Kemal Okutan: Bitiriyoruz diyenlerin kendileri bitti

Yazarlar

Egemenlik rejimi yöneticileri, her türlü sosyal şoven kesimler, bir ayağı rejimin içinde bir ayağı dışarda olan kimi Kürt çevreler hep bir ağızdan yazdılar, çizdiler: 1970’lerde, “Bunlar Hakkari’yi geçemezler”, 1980’lerde  “Üç beş eşkiya”dediler. Son otuz yıldır ise “kökünü kazıyacağız.” diyorlardı, diyorlar.

Ama sonuncusundan başlayayım: “Kökünü kazıyacağız” diyenlerin hepsinin kökü kururken Kürt özgürlük mücadelesi durmadı, gerilemedi tam tersine büyüdü, sınırları aşarak uluslararası bir güç haline geldi, milyonlara ulaştı. “Bu yaz bitecek, bu kış bitecek”diyen Ecevit, Demirel, Çiller, Özal, Yılmaz, Baykal bitti ama demokratik Kürt hareketi bitmedi…

İttihatçı rejimin her türden fraksiyonu iktidar olurken hepsi “bitirdik, bitiriyoruz” dediler ama biten kendileri oldu.

Hem de uluslararası savaş yanlısı tüm güçleri yanlarına alarak, her türlü silah, teknoloji, para ve diplomatik desteklerini sağlayarak sürdürdükleri Kürtlere karşı savaşı kazanamadılar.

2022 yılı ise egemenlik rejimi ve iktidar için tam bir çıkmaz oldu. 2023 yılına moral ve motivasyonunu kaybederek girdiler.

Hani Libya’ya asker göndermişlerdi ya hiçkimse lafını bile ediyor mu? Libya’da ne yaptılar? Geri mi çekildiler? Ordaki askerler ne oldu? Gönderdikleri çeteler şimdi neredeler?

Geçen yıl Akdeniz’de, Ege’de petrol arıyorlardı. Ne oldu o sondaj gemilerine, hiç lafı bile geçiyor mu? Sondaj gemileri ile şimdi ne yapıyorlar?

Rusya’dan aldıkları S 400’lere ne oldu sahi? Bilen var mı? Paralarını peşin verdikleri bu füzelerin cıvataları yerinde mi acaba? Binali’nin çocukları çalıp hurdacılara mı sattı acaba?

Artık Rojava’ya kara hareketinden bahsedemiyorlar.

Bahsedemiyorlar, çünkü Zap, Avaşin ve Metinan’da her türlü kimyasal silah da dahil silah kullandılar, son model savaş uçaklarıyla bombardıman yağdırdılar ama geri çekilmek zorunda kaldılar. Özellikle son bir yıldır her şeylerini ortaya koymalarına rağmen sonuç alamadılar. Zap, Avaşin, Metina’da eğer başarılı olsalardı Rojava’ya yönelip kazanılanımları dağıtacaklardı.

Sadece uluslararsı savaş güçlerinin desteğini değil, içeride de muhalefetin eski savaş baronları Ağar, Çiller ve her renkten mafya bozuntularını da yanlarına alarak saldırdılar. Sonuç ortada…

Rusya, ABD bile artık, “Yeter 40 yıldır bitiriyoruz dediniz, bitiremediniz o zaman biz artık sana destek veremeyiz.” demeye başladılar.

Zaten Kürtler ABD ve bazı batılı güçlere bize destek olun, bizimle Türkiye’ye karşı mücadele edin demiyor, Türk devletine desteğinizi çekin yeter, diyorlar.

Zira Kürt halkı biliyor ki batılı kimi güçlerin silah, para, yedek parça, teknoloji desteği olmazsa Türkiye bir yıl ayakta duramazdı. AKP-MHP-ÇETE hükümeti çoktan öncekiler gibi tarihin karanlıklarına gömülmüştü.

Batılı dostlarımız da şunu bilsin ki devletleriniz Türkiye’yi desteklemeyi bırakırsa Kürt halkı  İsviçre demokrasisi gibi bir demokrasiyi ortaya çıkaracaktır. Konfederalizm coğrafyamızda daha ileri bir düzeyde hayat bulacaktır.

İtihhat VeTerakki rejimi çok zorda ve en bunalımlı yıllarını yaşıyor. Bu bunalım sürecinde bunalımı atlatmanın bir yolu olarak seçime gidiyor.

İttihatçıların ‘cumhur kanadı’ ile ‘millet kanadı’ arasında “sen yapamadın, bitiremedin; ben bitiririm.”  kavgasının arenasına dönecek olan Mayıs’ta yapılacak seçim de rejimi kurtarmayacaktır. Çünkü bunalım derindir, yapısaldır, rejimseldir.

Özgürlük ve Emek Bloku da sadece seçim ve sandığa kitlenerek sonuç alınamayacağını bilmelidir. Hiçbir diktatör seçimle gitmemiştir. Seçim öncesinden şimdiden başlanarak rejimi sallıyacak görkemli eylemlilikler örgütlenmelidir.

Bir taraftan seçim çalışması yürütülürken diğer yandan daha aktif, radikal bir duruş sergilenmelidir. Köy, mahalle, ilçe, il meclisleri, üniversite birimleri aşağıdan bir halk dalgası yaratarak kitle açlığa, yoksulluğa, adaletsizliğe, hukuksuzluğa, eşitsizliğe karşı örgütlendirilmelidir.

Önümüzdeki Mart ayında eylemlilikler doruğa ulaştırılmalı, 16 Mart ve Newroz kutlamaları sistemi sallayacak kadar güçlü gerçekleştirilmeli ve bu moral ve motivasyonla özgürlük ve emek cephesi seçime hazırlanmalıdır. Bu süreçte özellikle halkın nabzı iyi tutulmalıdır.  Anket çalışmalarıyla birlikte sivil toplum örgütleri, esnaflar, dernekler ve  kanaat önderleri ile birlikte bölgedeki yerel dengeler de dikkate alınarak bir saha çalışması yapılmalı. Zira TC devleti HDP’yi alternatif olmaktan çıkarmak ve hatta yok etmek için sadece iktidarla gücü ile değil aynı zamanda muhalefeti de kullanarak Kürt halkını kandırmaya, HDP’den koparmaya, manipüle etmeye çalıştığına her gün şahit olmaktayız.

HDP yöneticileri halkla birlikte bu baskı ve saldırılara karşı şimdiden önlem almalı ve seçime hazırlıklarını tamamlamış olarak halkın huzuruna çıkmalıdır. Unutmayın moral üstünlüğü sizde, halk desteği sizde, haklı dava sizde.

 Özgürlük aşkıyla yürüyün!

İlginizi Çekebilir

Hakan Tahmaz: HDP’li Kürt seçmenle sandıkta ittifak stratejisi
Abdullah Demirbaş: Siyasal Koruculuk ve Özgür İrade

Öne Çıkanlar