Kartal: Türkiye büyük değişimlerle yüz yüze gelecek bir sürecin içindedir

GündemPolitika

Kartal, ”AKP-MHP, son 10 yıllık süreçte büyük bir başarısızlık yaşıyor. Ürettikleri savaş doktrini başarısız kaldı. Önümüzdeki süreç faşizmin çökertilmesinin ve demokrasi önündeki engellerin kaldırılması sürecidir.” değerlendirmesinde bulundu.  Kartal ayrıca, ”Türkiye, yakın zamanda büyük değişimlerle yüz yüze gelecek bir süreç içerisindedir.” ifadesini kullandı.

Kongra-Gel Eş Başkanı Remzi Kartal, Mezopotamya Haber Ajansı’ndan Fırat Can Arslan’ın Ortadoğu eksenli olarak yaşanan son siyasal gelişmelere ilişkin sorularını yanıtladı.

Kartal’ın sorulara verdikleri yanıtlarda öne çıkanlar şunlar:

  • Ortadoğu’da yaşanan bu yoğun savaş süreci dünyadaki kapitalist sistemin yaşadığı kriziyle bağlantılı. Yani sistemin karakteridir; krizi savaşla aşmak. Uluslararası güçler dünyanın her tarafındaki bu savaşlarla hakimiyetlerini sağlamlaştırmak, savaş sanayini geliştirmek ve bu temelde hakimiyet sürdürmeyi esas alıyorlar. Netanyahu ve ittifak ettiği dinci ve radikal gruplar, tam da bu süreci fırsat bilerek kendi politikalarını savaş eksenli olarak geliştirmek istiyor. İran da bölgesel hakimiyetini farklı bir biçimde kendi stratejisi içerisinde sürekli geliştirmeyi esas alıyor. Hem halka hem de siyasi liderlere yönelik yürütülen bu saldırı politikaları bu süreçte daha da gelişecek gibi görünüyor. 

 Savaş, kriz ve istikrarsızlık devam edecek

  • İran İsrail’e nasıl bir yanıt verir bunu net olarak bilemeyiz. Ama İran’ın işi zor. Çünkü hem uluslararası bir baskı altında hem de doğrudan büyük bir savaşa katılmak istemiyor. Bu İran için de oldukça zorlayıcı. Haniye’nin öldürülmesinden sonra Ürdün Dışişleri Bakanı’nın İran’a gelişi aslında Amerika ve Amerika’ya bağlı başta İngiltere olmak üzere güçlerin mesajını götürmesidir. Savaşın tırmandırılmamasını esas alan bir ziyaretti. Daha önce de İsrail’e yönelik yapılan saldırıda da aynı şeyler yapılmıştı. Yapılan görüşmelerde adeta karşılıklı bir anlaşma çerçevesinde İran’ın İsrail’e yönelik saldırıları kontrol edilebilmişti. İsrail de bunu biliyor. Uluslararası güçler de bunu biliyor. Bu çerçevede önümüzdeki sürecin nasıl olacağını net söylemek zor ama savaş, kriz, istikrarsızlık daha da artarak devam edecek.

Temel hedeflerden biri de enerji yolları

  • Üçüncü Dünya Savaşı olarak adlandırılan bu süreçte temel hedeflerden birisi de enerji yollarına, enerji kaynaklarına hâkim olmaktır. Hindistan, Arap ülkeleri, Ürdün, İsrail, Kıbrıs, Yunanistan üzeri planlanan enerji hattı, Türkiye’yi devre dışı bırakmıştı. Bu Türkiye için çok zorlayıcı bir durumdu. Zaten en üst düzeyde Erdoğan tarafından da dile getirilmişti. Şimdi Erdoğan alternatif bir projeyle özellikle Irak’ı kendi projesine katma temelinde Kalkınma Yolu Projesiyle bir hamle yapıyor. Fakat asıl net olan şey, bu hamlenin asıl amacının büyüyen, gelişen ve önü alınamayan Kürdistan özgürlük mücadelesini sınırlandırmak ve süreç içerisinde tasfiye etmek. Bunun için de Irak’la ortak bir proje geliştirip, Irak’a adeta bir zarf atıyor. Irak’ı da, gelişmesinin önünü açacak bir projeyle bu sürece katmak istiyor.

Türkiye Musul-Kerkük hayali görüyor

  •   Türkiye’nin ne kadar zorda olduğu biliniyor. Çünkü geçen 10 yıllık süreçte askeri olarak yeni bir konsept geliştirdiler ancak başarısız kaldılar, sonuç alamadılar. Ekonomileri çöktü, siyasi olarak bu son seçimlerde de kaybettiler. Onun için de tek başlarına PKK’ye karşı girdikleri çıkmazı aşamayacaklarını kabul ettiler ve bu temelde de dışarıya yönelik bir hamle yaptılar.
  •   Türk devletinin Misak-ı Milli çerçevesinde Musul ve Kerkük kapsamında bir programı var. Oradan Halep’e yönelik. KDP’nin iktidarına karşı alternatif bütün Kürt siyasi hareketlerini silecek. İktidarının önünü açacak. Rojava’da da kendi önünü açacak. Rusya ve Şam üzerinde yaptıkları ittifakla Kuzey ve Doğu Suriye ve sistemini hedef alacak.  Aslında Musul, Kerkük ve Halep çerçevesinde bir Osmanlı hayalini bölgede canlandırmak istiyor. Fakat şunu diyebiliriz; ‘Aç tavuk kendisini darı ambarında sanır.’ Erdoğan bu konseptle aslında Amerika’nın Vietnam’da yaşadığı yenilgiyi Türk rejimine yaşatacak. Hem Erdoğan’ın çöküşü hem de yüz yıllık faşizmin çöküşünü getirecek bir konsepttir. 

KDP hiçbir zaman Kürt ulusal birliğini hedeflemedi

  •  KDP, hiçbir zaman Kürt ulusal birliğini hedefleyen, bu temelde Kürt demokrasisini geliştirmeyi, Kürt toplumunun gücü ve yaşamını geliştirmeyi hedefleyen bir konseptin sahibi olmadı. Başından itibaren hep kendi iktidarlarının gelişmesini, büyümesini esas alan bir strateji esas aldı.
  • Günümüzde de Türk devletinin hizmetinde bir pozisyonda. Bu aslında KDP açısından ihaneti aşan bir tablo. Çözüm de sadece Güney Kurdistan’da değil, dört parça Kürdistan’da. Bütün siyasi partiler, kadınlar, şahsiyetler, toplumsal bileşenlerin ihanete ve sömürgeciliğe, Türk sömürgesine karşı harekete geçmesi ve mücadeleyi büyütmesi gerekir.

 KDP Kerkük’te de ulusal bir strateji izlemiyor

  •   KDP’nin Kerkük’teki ittifaklarını, siyasetini anlayabilmemiz için bu gerçeği görmemiz gerekiyor. Çünkü daha dün yeni açıklama yapıldı. Yaptıkları ittifak çerçevesinde valiliğin Araplara verilmesi konusunda anlaşmışlar. İşte söylediğim zihniyet bu. Burada Kürtlük yok. Burada Kurdistan yok. Burada toplumsal ulusal bir strateji, bir konsept yok. Kerkük Valiliği seçimlerinde kendisi dışında bir Kürt’ün alternatif olarak ortaya çıkmasını istemiyor. Bir Türk olabilir, bir Türkmen olabilir, bir Arap olabilir, bir Fars olabilir. Bunda hiçbir sorun yok. Onları kendisine rakip görmüyor. Kürt olmasın, kim oluyorsa olsun. Tamamen sömürgeci sisteme teslim olmuş bir güçtür, bir zihniyettir.

Türkiye bir çöküş içerisinde

  •  AKP-MHP, son 10 yıllık süreçte büyük bir başarısızlık yaşıyor. Ürettikleri savaş doktrini başarısız kaldı ve çok büyük bir ekonomik yük altında girdiler. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile uluslararası serbest piyasa ekonomisinden koparıldı ve Türkiye’nin kaynaklarını ‘tekniğe’ dayalı savaş sürecinde çökerttiler. Yasama, yürütme, yargı sisteminin ortadan kalktığı, basının olmadığı, adaletin olmadığı, ekonomisinin savaş ekonomisine endeksli olduğu bu süreçte Türkiye’ye yatırım gelmiyor. Bunun için de tamamen uluslararası mafyaya sermayesini açtılar. Bu da Türkiye’de büyük bir çöküşü yarattı. Diyebiliriz ki hem ahlaki hem siyasi hem ekonomik hem psikolojik moral olarak büyük bir çöküş içerisinde.
  •   Türkiye mafya ve çetelere teslim edilmiştir. AKP-MHP iktidarı, bu tablo karşısında son bir hamleyle bu son operasyonlarla bazı sonuçlar elde etmek ve kendi iktidarlarını kurtarmak istiyor. Ama bir taraftan da Türkiye’de topluma yönelik saldırılar sürüyor. Düğünlere, halaylara yönelik düşmanlık düzeyine geldi. Dengelerini kaybettiklerini, açıktan bir toplumun kimliği, varlığı, dili ve geleneğiyle çatışan bir düzeye geldiğini görüyoruz. Onun için Türkiye’de demokrasi, özgürlük, eşitlikten ve adaletten olan bütün demokrasi güçleriyle faşizmin çökertilmesi ve demokratik bir sürecin başlatılması için bu süreci fırsat bilmek gerek. Tekçi sistemin çökertileceği bir süreçtir. Kürt sorununun demokratik siyasal çözümü, bütün Kürtlerin yaşadığı bölge ülkelerinde demokrasinin, eşitliğin ve özgürlüğün önünü açacaktır. Bu temelde bu tarihi süreci doğru okumak, doğru anlamak ve buna yanıt olmak gerekiyor.

DEM Parti kendini bu sürecin motor gücü olarak görmeli

  • Türkiye’de bu süreci, olması gereken bir seçime kadar normal götüremezler. Ne ekonomik ne siyasi ne de psikolojik olarak bunun koşulları yok. Önümüzdeki süreç faşizmin çökertilmesinin ve demokrasi önündeki engellerin kaldırılması sürecidir. Bunun için de Türkiye bir erken seçim süreciyle karşı karşıyadır. Ya da yeni bir geniş ulusal mutabakat, ama demokrasi eksenli geniş bir ulusal mutabakat eşiğindedir. Onun için Türkiye’deki demokrasi güçleri bunu görmeli. Başta DEM Parti ve birlikte oluşturduğu ittifak, kendilerini bu sürecin motor gücü olarak görmeliler. 

CHP sistemin partisidir

  • CHP sistemin partisidir. Sistemin tıkanmasından dolayı CHP’de de sorunlar yaşanıyor, arayışlar ortaya çıkıyor. Onun için DEM Parti ve demokratik güç birliği, Türkiye’nin bütün sorunlarına -Kürt sorunu başta olmak üzere- yönelik çözüm öneren, ana muhalefet partisi olarak rol oynayan bir mücadeleyi esas almalılar. Türkiye, yakın zamanda büyük değişimlerle yüz yüze gelecek bir süreç içerisindedir. Bu temelde herkes motivasyonunu yüksek tutmalı.

İlginizi Çekebilir

Diyarbakır’da 3. Sanayi Sitesi’nde yangın çıktı
Tunç: Roblox’a da erişim engelinin nedeni çocuk istismarı içerikleri

Öne Çıkanlar