyor. Sürekli yurt dışı edilme tehdidi altında yaşıyor.
Donald Trump’ın ikinci kez ABD başkanı olmasından sonra ülkede yaşayan göçmenler topluca sınır dışı edilmeye başlandı. Ancak yeni yönetimin bu ‘’eyleminde’’ hukuk ve insan hakları hiçe sayılıyor. BBC’nin Güney Asya muhabiri Yogita Limaye Hindistan’dan ABD’ye ulaşmak için zorlu bir yolculuğa çıkan ve daha sonra ABD’den yurt dışı edilenlerin hikayesini yazmış.
‘’Gurpreet Singh kelepçelendi, bacakları zincirlendi ve beline bir zincir bağlandı. ABD Sınır Devriyesi tarafından Teksas’taki piste, bekleyen bir C-17 askeri nakliye uçağına doğru götürüldü.
3 Şubat’tı ve aylar süren bir yolculuğun ardından Amerika’da yaşama hayalinin sona erdiğini fark etti. Hindistan’a geri gönderiliyordu. “Ayaklarımın altından zemin kayıyormuş gibi hissettim” diyor.
39 yaşındaki Gurpreet, son yıllarda işsizlik krizinden kaçmak için ABD’nin güney sınırından yasadışı yollarla ülkeye girmek için bütün birikimlerini harcayan ve kıtalar arası yolculuk yapan binlerce Hintliden sadece biriydi.
Pew Araştırma Merkezi’nin 2022 yılı son rakamlarına göre, ABD’de yaklaşık 725.000 belgesiz Hintli göçmen bulunuyor. Bu sayı Meksikalılar ve El Salvadorlulardan sonra üçüncü büyük grup.
Gurpreet, Başkan Donald Trump’ın göreve gelmesinden bu yana ülkesine geri gönderilen ilk belgesiz Hintlilerden biri oldu ve Trump’ın kitlesel sınır dışı etmelere öncelik vereceğine dair bir sözü var.
Gurpreet, Hindistan’da aldığı tehditler nedeniyle sığınma talebinde bulunmayı düşündüğünü ancak Trump’ın sığınmacıları geri çevirme ve sığınma görüşmeleri yapma hakkı tanımama yönündeki kararı nedeniyle davası hiç değerlendirilmeden sınır dışı kararı verildiğini belirtiyor.
Başkan Biden’ın görev süresi boyunca yaklaşık 3.700 Hintli charter ve ticari uçaklarla geri gönderilmişti. Ancak Trump yönetimi altında zincire vurulmuş tutukluların son görüntüleri Hindistan’da öfkeye yol açtı.
ABD Sınır Devriyesi, görüntüleri, gösterişli bir koro müziği ve şu uyarının yer aldığı çevrimiçi bir videoda yayınladı:
“Yasadışı geçiş yaparsanız, sınır dışı edileceksiniz.”
ABD Sınır Gücü gündelik kıyafetler ve sıcak paltolar giymiş, bacakları zincirlenmiş göçmenlerin bir rampadan askeri bir uçağa doğru yürüdüğünü gösteren bir video yayımlandı. Görüntü sınır dışı edilenlerin yüzlerini gizlemek ve ayak bileklerindeki zincirleri göstermek için kırpılmışt. Bu video aynı şekilde sınır dışı edilen Gurpreet’in Hindistan’daki yurdunda öfkeye yol açtı
Hindistan’a döndüğünde BBC’ye konuşan Gurpreet. “40 saatten fazla kelepçe ve zincirlerle oturduk. Kadınlar bile aynı şekilde bağlanmıştı. Sadece çocuklar serbestti,” diyor.
“Ayağa kalkmamıza izin verilmiyordu. Tuvaleti kullanmak istediğimizde ABD güçleri tarafından eşlik ediliyorduk ve kelepçelerimizden sadece biri çıkarılıyordu.”
Muhalefet partileri parlamentoda protesto gösterileri düzenleyerek, Hindistan’a sınır dışı edilenlere “insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele” yapıldığını söyledi.
“Başbakan Modi ve bay Trump’ın iyi arkadaş oldukları hakkında çok fazla konuşma var. O zaman Bay Modi buna neden izin verdi?” dedi önemli bir muhalefet lideri olan Priyanka Gandhi Vadra.
Gurpreet şunları söyledi: “Hindistan hükümeti bizim adımıza bir şeyler söylemeliydi. ABD’ye sınır dışı etmeyi daha önce yapıldığı gibi, kelepçe ve zincirler olmadan gerçekleştirmesini söylemeliydiler.”
Hindistan Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, hükümetin bu endişeleri ABD’ye ilettiğini ve bu nedenle sonraki uçuşlarda kadınların sınır dışı edilenlerin kelepçelenmediğini ve zincirlenmediğini söyledi.
Ancak sahada, korkutucu görüntüler ve Başkan Trump’ın söylemleri, en azından olayın hemen sonrasında istenilen etkiyi yaratıyor gibi görünüyor.
Gurpreet, “Trump iktidardayken kimse bu yasadışı ‘eşek’ yoluyla ABD’ye gitmeye çalışmayacak” dedi.
Uzun vadede bu durum sınır dışı etmelerin devam edip etmeyeceğine bağlı olabilir; ancak şimdilik yerel olarak “ajan” olarak adlandırılan Hintli insan kaçakçılarının çoğu, Hint polisinin kendilerine yönelik baskınlarından korktukları için saklanıyor.
Gurpreet’in Hindistan’dan ABD’ye 27 duraklı bir yolculuk yapmıştı. Bu yol Punjab’daki Sultanpur Lodhi’den başlayıp Mumbai, Amsterdam, Trinidad ve Tobago ve Guyana’daki Georgetown’a kadar uzanıyor. Daha sonra Güney Amerika’da karadan uzun bir yolculuk yapıyor, önce güneye doğru Bolivya’daki La Paz’a, ardından kuzeye doğru Kolombiya’daki Medillin’e, Orta Amerika’dan geçerek sonunda ABD sınırından San Diego’ya ulaşıyor.
Gurpreet, Hindistan makamlarının ülkeye döndüğünde kullandığı acentenin numarasını talep ettiğini, ancak kaçakçıya ulaşılamadığını söyledi.
“Ama onları suçlamıyorum. Biz susamıştık ve kuyuya gittik. Onlar bize gelmediler,” dedi Gurpreet.
Bir eşi, bir annesi ve bakması gereken 18 aylık bir bebeği olan Gurpreet “Hindistan’ı sadece mecbur olduğumuz için terk ediyoruz. Bana ayda 30.000 rupi (340 $) bile kazandıran bir iş bulsam, ailem geçinirdim. Ayrılmayı asla düşünmezdim” diyor.
“Ekonomi hakkında kağıt üzerinde ne isterseniz söyleyebilirsiniz, ancak gerçekliği yerinde görmeniz gerekir. Burada bizim çalışmamız veya bir işletme yönetmemiz için hiçbir fırsat yok.”
Gupreet’in nakliye şirketi, Hindistan hükümetinin dolaşımdaki paranın %86’sını dört saatlik bildirimle çekmesiyle çok kötü etkilenen nakit bağımlı küçük işletmeler arasındaydı.
Müşterilerinden ödeme almadığını ve işletmeyi ayakta tutacak parası olmadığını söyledi. Diğer şirketler için lojistik yönetimi yapan kurduğu bir diğer küçük işletmenin de Covid karantinası nedeniyle başarısız olduğunu söyledi.
Kanada ve İngiltere’ye gitmek için vize almaya çalıştığını ancak başvurularının reddedildiğini söyledi.
Gurpreet, daha sonra tüm birikimlerini aldığını, sahip olduğu bir araziyi sattığını ve yolculuğunu organize etmesi için bir kaçakçıya ödemek üzere akrabalarından borç para alarak 4 milyon rupi (45.000 $) biriktirdiğini anlattı.
28 Ağustos 2024’te Hindistan’dan Güney Amerika’daki Guyana’ya uçarak ABD’ye doğru zorlu bir yolculuğa çıktı.
Gurpreet, telefonundaki bir haritada yaptığı tüm durakları gösterdi. Guyana’dan Brezilya, Bolivya, Peru, Ekvador ve Kolombiya’ya çoğunlukla otobüs ve arabalarla, kısmen tekneyle ve kısa süreliğine uçakla seyahat etti. Bir insan kaçakçısından diğerine devredildi, yol boyunca yetkililer tarafından birkaç kez gözaltına alındı ve serbest bırakıldı.
Kolombiya’dan kaçakçılar ona Meksika’ya bir uçuş ayarlamaya çalıştılar, böylece korkunç Darién Geçidi’ni geçmekten kaçınabilirdi. Ancak Kolombiya göçmenlik bürosu uçağa binmesine izin vermedi, bu yüzden ormanın içinden tehlikeli bir yolculuk yapmak zorunda kaldı.
Kolombiya ve Panama arasındaki yoğun bir yağmur ormanı alanı olan Darién Geçidi, kazalar, hastalıklar ve suç çetelerinin saldırıları riskiyle yalnızca yürüyerek geçilebiliyor. Geçtiğimiz yıl, geçişi yaparken 50 kişi öldü.
“Korkmadım. Ben bir sporcuydum, bu yüzden iyi olacağımı düşündüm. Ama en zor bölüm buydu,” diyor Gurpreet.
“Beş gün boyunca ormanlar ve nehirler boyunca yürüdük. Birçok yerde, nehirde yürürken su göğsüme kadar geldi.”
Her gruba bir kaçakçı -ya da Gurpreet ve diğer göçmenlerin tabiriyle “donker”- eşlik ediyordu. Bu kelime, yasadışı göç yolculukları için kullanılan “eşek yolu” teriminden türetilmiş gibi bir deyim.
Başka bir sınır dışı edilmiş Hintli göçmen olan Manni Sharma tarafından çekilen iki fotoğrafı gösteren bir kompozit görüntü. İlkinde göçmenler yüzleri bulanıklaştırılmış, ormandaki bir nehrin kenarında dururken görülüyor. İkincisinde ise yüzleri tekrar bulanıklaştırılmış, sırt çantalarını taşıyarak çamurlu bir patikada yürürken görülüyorlar.
Geceleri ormanda çadırlarını kurup yanlarında getirdikleri yiyeceklerden bir miktar yiyip dinlenmeye çalışıyorlardı.
“Orada olduğumuz tüm günler yağmur yağıyordu. Kemiklerimize kadar ıslanmıştık,” dedi.
İlk iki günlerinde üç dağın üzerinden geçtiler. Bundan sonra, kaçakçılar tarafından ağaçlara bağlanmış mavi plastik torbalarla işaretlenmiş bir rotayı takip etmek zorunda kaldıklarını söylüyor:
“Ayaklarım kurşun gibi hissetmeye başlamıştı. Ayak tırnaklarım çatlamıştı ve avuç içlerim soyulmuştu ve dikenler vardı. Yine de, herhangi bir hırsızla karşılaşmadığımız için şanslıydık.”
Panama’ya ulaştıklarında Gurpreet, kendisi ve yaklaşık 150 kişinin sınır görevlileri tarafından sıkışık bir hapishane benzeri merkezde tutulduğunu söyledi. 20 gün sonra serbest bırakıldıklarını ve oradan Kosta Rika, Nikaragua, Honduras ve Guatemala’dan geçerek Meksika’ya ulaşmasının bir aydan fazla sürdüğünü söyledi.
Gurpreet’in Orta Amerika’daki yolculuğunu gösteren bir harita, Darién Geçidi’nden Panama, Kosta Rika’daki San Jose ve Nikaragua’daki Managua’dan geçerek beş günlük bir yürüyüşle başlıyor. Bu duraklamalarda ailesi Hindistan’daki insan kaçakçısına taksitler ödüyor. Daha sonra kuzeye, Honduras ve Guatemala’dan geçerek Meksika’daki Tapachula’ya varana kadar devam ediyor.
Gurpreet, ABD’ye San Diego yakınlarından sınırdan geçme fırsatı çıkana kadar yaklaşık bir ay Meksika’da beklediklerini söyledi.
“Bir duvarı aşmadık. Yakınında tırmandığımız bir dağ var. Ve ‘eşeğin kestiği bir dikenli tel var” diyor..
Gurpreet, Başkan Trump’ın göreve başlamasından beş gün önce, 15 Ocak’ta ABD’ye girdi. Sınırların aşılmaz hale gelmesinden ve kuralların sıkılaşmasından önce tam zamanında geldiğine inanıyordu.
San Diego’ya vardığında ABD Sınır Devriyesi’ne teslim oldu ve ardından Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza (ICE) tarafından gözaltına alındı.
Biden yönetimi sırasında, yasadışı veya belgesiz göçmenler, her bir kişinin sığınma davası olup olmadığını belirlemek için ön görüşme yapacak bir göçmenlik görevlisinin önüne çıkarlardı. Hintlilerin çoğunluğu ekonomik zorunluluktan göç ederken, bazıları da dini veya sosyal geçmişleri veya cinsel yönelimleri nedeniyle zulüm görmekten korkarak göç ediyor.
Mülakatı geçerlerse, bir göçmenlik hakiminin sığınma hakkı verme kararı beklenerek serbest bırakılırlardı. Süreç genellikle yıllar alırdı, ancak bu arada ABD’de kalmalarına izin verilirdi.
Gurpreet’in başına böyle bir şey geleceğini düşünmüştü. Bir markette iş bulmayı ve sonra da aşina olduğu bir iş olan kamyonculuğa girmeyi planlamıştı.
Ancak ABD’ye girmesinden üç haftadan kısa bir süre sonra kendini C-17 uçağına doğru götürülürken ve başladığı yere geri dönerken buldu.
Şimdi Gurpreet, Pencap eyaletinin kuzeyindeki Sultanpur Lodhi şehrindeki küçük evlerinde borcunu ödeyebilmek ve ailesini geçindirebilmek için iş bulmaya çalışıyor.’’
/BBC Word/