Mezopotamya’nın neredeyse her yılı, her ayı, her günü, her saati soykırımla, katliamla, sürgünle, beyaz ölümle, acıyla, cefayla geçmiştir. Bu topraklarda insan kanının akmadığı bir tek karış toprak kalmamıştır. Bu coğrafya halklar ve inançlar mezarlığına döndürülmüştür.
Bu kadim, berketli ve çok kültürlü coğrafyadan adeta intikam alınmaktadır. Her türlü maden buradadır. Her türlü tarım burada yapılmaktadır. Her karış toprağından su fışkırmaktadır. Yer üstü ve yer altı kaynaklarıyla zengin bir coğrafyadır. İlk insanın uygarlaşması, ilk tarımın yapılması, ilk hayvanların evcilleştirilip insanlığın hizmetine sunulması burada gerşekleşmiştir. Doğuş burada gerçekleşmiştir. İnsanlığın kök hücresi burada şekillenmiştir. İnsanlığın kökü buradadır. Burası insanlığın ve medeniyetin beşiğidır. Ve burası Kürdistan’dır. Bu yazdıklarım, yapılan tüm bilimsel çalışmalarla, kazılarla, laboratuvar sonuçlarıyla kanıtlanmıştır. İşte acaba buralardan bunun için mi intikam alınmaktadır? Şu mu deniliyor:Sen de herşey var, bende yok, sen köklüsün benim köklerim karışık, sen medeniyeti dünyaya yaydın ben neden yayamadım? Sende petrol ve hertürlü maden var, bende niye yok? Sen insanlığın beşiğisin ben niye değilim?vs.Evet bugün 15 Haziran Mezopotamya’nın en kadim halklarından olan Süryani halkımızın katledilişlerinin yıldonümü. 15 haziran 1915 yılında İtihhat Ve Terakki katilleri tarafından coğrafyamızın kadim halklarından olan Asuri Süryani, Keldani halkı katliama uğratılmıştır. Süryanice SEYFO olarak tarihe geçen bu soykırım Süryani halkına karşı yapılan katliamların ne ilkidir ne de sonuncusudur. Belki yüzlerce defa bu halk katliama uğratılmıştır. Ne istediniz bu coğrafyamızın çalışkan, zanaatkar insanlarından? Tek suçları Arap-Emevi-Selefi Müslümanlığını kabul etmemek miydi? Dayattığınız Türkleşmeye itiraz mı etmekti? Evet ne Müslümandılar ne de Türktüler. Ama önce insandılar. Farklı inançtan olanlardan Müslümanlığı kabul etmedikleri için farklı etnik kökenden olanları Türk olmadıkları ve Türkleşmeyi kabul etmedikleri için katletmek insanlık suçudur. Egemenlik rejiminde gelenektir. Cezaevlerinde hırsızlıktan ve diğer adlli suçlardan yatanlardan bazılarının cezalarını afedip halkların özgürlük taleplerini karşılaşmamak için katledilmelerinde kullanmak gelenektir…Bu uygulama Osmanlı’nın İstihbarat örgütü olan Teşkilat-ı Mahsusa ile başlamış halen bugün de devam etmektedir. Geçmişteki Rum, Ermeni, Asuri, Ezidi katliamlarında tetikçiler önemli oranda bunlardan seçilmiştir. Bugün ise Kürt halkının taleplerini bastırmak için hırsız korucular ile PKK itirafçılarını salıverip tetikçi olarak kullanmaktadırlar. Sözünü ettiğim bu halk ve inanç sahipleri katledilirken Hitler ana rahminde bile değildi. Dersim’de zehirli gazlar kullanılırken Hitler iktidarda bile değildi. Demek ki Türk rejimi yaptığı katliamlarla dünya diktatörlerine rol model olmuştur. Bugün de dünya faşist resimlerine rol model olmayı sürdürmektedir.