Hayaller, aşklar, sevdalar bölündü medeniyetin ilk beşiği coğrafyada. Toprağın altına gömüldü aşklar, hayaller, sevdalar. Çarpık düzenin sonucu olan enkazların altında kaldı o güzelim duygular.
O coğrafya, o topraklardır ki insanoğluna ilk tarımı hediye eden, ilk evcilleştirmeyi insanlığın hizmetine sunan Mezopotamya’dır, Kürdistan’dır orası. İlk dillerin ortaya çıktığı, insanoğlunun ilk yerleşik hayata geçtiği, konutların, barınma mekanlarının ilk inşaa edildiği coğrafyadır hayallerin, yaşanmışlıkların, tarihin yere gömüldüğı topraklar, ülkem Kürdistan’dır.
TV ekranlarında çıkıp devletin, hükümetin yetersizliğinden, organize olmamasından bahsediliyor. Olay bu kadarla sınırlı olsa; sadece ihmal, yetersizlik olsa bir nebze anlaşılabilir, ama öyle değil. Sorun ihmal değil, sorun organize eksikliği değil. Sorun devletin halkın devleti olmamasıdır. Sorun bu devletin halka karşı kurulması, son yirmi yıldır da insanlık düşmanı DAİŞ zihniyetini tüm ülkeye hakim kılmaya çalışan bir çetenin devletin başına geçmesidir.
Hırsız müteahitlerin yaptığı, devletin yapımına izin verdiği binaların yıkılmasını ve onbinlerin ölümünü kader diye anlatan güruh bu topraklara gelmiş en büyük zalim anlayış sahipleridir. AKP-MHP faşizminin otlaklarında otlıyanlardır, vicdan ve adalet yerine paraya tapanlardır, hırsız ve arsızlardır.
Bu devlet hiç bir zaman Kürdün, Alevinin, ‘öteki’nin devleti olmadı. Bu devlet Kürd’ün, Alevi’nin, Süryani’nin, Ermeni’nin, Êzidi’nin yani farklı olanın değil, devlet küçük bir azınlığın, dinci yobazın, gericinin, faşist’in devleti oldu.
Eskiden sadece Türk’ün devletiydi ama artık Türk’lerin de devleti değil. Türk kimliği ardına sığınmış, onu maske olarak kullanan bir güruh tarafından yönetiliyor bu devlet. Türk’ün devleti olmadığını Maraş’ta, Malatya’da gördük. Orada yaşayan Türklere de el uzatmadı, kurtarmaya çalışmadı.
Başta Avrupa olmak üzere dünyanın birçok yerinden deprem konusunda bilinçli gruplar deprem bölgesine gitti. Bu duyarlı insanlar canları kurtarmaya çalışırken yobazlar, hırsızlar, arsızlar bu güzel insanları korkutarak geri dönmelerine neden oldular. “Biz sizin insanlık dışı suçlarınıza ortak olmıyacağız” dediler. Sizin ırkçılığınız yüzünden bu hümanist insanlarının birkaç hayat daha kurtarmasını engellediniz.
Bütün dünya sizin ırkçılığınızı, çağdışı anlayışınızı, insanlık düşmanı tavrınızı gördü.
Yaşanan son deprem ve deprem sonrasında rejimin halklarımıza yaşattığı acıyı bir nebze dindirmek için hiçbir ayrım yapmadan ilk saatten itibaren yardıma koşan HDP bir onur mücadelesi verdi; insanlık dersi verdi.
Neden HDP her yerdeydi? Neden HDP’liler canhıraş çalıştılar? Bu HDP’liler kimdir?
HDP’liler bir insanlık hareketi olan Kürt özgürlük hareketinin kültürüyle büyümüş, insanlığa hizmet ahlakıyla yetişmiş militan bir ruha sahip gençlerimizdi, insanlarımızdı. Bunlar insana hizmetin erdemlilik olduğunu içselleştiren; bu amaçla yola çıkmışların, bu uğurda büyük bedeller ödeyenlerin kardeşleridir, arkadaşlarıdır, yoldaşlarıdır.
Bu fedakar insanlar Newroz ateşinde çelikleşmiş, Demirci Kawa’dan bu yana medeniyetin çıkış noktasında insanlığı yeniden kazanmanın yüceliğinde eğitilmiş fedai kadrolardı. Her yere koşan, yetişmeye çalışan, bir can kurtarmanın bütün insanlığı kurtarmayla eşdeğer olduğuna inanan kardeşlerimizdi, canlarımızdı.
Bu kahramanlar insanlığın çıkışı olan topraklarda yeni yaşamı arayan, örgütleyen, yeniden doğuşu bu topraklarda örmeyi önüne koyan Kürt gençleriydi, Kürdistanlı gençlerdi.
Halkların onurlu barışını arayan, topraklarımıza barış umudunu eken özgürlük ve barış mücadele geleneğini omuzlayan özgür beyinlerdi.
Birkez daha görüldü ki örgütlü toplum, beyinleri özgürleşmiş toplumlar, büyük silahlara, her türlü teknolojiye sahip devletlerden daha güçlüdür,daha başarılıdır.
Son depremde halkların aslında dayanışma içinde olduklarında her şeyi başarabileceklerini hepimiz gördük, yaşadık. Türkiye’nin namuslu, demokrat, barışçı insanları elinden geleni yaptı, yapıyor.
Evet dayanışma yaşatır, dayanışma ve birlik kazandırır. Deprem pratiği bunun en önemli kanıtıdır.
Kürtler insanlığın bittiği yerde insanlığı yeniden ayağa kaldırmaya kararlıdır, bu başarılacaktır. Kürt özgürlük hareketi buna muktedirdir.