Kemal Okutan: Kahrolsun Faşizm demeyeceğiz, Faşizmi biz kahredeceğiz

Yazarlar

Türk egemenlik rejiminin siyasal alanında kimlerin at koşturacağına karar verenler, demokratik siyasi görüş ve eğilimleri binbir türlü baskı ve entrikalarla engelleyerek kendi çıkar ve anlayışlarına uygun yapılara zemin hazırlarlar. Bu rantçı siyasilerin kendi gelişmesi önündeki Kürt demokratik ve Türkiye demokratik muhalefeti ortadan kaldırarak, yandaş anlayışlarından kimilerine ‘’sol’’ , kimlerine ‘’sağ’’ yaftalar yapıştırır ve onları halkın onayına sunarlar.

Yani; egemenler Anadolu ve Mezopotamya coğrafyasında birbirlerinin benzeri olan siyasi görüş ve partileri allayıp- pullayıp farklılarmış gibi göstererek, halkın benzerler arasından tercih yapmasını sağlarlar. İki ya da birkaç yanlış siyası yapı halkın önüne getirilir, halk da bu yanlış ve benzerler arasında birini tercih etmek zorunda kalır. Çünkü siyasi alanda doğru demokratik anlayışlar ya yok edilmiş ya da Bizans oyunlarıyla halkın bu demokratik anlayışları tercih etmesi engellenmiştir.

 Rejimin kuruluşunun ilk yıllarından itibaren faşizan baskılara isyan eden Kürtlerin üzerine çok şiddetli gidilerek isyanlar kanla bastırılmış, Koçgiri, Dersim, Şeyh Sait ve Ağrı’da Kürt muhalefeti yok edilmiştir. Yine sosyalist ve sol muhalefetin gelişmesine fırsat verilmeyerek Kemalist anlayış ‘’Sol’’ gibi gösterilerek gerçek sol engellenmiştir. Gerçek muhalif İslamcılar tasfiye edilmiştir. Böylece tüm muhalif odaklar yok edilmiştir. Birbirinin benzeri olan Faşist partiler piyasaya sürülmüştür.

Geçmişte uygulanan şiddet politikası, son yıllarda daha ince yöntemlerle birleştirilerek Kürt hareketi tarihten silinmek istenmektedir. TİP, HEP, DEP, HADEP, DTP,HDP gibi yasal partilere karşı uygulanan parti kapatmalar, üye ve yöneticilerine uygulanan çeşitli baskılar, son yıllarda sürdürülen hukuksuz ve vicdansızca saldırılar sözünü ettiğimiz yanlış anlayışların önündeki engelleri tamamen temizlemeye yöneliktir. Çünkü egemenlere karşı direnen tek hareket demokratik Kürt mücadelesidir.

Başından itibaren sürdürülen kanlı, tutuklamalı, işkenceli politika demokratik seçeneklerin bazılarını ‘’terörist’’ , ‘’hain’’ , ‘’çete’’ , ‘’eşkıya’’ göstererek marjinalize etmeye çalışılmış, ortadan kaldırmış, İttihat Ve Terakki’nin ‘’sağ’’ ve ‘’Kemalist’’ fraksiyonlarının önü açılmıştır. Gelinen noktada halkın önüne İttihat Ve Terakki partisinin iki fraksiyonundan başka hiçbir seçeneğe şans tanınmamıştır.

 Şimdi Enver, Talat, Cemal Paşaların baskıcı, inkârcı, tek tipçi, tepeden inmeci anlayışının mirasçısı CHP ile aynı anlayış çerçevesinde İslam’ın Türkleştirilmiş biçimiyle donanmış AKP kalmıştır. Rejimin teritoryal sivil faşist örgütlenmesi olan MHP’ye de ihtiyaç kalmadığından (Çünkü muhalefete karşı tetikçilik görevini resmi devlet güçleri üstlenmiştir) minimum noktaya çekilmiştir. HDP ise ‘’terörist’’ ‘’hain’’ muamelesine tabi tutularak Türkiye halklarıyla buluşması engellenmiş / engellenmektedir.

 Halka açıkça denmektedir ki; buyurun ister Ergonokonculardan yana olun, ister  Türk-islam sentezini uygulayarak dini devletleştiren AKP’den yana olun. Bu iki yanlış anlayış arasında seçim yapabilirsiniz, başka bir seçeneğe izin vermeyiz. Bu durumda darbeci Ergenekonculuktan kaçanlar Türk İslam sentezine kaymakta ve dolayısıyla onun temsili olan AKP’nin yanına düşmekte, bunlardan kaçanlar ise Ergenekoncu CHP anlayışının tuzağına düşmektedir.

 Her şeye rağmen halk mutlaka bir gün yanlışın karşıtının başka bir yanlış olmadığını öğrenecek! Bugüne kadar öğrenmesinin suçlusu halk değildir. Suçlu olan bizler yani; halk adına hareket ettiklerini söyleyen, onun adına örgüt, parti kuranlar ile aydınlardır. Bizler görevimizi ne kadar yapıyoruz? Halka yaklaşımımız ne kadar doğru? Bu başka bir tartışma, başka bir yazıda bunu ele alabiliriz.

 Gelelim konumuza:

 Ne CHP soldur, ne de AKP liberal – demokrat bir partidir.

 İkisini de ele alalım.

CHP’ye bakın, söylemlerini inceleyin; tarihini, pratiğini bilince çıkarın, sol adına bir virgül bulabilir misiniz? Silivri’de Ergenekonculara, Ankara’da 28 Şubatçılara sahip çıkan bir parti nasıl ‘’Sol’’ , ‘’Sosyal Demokrat’’ parti olabilir? Darbe yapanlar, darbeye teşebbüs edenler bile darbeciliği savunmazlarken CHP’nin darbeleri ve darbecileri savunması  hangi sol anlayışla izah edilebilir? Darbelerden bazılarını ‘’iyi darbe’’, bazılarını ‘’kötü darbe’’ olarak gören CHP Sosyal Demokrat olabilir mi? Darbe karşıtlığı ilkesel bir tavırken militarizmin sözcülüğünü yapan CHP’nin değil sosyal demokrat olması, liberal bir parti olabilir mi?  Hitler – Musollini faşizminin kimi uygulamalarının Anadolu’ya uygulanış biçimi olan Kemalizm’i savunan bir parti nasıl ‘’sol’’ olabilir?

 Peki AKP?

Demokratik kuralları yok ederek kurumları kendi lehine işleterek, rejimi ele geçirdikten sonra despotluğu iyice teşhir olan ve mevcut adaletsiz rejimin ömrünü uzatmak için her hileye başvuran bir parti demokrat olabilir mi? Kürtleri ezmek için tüm dünyayla işbirliği yapan,tavizler vererek bu uğurda tüm olanaklarını seferber eden AKP nasıl demokrasi yanlısı olabilir?Yasaklanmış kimyasal silahları kullanarark her türlü kirli savaş yöntemini uygulayan AKP nasıl demokrat olabilir? vs.

 Özcesi Faşizmin iyisi kötüsü olmaz! Faşizm Faşizmdir!

 1991 seçimlerinde SHP listesinden tercihli desteklediğimiz arkadaş bir gün kürsüde sözlerine şöyle başladı : ‘’ Arkadaşlar bu Faşizm, çok kötü bir faşizm’dir…’’ konuşması bitince ben Süleyman’a ‘’Faşizmin iyisi de mi var?’’ diye sormuştum.

 Evet! Faşizmin iyisi kötüsü yok. Faşizmin her biçimi demokrasi, halk, özgürlük düşmanıdır. Kahrolsun Faşizim demeyeceğiz, Kahredeceğiz her türlü Faşizmi!

İlginizi Çekebilir

Müslüm Yücel: İran’ın yenildiği sloganlar
Ömer Çiftçi: Putinizm; Rusya’nın emperyalist dönüşümü

Öne Çıkanlar