Kemal Okutan: Rojava’ya saldırı insanlığa saldırıdır; Sahiplenmek insanlığı sahiplenmektir

Yazarlar

Rojava devriminden hemen sonra Türk devletinin saldırıları hiç durmadı, zamana yayılmış bir biçimde 1 ekim 20023 tarihine kadar bu saldırılar devam etti.

1 ekimde içişleri bakanlığna karşı yapılan eylemin hemen sonrasında Hakan Fidan dünyanın gözü önünde şimdiye kadar kabul etmedikleri savaşı kabul ederek Rojava’nın tüm alt ve üst yapı tesislerinin hedefleri olacağını söyledi.

Hemen belirtmeliyim ki Ankara eylemi sadece bir gerekçe ve bahanedir, esas olarak bu saldırılar 100 yıllık Kürt düşmanlığının zirveleşmesidir. Rusya-Ukranya, Armenistan-Azerbaycan savaşının boşluğunu da fırsat bilerek saldırı başlatıldı.

Enteresan olan Rojava’ya saldırıların 9 Ekim komplosunun ve 6-8 Ekim Kobani’yi sahiplenme eylemlerinin yıldönümünde başlatılmasıdır.

Devşirme Kürt Hakan Fidan’nın açıklamadan sonra son üç gündür Rojava’nın tüm ekonomik, sivil yaşam alanlarına, alt ve üst yapısına karşı yapılan saldırılar havadan, karadan devam ediyor. Barajlar, su tesisleri, elektrik santralleri, hastaneler, fabrikalar, köprüler, petrol tesis ve istasyonları bombalanıyor.

Hatırlanacağı üzere kısa süre önce Deyrizor’da Türk devleti kimi aşiret ve çeteleri Rojava yönetimine karşı kışkırttı. Yönetim bu provakasyonu boşa çıkardı. Bir yandan bunun intikamı alınmak istenirken, diğer yandan Rojava halkı aç, susuz, elektriksiz bırakılarak Rojava insansızlaştırılmak isteniyor. Dünya ilerici insanlığının umudu olan Rojava devrimi ortadan kaldırılmak isteniyor. 1 Mart’ta yapılacak seçim öncesi de yapabilirse bir kahramanlık hikayesi oluşturularak şoven duyguları yine kabartarak seçimi kazanmayı hedefliyor.

Sadece bunlar değil elbette Türkiye ekonomik, siyasi, ahlaki bir bunalım yaşıyor. Bu bunalımı ve sonuçların gizlemek için böyle bir savaşa ihtiyaç duyuyor.

Bu savaş suçlarını içeren saldırıları koalisyon güçlerinin gözü önünde yapıyor. BM, Avrupa ve ABD yönetimlerinin tavrı ise “endişeliz”in ötesine geçmiyor. Bu devletlerin ve uluslararası kurumların hava sahasını kapatmak hiç akıllarına gelmiyor. Bu noktada yine çıkarlar insanlık değerlerine tercih ediliyor.

Şu da denilebilir, her iki taraf zayıflasın, yıpransın, bize muhtaç olsunlar ve taviz koparmaya devam edelim diye düşünülüyor. Sessizlik bundandır.

Rojava bir insanlık projesidir, bir insanlık geleceğidir. Halkların birlikte komünal yaşam umududur. 10 binin üzerinde şehit, onbinlerce yaralı verilerek bu devrim gerçekleşti.

Bunun için Rojava devrimine sahip çıkarak, Türki’yenin saldırılarına karşı çıkmak sadece Kürtlerin değil tüm demokrasi ve insanlığın kurtuluşundan yana herkesin görevidir.

Bu işgal saldırılarını boşa çıkarmak çok görkemli halk eylemliliğiyle mümkündür.

Bu yıkılan tesisler yapılır,önemli olan halkların yüreğine giden yolların yapılmasıdır. Bu da başta komşu halklar olmak üzere tüm halkların bu saldırılara karşı çıkması ve Rojava’yı sahplenmekle mümkün olabilir.

Saddam ve diğer tüm diktatörler gibi Erdoğan da silahla, savaşla sonuç almak istiyor. Şundan emin olun ki onun da sonu Hitler, Samoza, Salazar, İdi Amin ve Saddam gibi olacaktır.

Erken olması halkların ayağa kalkmasına bağlıdır.

İlginizi Çekebilir

Uluslararası Koalisyon’dan düşürülen SİHA açıklaması
CPT: Türkiye, 6 günde Kürdistan Bölgesi’ni 48 defa bombaladı

Öne Çıkanlar