CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “CHP, hiç kimseye altın tabak içinde Genel Başkanlığı sunmaz. Bu davranış CHP’nin geleneğinde yoktur. CHP Kurultaylarında Genel Başkanların yaşından ziyade birikimine, çalışkanlığına, halkla ilişkilerine vs. bakılır. Ekrem Bey de dahil olmak üzere elbette her CHP’li, CHP’ye Genel Başkan adayı olabilir.” dedi.
CHP lideri Kılıçdaroğlu, Serbestiyet yazarlarının sorularına yazılı olarak cevap verdi.
Kılıçdaroğlu’na verilen sorulardan bazıları ve yanıtları şöyle:
Etyen Mahçupyan: CHP’nin değişmesi gerektiği hem parti içi ve çevrelerinde, hem kamuoyunda tartışılıyor. CHP’nin değişimi sonucunda ortaya çıkacak olan “Yeni CHP’nin”nin sizce eskisine kıyasla ideolojik yaklaşım, ilkeler ve söylem açısından farklılığı ne olacak? Ya da ne olmalı?
Değişmeyen tek şey, değişimin kendisi; her şey her zaman değişiyor. Haliyle değişime dair bu temel gerçeklik herkes, her şey, her kurum için geçerli. Bu bağlamda CHP’nin yaklaşık 100 yıllık tarihi de büyük değişimlerin tarihidir. Son dönemde ortaya çıkan değişim tartışmalarına da bu çerçevede bakıyorum. Ancak bu değişim tartışmalarını kişiler üzerinden sürdürmek de doğru değil. Bu düşüncem kişilerin önemsiz olduğu anlamına gelmemeli. Kişiler elbette değişimin öncülüğünü yapar. Ancak kişilerden daha önemli olan, değişimin felsefesi ve amacıdır. “Değişim” tartışmalarını bu çerçevede ele almalı ve sürdürmeliyiz. Değişim tartışmasının öncüleri olan bizler, değişimin felsefesini ve amacını ortaya koymalıyız. Çünkü kimi değişimler vardır ki kurumları daha iyiye götürmeyebilir; kimi değişimler kurumları eskisinden daha geriye düşürebilir. Değişim tartışmalarına ve bu tartışmaların olası sonuçlarına bu çerçevede bakıyorum. CHP, farklı sosyal, siyasal, kültürel vb. kesimlerle önyargısız bir araya gelebilmenin hem adresi hem de öncüsü olmuştur. Bu bir değişim sürecinin sonucudur ve sadece CHP değil, CHP’nin uzattığı eli havada bırakmayan herkes, tüm kesimler, kurumlar değişmiştir. Güzel olan budur. Üstelik bu karşılıklı değişim süreci sadece siyaset alanında da yaşanmadı. Yaşamın her alanında kimseyi ötekileştirmeden; herkesin derdini çözmeyi ve herkesin mutluluğunu paylaşmayı amaçlayan, samimi ve içten bir yaklaşımın ortaya konulmuş olması çok değerli, kıymetlidir. Yaşamın her alanında ve herkes için hakkın, hukukun ve adaletin hâkim kılınması için çaba harcanması kıymetlidir. Özetle, CHP önümüzdeki dönemin değişimini, bu temel felsefenin üzerinden sürdürecektir.
Yıldıray Oğur: Cumhurbaşkanlığı adaylığınız sırasındaki mesajlarınızda Türkiye’yi barıştırmış bir siyasetçi olarak bir miras bırakmak istediğinizi söylemiştiniz. Siyasette bundan sonra bir hırsı olmayan bir siyasetçinin cumhurbaşkanı olması adaylığınızın en güçlü argümanlarından biriydi. -Demokrat dede- olarak anıldınız. Ama seçimlerden sonraki açıklama ve siyasetiniz koltuğu bırakmamak olarak görülüyor. Neden CHP liderliğinde yerel seçimlere kadar ya da bir süre daha kalmak istiyorsunuz? Mesele koltuğu bırakamamak mı? Motivasyonunuz nedir, seçmenlerinizi nasıl ikna etmeyi düşünüyorsunuz? Partinin geleceğiyle ilgili endişeleriniz ve korkularınız mı var?
Evet, Türkiye’yi barıştırmak temel hedefim. Bugün de aynı düşünceyi taşıyorum. Siyasette hırsı olmayan ama siyaseti akılcı politikalarla yürütmek isteyen bir siyasetçiyim. Yaşamımın hiçbir döneminde de koltuk hırsım olmadı. Ki sadece bir imgelem olarak değil, somut olarak da o koltukta oturan olmadım; tercihim vatandaşlarımızın arasında olmaktan yana oldu. Ben Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanıyım. CHP’nin şu an itibariyle kaptanı benim. Ve şu anki görevim, grup konuşmamda da belirttiğim gibi CHP’yi güvenli bir limana götürmektir. Ama şu da kesinlikle ve kesinlikle unutulmasın. CHP, bir iç deniz gemisi değildir. CHP engin denizlerin gemisidir. Cezaevindeki bir dostumun, William Shakespeare’e atfen anımsattığı üzere, CHP’nin rotası her zaman her zaman engin denizler, okyanuslardır ve öyle de olmalıdır. Bunun geri dönüşü yoktur. CHP kimin yanındaysa ve kimin karşısındaysa; bu okyanusların, engin denizlerin gemisi olduğu içindir. CHP’yi bir iç deniz gemisine çevirecek tartışmalardan ve bu tartışmaların sonuçlarından uzak tutacağım. CHP, herkes için ve her alanda hakkı, hukuku, adaleti savunmaya devam edecektir. CHP beşli çete ve beşli çeteyle cisimleşmiş yağma düzenine karşı pozisyonuna devam edecektir. CHP kadınların, gençlerin partisine mutlaka dönüşecektir. CHP kimseyi ötekileştirmeyecektir. Toplumun farklı kesimlerinin birbirini sevmesi, aynı şekilde düşünmeleri gerekmiyor ama bir kesimin birbirine saygı duyması gerekiyor. Asgari müştereklerde buluşup; bu birlikteliğimizi nasıl azamileştirebilir; bunun arayışında olmamız gerekiyor. CHP bu süreçte öncü bir partidir, yol açıcı bir partidir. Yenilemek gerekirse, engin denizlerin partisidir. Partinin geleceğiyle ilgili endişelenmek, bir CHP’liye yakışmaz. CHP’nin geleceğiyle ilgili her kim endişe taşıyorsa, CHP’nin tarihini bilmiyor demektir. CHP, ülkemizin ve partimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ten bu yana karşılaştığı her zorluğu yenmeyi başarmıştır.
Oral Çalışlar: Dersim katliamına “bir uygarlık projesidir” diyen CHP’den bugün geçmişi eleştiren, helalleşen CHP’ye giden yol nasıl örgütlendi nasıl gelişti? Bundan sonra ne yönde gelişecek?
Bu sorunuz çok daha uzun bir yanıtı hak ediyor. Ama daha kısa bir biçimde ifade etmek gerekirse; kimseye kin tutmuyoruz. Haliyle kimsenin de bize kin tutmasını istemiyoruz. Yukarıda da vurguladığım üzere; aynı şeyleri düşünmek zorunda değiliz ve hatta birbirimizi sevmek zorunda da değiliz ama birbirimize saygı duymalıyız. Herkesin birbirine saygı duyması gerekiyor. Herkesin, herkesin hakkına, hukukuna, adaletine saygı göstermesi gerekiyor. Bu bilinç değişimini sağladığınızda başladı asıl değişim. Ve değişimi de bu doğrultuda sürdürmeliyiz. Bir ortam düşünün; çeşitli önyargılar, ön kabuller nedeniyle birbirleriyle diyalog kurmayan bir yığın insan. Ya böyle bir sorun yokmuş gibi davranacak ve kendi yaşamınızı sürdüreceksiniz ya da sorunu çözmek için diyalog kuracaksınız. Biz diyalog kurmaktan yana yaptık tercihimizi.
Özge Genç: CHP olarak önümüzdeki dönemde meclisin daha etkin olabilmesi için hangi planlara sahipsiniz?
CHP olarak TBMM’de etkin çalışmak ana hedefimizdir. Ayrıca Parlamentonun sorunlara çözüm üretmek açısından da etkinliğini artırmak isteriz. Ancak bu Saray’ın tutumuna bağlıdır. Çünkü Ak Parti’nin bağımsız bir iradesi yoktur. Ayrıca muhalefet partilerinin sorunlara çözüm üretmek açısından dayanışma içinde hareket etmeleri de Türkiye’nin yararınadır. CHP olarak bu konuda da üstümüze düşen sorumluluğu yerine getireceğiz.
Hilal Köylü: CHP’nin ne zaman genç bir genel başkanı olabileceği konusunda bir tahmin yapabilir misiniz? Ekrem İmamoğlu’nu CHP genel başkanlığı için yeterli görmüyor musunuz? Emekliliğinize dair ne tür planlar yapıyorsunuz?
CHP, genel başkanını kurultaylarında seçer… Adaylar çıkar ve yarışırlar… CHP, hiç kimseye altın tabak içinde Genel Başkanlığı sunmaz. Bu davranış CHP’nin geleneğinde yoktur. CHP Kurultaylarında Genel Başkanların yaşından ziyade birikimine, çalışkanlığına, halkla ilişkilerine vs. bakılır. Ekrem Bey de dahil olmak üzere elbette her CHP’li, CHP’ye Genel Başkan adayı olabilir. Bunda hiçbir tereddüdüm yok…
Röportajın tamamını okumak için tıklayın
/T24/