Takvim yaprakları 26 Ocak 2015 tarihini gösterdiğinde medeniyetin beşiği coğrafyada karanlık ile aydınlığın; çağdaşlık ile çağdışılığın; özgürlük ile despotluğun mücadelesinde aydınlık, çağdaşlık ve özgürlük kazanmıştı.
Hem de dünyanın en barbar, en zalim, en ilkel, en insanlık dışı örgütü olan DAİŞ Kobani’de dünya gerici güçlerinin tüm yardımlarına, TC.nin silah,eleman,lojistik desteğine rağmen başta Kürt kadınları olmak üzere Kürt halkının gencecik evlatları tarafından KOBANİ’de yenilmişti.
Bunun içindir ki;ne yenilen sadece DAİŞ’ti, ne de kazanan sadece Kobani’ydi. DAİŞ sahsında yenilen barbarlık, Kobani şahsında kazanan tüm insanlıktı.
Kobani Kürtlerin şahsında Ortadoğu karanlığını yırtıp özgürlüğe kapının aralandığı yerdi.Kobani 26 Ocak tarihinde artık devrimci mücadelenin merkezi, özgürlük meşalesinin odağı olmuştu.
Çünkü Kobani düşseydi, insanlık düşecekti; barış, özgürlük umudu düşecekti. Barbar DAİŞ Urfa’dan, Türkiye toprakları üzerinden yayılacak ve Avrupa’nın da altını üstüne getirecekti.
Bunun için diyoruz ki KOBANİ’nin kazanması tüm insanlığın kazanmasıdır.
Birkaç ayda suriye’nin dörtte üçünü,ırak’ın yarısından fazlasını zorlanmadan işgal eden DAİŞ, KOBANİ’de çakıldı; yenilgisinin ilk başlangıcı oldu.
DAİŞ aslında dünyanın gerici, özgürlük ve demokrasi düşmanlarının ortak adıdır. Bunun içindir ki Kobani’de başta genç Kürt kızlarının yendiği sadece DAİŞ değil dünya demokrasi ve özgürlük düşmanlarıdır, faşizmdir.
Peki neden Kobani’de ağırlıklı olarak genç kadınlar kazandı diyoruz ve şöyle ifade ediyoruz ? ”Dünyanın en güzel kadınları, dünyanın en çirkin erkeklerini yendi.”
Çünkü Ortadoğu herkesten önce kadınlar için cehennemdir. Kadının adı yoktur. DAİŞ ve benzeri siyasal islamcı örgütler eliyle kadınlar pazarlarda satılıyordu. İşte KOBANİ’de kadınlar bu aşağılık örgütü yenerek aydınlık geleceklerinin yolunu açtılar,çağdaşlığın,medeniyetin önünü açtılar.
Kobani özgürlük zaferinin çok önemli sonuçları oldu. Herşeyden evel dünyanın her tarafındaki kadınlar ezilmenin kader olmadığını öğrendiler. Kadın mücadele ettiğinde önlerinde duracak hiçbir gücün dayanamıyacağını öğrendiler.
Dünya demokrasi güçlerine güven geldi. Reel soyalizmin çöktüğü dünya sol hareketinin artık toparlanamıyacağı sanılırken Kobani ve Rojava devriminin başarısı sayesinde sol ve demokrasi güçlerine büyük moral kazandı..
Her ezilen halk biz de mücadele edersek kazanabiliriz dedi. Komünal tolumun mümkün olabileceği görüldü. Sol ideolojiler bitti denilen noktada çağımıza uygun demokratik sosyalizmin gerçekleşebileceği görüldü.
TC’nin Osmanlıcılık hayali tuz-buz oldu.
Bu başarıyı hazmedemeyen Türkiye şimdi DAİŞ’in gerçekleştiremediği karanlık bir dünya hayalini hergün kuruyor ve başta Kobani olmak üzere Rojava’ya saldırıyor. Yani tehdit bitmedi; devam ediyor
.
Direnişin yıldönümünde bütün şehitleri minnet ve vefa ile anarken Kobani’de sembolleşen direnişin ölümsüz mirasına sahip çıkmaya, o zafer ruhuna uygun özgür bir yaşamı inşa etmeye ve yaşatmaya çalışmak Kürdün hakkıdır. Hiçbir tehdit ve saldırı bu inancı ve umudu yıkacak güce erişemeyecektir.