DEM Parti’nin metropollerde kendi adaylarıyla seçime girmesi önemlidir. Bu karar parti, yönetici, üye ve taraftarları ile yurtsever halkımızın,eleştiri, öneri ve tartışmaları sonucu DEM Parti MYK’sı tarafından alınmıştır.
Yerel ve doğrudan demokrasi ilkeleri işletilerek ve halka kulak vererek alınan bu karar çok doğru, yerinde ve 3.yoldan ayrılmamanın gereğidir.
Osmanlı’dan bu yana Kürtleri ve tüm ezilenleri ya dinci blok ya da ulusalcı- tekçi blok arasında bir tercih yapmaları için her yolu ve baskıyı deneyen egemen faşizm 3.yolu bir tercih olmaktan çıkarıyordu.
İşte 31 Mart yerel seçimleri için DEM Parti bu iki rejim içi seçeneğin dışında başka bir seçeneğin olduğunu bu kararıyla göstermiş oldu.Bu seçenek de ne dinci gerici blok ne de ulusalcı-kemalist bloktur. Bu yol halkın özgür, bağımsız, rejim karşıtı 3.yoludur.
100 yıldır rejim içi bloklar başta Kürt halkı olmak üzere tüm ezilenlere acı, gözyaşı ve zulümden başka hiç bir şey vermedi. Tümü ittihatçı faşizmin gereği olarak vurdu, ezdi, aç bıraktı ve çaldı çırptı.
DEM Parti artık bunlara dur demenin proğramını uygulamaya çalışıyor.
Kongre sonrası gerek radikal demokrasinin gereği olarak sokağa inmesi, gerek mecliste gösterilen performans çok olumlu.
Tek yolun parlamenter mücadele olmadığını DEM Parti pratiğiyle gösteriyor. RABE şiarıyla halkın ayağa kalkışının sonuç alıcı olduğunun bilinciyle hareket ediyor.
Özgürlük hareketinin 1987-91 arasında gerçekleştirdiği serhildanlar sürecini bu günün ihtiyaçlarına uyarlayarak hayata geçirmesi çok anlamlı. O dönemin sivil itaatsizlik örnekleri olan kontak kapatma, kepenk kapatma, on binlerin Newroz kutlamaları vb. eylemliliklere benzer bir çizgi geliştirmesi de mücadelenin kazanımlarını kalıcılaştırılması açısından çok önemlidir.
Bir kolu Van’dan, diğer bir kolu Kars’tan başlayan özgürlük yürüyüşü radikal demokrasinin önemli bir pratiğidir. Her il, ilçe ve beldede on binler destekliyor, eyleme katılıyor. Şu ana kadar 15 Şubat’a kadar devam edecek ve Amara’da sona erecek olan yürüyüş planlandığı gibi devam ediyor. Yüz binler yürüyüşe kalkmalı, topyekün ayağa kalkılmalıdır. Yani RABE…
İstanbul seçimleri için birçok aday adayının ismi tartışılıyor.Hangi arkadaş aday gösterilirse gösterilsin halkın adayı olacaktır. DEM Parti kişi partisi değildir, halkın partisidir. Genel merkez en doğru aday adayını PARTİ adayı olarak gösterecektir.
Aday adaylarının hiçbiri birilerinin popülizm aracı değildir, olmamalıdır. Popülist yaklaşımlar özgürlük hareketinin yaklaşımlarının dışındadır.
Bu parti şan, şöhret partisi hiç değildir. Şehitler partisidir, bunun gereği yapılmalıdır. Mücadeleye bir damla katkı sunmuş her arkadaş değerlidir. Bireyin değeri mücadeleye yaptığı katkı kadardır.
Biz biz yapan mücadeledir, ödenen bedellerdir. Biz partiyi yaratmadık, parti bizi yarattı. Bize yol gösterdi, yol açtı, kimlik, kişilik kazandırdı.Bu halkın mücadelesini dünyanın gündemine oturttu. Bazılarının ismi öne çıkmışsa,ünlenmişse bu da mücadelenin sayesinde olmuştur.Ünlü olanların da milyonlarca isimsiz kahramandan daha önemli oldukları anlamına gelmez.
Elbette bu arkadaşlar daha dikkatli olmalılar. Çünkü mücadele tarihi mücadele sayesinde ünlenmişlerin rejim tarafından nasıl yere vurulduğunu da bize gösterdi. Burjuva basını birisini çok öne çıkarıyorsa o daha özenli,temkinli olmalıdır.
Halkımızın gündemi dünyada eşi, benzeri görülmemiş tecritin ortadan kaldırılması, sayın Öcalan’ın özgürlüğü, bu temelde başlayan eylemlilikler ve yerel seçimlerdir.
Yerel seçimlerde de kimin aday olacağı önemli değil, kim aday olursa olsun kendimiz adaymışız gibi çalışmak ve sonuç almak önemlidir. Önemli olan mücadelenin kazanımlarını ürüne dönüştürmektir.
Seçimlerde zayıf bir sonuç alınırsa rejim sahipleri şu aday kaybetti demeyecek, Kürt hareketi zayıfladı, kaybetti diyecekler.
Bu bilinçle hareket edilmelidir.