İsviçre’nin tarihini, coğrafyasını başka bir yazıya bırakarak genel konularda biraz bilgi vermek yararlı olacaktır.
Ancak İsviçre’nin kendiliğinden, hiçbir bedel ödemeden, savaşlar yaşamadan bu güne gelmediğini belirtmekte yarar var. İsviçre’de halkın bir bölümü eğer bir yasaya itiraz ediyorsa 50 bin imza toplayarak yasaya karşı tutumunu belirtir ve adı geçen yasa referanduma (halkın oyuna) sunulur. Aynı şekilde Anayasa’nın herhangi bir maddesine karşı halk 100 bin imza toplayarak o maddenin referanduma götürülmesini sağlayabilir. Merkezi hükümetinin kararlarını kanton hükümeti veya belediye red edebilir. İsviçre genel yasaları yanında her kantonun ayrı yasaları var. Merkez hükümetin dışında her kantonun hükümeti, meclisi var. Nüfusun çoğunluğu Almanca konuştuğu halde, Fransızca, İtalyanca ya da Romansça konuşuları dışlamaz, ayrımcılık uygulayamaz. Her kanton eşit haklara sahiptir. Nüfusun küçük bir azınlığını temsil eden kantonla, çok yüksek bir nüfusa sahip olan kanton her konuda eşittir. Örneğin küçük ya da büyük her kanton 2 senatörle temsil ediliyor. Bir vatandaşın çocuklarının Bern ya da kanton tarafından bir okula yazılması kabul ediliyorsa, belediye bu kararı red edebiliyor. Merkezi hükümetin ya da kantonun kararını belediye red ederse o yerelde karar referanduma götürülür. Karar oy çokluğuyla kabul edilebilir ya da red edilebilir. Referandum konuları evlere gönderilen mektupla ya da bazı bölgelere sandıklar kurularak yapılır. Doğrudan demokrasiyi uygulama ve halkın görüşlerine değer verme açısından açısından dünyada bir başka benzeri yoktur. Rojava’daki demokratik yönetim dünyada yerel demokrasiyi geliştiren ikinci örnektir. Rojava da kanton ve yerel demokraside epey yol katetmiştir. İsviçre tam bir sosyal devlettir. Maaşı yetmeyen ailelere ardım için başta SEM, SOS olmak üzere birçok sosyal yardım kurumu devreye girer. Pandemi sürecinde herkese 2000 frank vermek için karar alınmasına karşın halkın çoğunluğu “biz rahat geçiniyoruz” diyerek yardımı kabul etmemiş. Hani Türkiye basını diyor ya Avrupa’da her altı kişiden biri yatağa aç giriyor. Türk basını ahlaksızdır. Türk basını ne yazıyorsa tersini düşünün, doğruyu bulursunuz. Şehircilik konusunda uzman olan bir kantonun başbakanı Bulgaristan’a aylık 40000 euro karşılığında gitmiş, dönünce kazandığı paraları “benim emekli maaşım bana yeter”diyerek devlete bağışlamış. Tabii ki devlet bütçesinde bulunan paraların insanlara top, mermi, jop olarak dönmeyeceğini bilirsen devlete bağışlarsın. İsviçre Kızılhaç’ın ilk doğduğu ülkedir. Genel merkezi İsviçre’dedir. İsviçre’den dünyaya yayılmış ve örgütlenmiştir. Vatikan İsviçre askerleri tarafından korunmaktadır.(Devam edecek)