Bu nasıl bir coşkuydu, nasıl bir inanç ve enerjiydi? Siz ne kadar da güzelleşmişsiniz? Barikatları yıktınız, sel oldunuz aktınız alanlara.
Güzeldiniz, güçlüydünüz, inançlı ve karalıydınız.Amed, Newroz kutlamaları dışında böyle bir mahşeri kalabalık görmedi. İstasyon alanını gökkuşağı renklerine boyadınız. Haykırdınız, taleplerinizi gözlerine gözlerine soktunuz.
“Artık bu iş bitti,bellerini doğrultamazlar” diyenleri korkuttunuz.
Sokağa çıkmak istemeyenleri de utandırdınız. Muhalefet sadece Meclis’te yapılmaz işte aha burada,bu alanlarda gerçek muhalefet yapılacağını hepimize gösterdiniz.Bu kadınlar kimdi diye soranlara, biz otuz yıldır çocuklarımızın kemiklerine muhtaç yüreği yanan analarız cevabını verdiniz. Yemeyip yedirdiğimiz, açlığa yoksulluğa rağmen okuttuğumuz ama sizlerin katlettiği cocukların analarıyız dediniz. Bir gece yarısı alınıp kaybettiğiniz insanların eşleriyiz dediniz.12 Eylül rejimine karşı mücadele ederken bedenini ateş topu yaparak yüzünüze haykıran ve 12 karanlığını yaran, özgürlüğü bedenleriyle hediye edenlerin anaları, bacılarıyız dediniz.Daha başka kimdi Van’da, Colemerg’te, Silopi’de, Merdin, Nusebin’de, İstanbul, Ankara, Adana, İzmir ve Mezopotamya ve Anadolu’da arşa yükselen sesleriyle barış diyen kadınlar?Eşlerini, kardeşlerini, akraba ve yakınlarını kirli savaşa kurban veren yüreği acılı kadınlardı 8 Mart’ta yeri göğü inletenler. Cizre’de, Sur’da, Şırnak’da, Nusebin’de bodrumlarda diri, diri yakılan gençleri doğuran kadınlardı onlar.Ölüm oruçlarında, açlık grevlerinde yaşamını yitirenlerin eşleri, anaları,bacılarıydı. Sağlık durumları bozulduğu halde cezaevlerinde tutulan Aysel Tuğluk ve veklillerine oy veren kadınlardı.
İradelerini hapsettiğiniz insanlardı. 8 Mart’ta başları arşa değen, hayatı yaratan insanlardı.Başka kimin nesiydi , kimin sesiydi bu biat etmeyen, boyun eğmeyen yiğit kadınlar? Kimdi butün güzellikleri bağrında toplayan bu aşk dolu, sevda dolu kadınlar?Tecavüzcüsünü ya hafif cezalar vererek ya da beraat ettirerek salıverdiğiniz kadınlardı bunlar. Eşleri, babaları, kardeşleri tarafından katledilen kadınların akrabalarıydı bu kadınlar. Piskopatları koruyan rejimi lanetleyen özgür kadınlardı alanları dolduranlar.Dilini yasakladığınız, dilini sadece mutfağında konuşabilirsiniz dediginiz güneşi doğuran kadınlardı bu kadınlar.Savaşın acımasızlığını canında, bedeninde, eşinde, çocuğunda, mutfağında yaşıyan, savaşa karşı barışı haykıran kadınlardı.Özgürlüğün tadına varmış artık kimliğimiz, kişiliğimiz, kültürümüz kimseye emanet edilmiyecek kadar değerlidir diyen kadınlar.. JİN, JİYAN, AZADİ sloganlarıyla özgürleşmiş milyonların sesini duyuran, 8 Mart’ta alanları dolduran, taleplerini dillendirirken halay çeken kadınlar…Birkez daha kutlu olsun 8 Mart!,
Selam olsun yürekleri güzel kadınlara!
