Kemal Okutan: Dogmatizmin Panzehiri Rönesanstır- 3

Yazarlar

Dogmatizm çeşitli öğreti ve bilgilerin asla değişmeyeceğini kabul eden, bu bilgilerin mutlak gerçek olduğunu, inceleme,araştırma, tartışmaya ihtiyaç olmadığını savunan anlayış demektir.Kendi görüş ve inançlarının, ilahi emirler, mutlak,değişmez olduğunu ileri süren sistemler doğmatik sistemlerdir. Bu sistemler otoriter, totoliter, gerici sistemlerdir.Dogmatik sistemlerde tartışmasızlık, değişmezlik ve net kesinlik hakimdir ki burada bilim yoktur, deney yoktur, araştırma yoktur. Buyruk vardır, emir vardır, talimat vardır, riayet vardır, körü körüne itaat vardır, boyun eğme vardır, teslim olma vardır, inanma vardır, verilene razı olma vardır.Tabulara, hurafelere karşı çıkmanın tanrıya karşı çıkma olarak değerlendirilir ve cezası ağırdır.Burda eleştirme yoktur, tartışma yoktur, düşünme yoktur, ret etme yoktur, inanmama yoktur, direnme yoktur, karşı çıkma yoktur.Totaliter ülkelerde egemenler bu doğmalar sayesinde rejimlerini ayakta tutarlar. Gelişmenin, ilerlemenin, değişimin önünde bu doğma düşünceleri barikat olarak kullanırlar.Tabu ve hurafeler sistemin ömrünü uzatmak için kullanılan çağdışı araçlardır. Kitleler çeşitli kurum, basın yayın organları ve paralı ajanlarınca doğmalara fanatikçe inandırılır.Ortadoğu’da ve Kürd coğrafyasında özellikle dogmalar en katı biçimiyle insanların belleklerine işlenmiştir. Bu sayede uluslararası hegemonik sistemler ve yerel işbirlikçileri buralarda egemenliğini sürdürebilmektedir.Coğrafyamızda din tamamen doğmalar biçiminde sunulacak uyutma ve uyuşturma aracı olarak kullanılmaktadır. Hurafeler biçiminde kabul ettirilen kurallar adeta afyon görevini görmektedir. Bu hurafelerde bir virgül değişimini istemek bile katledilmeyle sonuçlanabilmektadır.Kürd coğrafyasında hurafe ve doğmatizm bir din haline getirilmiştir.Kürt coğrafyamızda seyitlik diye bir kurum vardır. Seyid’in Hz.muhamed’in kadın tarafından akrabalarına deniyor. Hz.Muhammed’in kadın tarafı ise Araptır. Ama hem Alevi Kürtlerde hem de Sünni Kürtlerde bolca seyit olduğuna inanılır. Nasıl oluyor da Arap kadınların akrabaları Kürt oluyor? Sosyolojik ve genel bilimsel verilere göre bir Kürd’ün seyit olma ihtimali yokturGerçek şudur; Seyitlik bizde Osmanlının kendi sistemini Kürdistan’da ayakta tutmak için verdiği bir çeşit paye (rütbe)dir. Bunlar istisnalar hariç sistemin Kürt coğrafyasındaki ayaklarıdır.Başka bir şey de ziyaret kültürüdür. Kürt coğrafyasındaki kadar hiç bir ülkede bu kadar yaygın ziyaret yoktur. Birisi akşam bir ağacın önünden geçerken bir çaput(bez parçası) bağlasa o ağaç sabahleyin ziyaret oluverir ve gelen geçen dua eder.Rejimin kendini coğrafyamızda ayakta tutmak için verdiği rütbeleri biri de sahte şeyhliklerdir. Bunların ezici bir çoğunluğu holdingleşmiştir. Halkı uyuşturur, kendi çocukları Avrupa barlarında keyif çatarlar. Menzil bunların başında gelmektedir. Kürt yurtseverliğine karşı oluşturulan bir organizasyondur.Şeyhin ziyaretine giden gariban bir keçisini satar, parasını şeyhe verir. Bir tas çorba içmiştir ama köye döndüğünde “Allahın çorbası bitmiyor” diye propaganda yapar. Oysa arkada çorba pişer hortumla ön taraftakilerin tabaklarına doldurulur. O da zanneder ki Allah çorbayı pişiriyor.Bir şeyh evde yokken ziyaretine üç kişi gider. Şeyh bunları görmemiştir. Şeyh birine “niye zahmet ettin yağ getirdin”, diğerine “niye zahmet ettin koyun getirdin”, başka birine de “niye zahmet ettin pekmez getirdin”der. Misafirler “bu şeyh ermiş, bizim ne getirdiğimizi görmediği halde bildi” diye mırıldanırlar.Oysa şeyh hizmetçisini örgütlemiş, yağ getireni beyaz mindere, koyun getireni sarı mindere, pekmez getireni kırmızı mindere oturtmasını tenbihlemiş. Şeyh dışardan gelince minderin rengine bakarak ne getirdiklerini söylemiş. Çocuğu olmayan, hasta olan, içki içen, kumar oynayan ve benzer sorunları olan bu kitleler doktor yerine bu şeyhlere yönlendirilir.Fetö Türkçü derin devlet hareketi de Kürt yurtseverliğine karşı coğrafyamızda devlet tarafından örgütlendirilmiştir. Kürt karşıtlığında ve düşmanlığında kimse eline su dökemez. Türkçülüğü hurafelerle sosluyarak yedirmeye çalışmıştır. Tüm hükümetler boşuna Fetö’yü desteklemiyorlardı.Herşeye rağmen demokratik Kürd hareketi belli bir kesimde bu konuda Rönesans yaratmıştır ama daha çok katedilcek yol vardır…

İlginizi Çekebilir

Merkan Aksoydan: Türkiye’nin Döngüsel Kürdistan Politikası
Hakan Tahmaz: Kürtlerin Türk Medyası Algısı

Öne Çıkanlar