Türk devletinin 100 yıl önce kaybettiği Musul, Kerkük’ü yeniden kazanmak için fırsat kolladığı biliniyor. TC hiçbir dönem bu amacı unutmadı.
Bir süredir bu amacını KDP üzerinden yürütüyor. Amaç güney petrollerine konmaktır. Başur yönetimi bir taraftan işgalin önünü açarken diğer taraftan Başur petrollerini Türkiye’ye peşkeş çekiyordu. Paris mahkemesinde açılan davayı kaybeden TC, yeniden uzun vadedeki amacı olan Başur petrollerini ele geçirme siyaseti işgal harekatıyla gerçekleştirmeye çalışıyor.
Ve nihayet bu amaçla Türk devletinin Metina’yla başlayan işgal hareketi devreye sokuldu. Bu işgal hareketini boşa çıkarmanın yolu Van direniş ruhunun hayata geçirilmesidir. Başka bir çözümü yoktur.
Erdoğan uzun vadeli hesabı olan Musul ve Kerkük petrollerini tekrar ele geçirmek, seçim yenilgisini örtbas etmek, ekonomik, diplomatik iflasını gizlemek ve Kürt kazanımlarını yok etmek için Metina’ da başlayan işgal harekatını başlattı.
Erdoğan, MHP, Ergenekon hükümeti seçimde kaybettiği itibarını yeniden kazanmak için de çırpınıyor. Başur’dan gelecek cenazeler üzerinden metrepollerdeki düşüşünü şövenizmle aşmaya çalışıyor. Burada değişim havasını ortadan kaldırarak ömrünü uzatmaya çalışıyor.
Şunu Faşist Erdoğan ve yalakaları bilsinler ki o Kürdistan dağlarını İskender aşamadı, sen hiç aşamayacaksın. Kürdistan’a sefer olur ama zafer olamaz.B u geri dönüşü olmayan bir yenilginin virajıdır. Tabii ki bu son çırpınışı yenilgiye götürecek olan halkın ayağa kalkışı olacaktır.
KDP’nin içine girdiği durum ise ibretlik ve çarpıcıdır.-
Erdoğan’ın Irak ziyareti öncesi Kürdistan yollarının Türk bayraklarıyla donatılması, tarihi Hewler kalesine Türk bayrağının yansıtılması sömürgecisine aşık olmuş KDP’nin Kürt kazanımlarını peşkeş çekmesinin açıkça ifade edilmesidir.
Erdoğan’ın Misak-ı Milli hayalinin önünü açan KDP’ye en çok karşı çıkması gereken Başur halkıdır. Federal statü Türk devletine teslim ediliyor. Buna karşı çıkmamak işgalin ve Osmanlı hayalinin gerçekleşmesine onay vermektir.
Esasen KDP, Türk devletinin Başur Kürdistanı şubesi olmuştur.
KDP ve Barzani liderliğinin tek amacı kendi iktidarını sürdürmektir. Kürt halkının özgürlük ve statü sorunu onların umurunda değil. İktidarının garantisi uğruna Türk devletinin çıkarlarına hizmete etmekten kaçınmıyor. Oysa bir gün TC amacına ulaşırsa kendi sonunun geleceğini düşünmeyecek kadar kör olmuş durumda.Yeter ki Kürt özgürlük hareketi ezilsin istiyor.
Kısa vadede Irak merkezi hükümeti sessiz kalsa da bu plan tutmayacak ve İran yanlısı Şii hükümeti bu planı uygulamayacaktır. Sadr’ın yeniden politik arenaya döneceği kesindir ve bu planı bozacaktır.
İşgal harekatı öncesi gerçekleştirdiği diplomasi trafiği sonucu Irak merkezi hükümetinin ekonomik zayıflığını ve diğer zaaflarını kullandı ve hala kullanıyor.Bağdat hükümetini çaresiz bırakarak saldırılarına ortak etmeye çalışıyor. Kalkınma yolu projesi yalanı ve hayali ekonomik çıkarlarla Irak’ı amaçlarına alet etmek istiyor.
Ne yazık ki Irak merkezi hükümeti bu hayal uğruna kendi sınırları içerisinde bulunan Başur topraklarının işgaline sessiz kalıyor.
Ama esas bu planı bozacak olan Kuzey Kürtleri başta olmak üzere tüm kürtlerin Van direniş ruhuyla Serhildana kalkması olacaktır.