28 Şubat’ta altı partinin genel başkanı ortak bir toplantı yaparak, hazırladıkları ortak metni kamuoyuyla paylaştılar.Ortak metin, altı partinin düşündükleri yeni anayasanın gerekçelerini oluşturmakta, altyapısını teşkil edecek tarz ve içeriktedir.
Adı geçen metin 12 Eylül darbe anayasasının birkaç farkla tekrarlanmasından başka bir metin değildir. 12 Eylül anayasasının alternatifi olabilecek, demokratik, çağdaş, evrensel bir anayasanın oluşumunu sağlayacak bir metin hiç değildir.Çünkü bu metinde Kürtlerin şimdiki konumlarını aşan hiçbir hakktan bahsedilmiyor. Türkiye’nin en temel sorunu ve diğer sorunlarına kaynaklık eden Kürt sorununa çözümden bahsedilmiyor. Sadece sömürü ve baskı rejimine dokunulmadan AKP-MHP hükümetine eleştiriler yöneltiliyor.Kısacası dağ fare doğurdu denilebilir…Bu metnin bırakalım demokratik, çoğulcu bir anasayanın temelini teşkil etmesi, 12 Eylül rejimini makyajlayacak reformist bir metin bile degildir. Çünkü altı partiden hiçbiri reformist parti değildir.AKP bile İmralı’yla, Kandil ile, HDP ile barış süreci cerçevesinde görüşmüşken, bırakalım Kürt sorununu çözme niyetini; İmralı’yla, Kandil ile görüşmeyi bu altı parti HDP ile görünmekten bile çekinmektedir.Bazı arkadaşlar HDP’yi bu toplantıya çağırmadıkları için bu partilere özellikle de CHP’ye çok kızıyor. Bana göre HDP’nin çağrılmaması HDP’nin gerçek bir muhalefet partisi oldiğunu gösterir. Buna üzülmek değil sevinmek gerekir. HDP nin bu altı sistem partisiyle ne işi olabilir?Altı partinin en büyüğü olan CHP; Hitler bile Yahudileri gaz odalarında yakarken Yahudilerin dilini yasaklamamışken Kürtlerin dilini yasaklayan bir rejimi kurmuştur. Hitler işgal ettiği ülkelerdeki dilleri yok saymamışken CHP Kürtlerin dilini yok saymış, yasaklamış, insanlık suçu olan asimilasyona tabi tutmuştur.İkinci sıradaki parti olan İYİ Parti de faşist MHP’nin içinden çıkmış, genel başkanı 90’ların faili belli cinayetlerinin, köy yakmaların, katliamların sorumlusu Çiller iktidarının İçişleri Bakanı olarak görev yapmıştır. İP, MHP ile nüans farkı bile olmayacak kadar faşist bir partidir.Üçüncü parti Gelecek Partisi ise bir tarikat partisidir. Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu o tarikatın elemanıdır .Bundan önemlisi de Cizre, Sur, Şırnak, Nusaybin’de yapılan katliamlar döneminin sorumlu başbakanıdır. 7 Haziran 2015 seçimleriyle 1 Kasım seçileri arasindaki süreçte Suruç, Diyarbakır, Ankara katliamlarının talimatını verenleri açıklıyacağı imasında bulunmuş ve sonrasında dut yemiş bülbul gibi dilini yutmuştur.Diger partilerden bahsetmeye gerek bile yoktur.Bu altı partinin toplamından demokrasi, özgürlük, geçmişle hesaplaşma ve hukuk beklemek halkı aldatmaktır. Bunlardan olsa olsa AKP-MHP iktidarının başka bir benzeri olur.
En çok beş müteahit yerini yedi müteahit alır. Halka yine aynı durumda kalacaktır.Bu partilere umut bağlayan insanların moralini bozmak istemezdim. Ama bu partiler hükümet olduktan sonra moralleri bozulacağına şimdi bozulsun. Çünkü bu partilere umut bağlıyanlar sükut-i hayale uğruyacaklardır. Bu böyle biline!Altılı Ganyan bayii mi kuruyorsunuz, yoksa altılı hukümet mi…?
