Kemal Okutan: Özgür Basın Susturulamaz

Yazarlar

23 Nisan gece özgür Kürt basının iki önemli televizyon binasına Avrupa’nın başkenti Brüksel’de bir baskın yapıldı.

Hemen belirteyim. Bu baskın Başur Kürdistanı’na yapılan ve giderek dozu artırılacak olan soykırım operasyonundan bağımsız değildir. Son 9 yıldır devam eden çökertme, boyun eğdirme politikasının devamı olan Gare operasyonunun önündeki engelleri ortadan kaldırma hamlesidir.

AKP,MHP, ERGENEKON hükümetinin diplomatik faaliyetleri sonucu ama hangi tavizleri vererek yaptırdığını bilmediğimiz bir operasyondur.Eş zamanlı olarak İstanbul, Ankara ve Urfa’da özgür basın çalışanlarına yönelik operasyonla da bağlantılıdır.

Kürt basınının kuruluşunun yıldönümünde Kürt basınına karşı böyle bir saldırı yapılması da tesadüf olamaz. Ayrıca TC’nin kuruluşunun yıldönümüne rastlaması da ilginçtir.

Medya Haber ve Sterk TV yasal olarak kurulan şirketler tarafından işletilmektedir. Her şeyi ayan beyan ortadadır. Açık çalışan kurumlardır.

Hiçbir arama izni gösterilmeden kapılar kırılarak 2 tv binasına ve ofislerine girilmiş, yayın araçları tahrip edilmiş, ofislere zarar verilmiştir.

Mesele Kürtler olunca hukuk devletlerinde bile hukuk askıya alınabiliyor, yasalar yok sayılıyor, etik değerler bir kenara itiliyor.

Bu hukuksuzluk Avrupa’nın başkenti Brüksel’de yapılıyor.İnsan hakları ve demokrasi konusunda iddalı olan Belçika’nın bu tutumu çıkarlar söz konusu olduğunda insan haklarının tefferruat olabildiğini de gösteriyor.

Hani Avrupa medeniyeti? Nerede kaldı insan hakları ve demokrasi?

Tabii Belçika’nın Avrupa başkenti olmasının yanında NATO’nun da başkenti olduğunu unutmamak gerekir. NATO’nun bir militarist örgüt olduğunu ise hiç akıldan çıkarmamak lazım. Türkiye’nin kürtlere karşı yürüttüğü savaşın ortağı olduğunun altını da kalın harflerle çizmek lazım.

Sadece Başur’da gerillalar tarafından düşürülen SİHA’ların parçalarının hangi ülkelerden geldiğine bakmak NATO’nun rolünü göstermesi bakımından yeterlidir. Hava sahası ABD tarafından kontrol edilen Başur’u Türkiye’nin her gün havadan bombalanması da bu savaşın NATO’nun desteği olmadan yürütülemeyeceğini göstermiyor mu?

Özgür basına yönelik bu ve benzer saldırılar Türk devletinin işleyeceği insanlık suçlarının görülmesini engellemeye yöneliktir. Çünkü biliyoruz ki Başur’da kullanılan yasaklı silahları deşifre eden özgür Kürt basınıdır. Kimyasal silah kullanıldığını duyuran yine aynı basın kuruluşlarıdır.

Özgür basın başka ne yapmıştı?İnsanlık dışı, katil örgüt DAİŞ’in suçlarını dünyaya duyurmuştu.TC’nin bu örgütü besleyip, kollayıp dünyanın başına bela ettiğini haberleştirmişti.

Şimdi her şey bir yana itilerek basit çıkarlara demokrasi ve insanlık feda ediliyorsa bunu yapanlar gelecek kuşaklara nasıl anlatacaklar?

Son söz her Kürt elindeki telefon makinasını, kalemini kullanarak boşalacak yerleri dolduracaktır.

İlginizi Çekebilir

Güler’den Irak ile ortak harekat merkezi kurulmasına ilişkin açıklama
Erdoğan ve Özel gelecek hafta görüşecek

Öne Çıkanlar