Kobani Davasının 35’inci duruşması devam ediyor

GenelGündem

Kobanî Davasının 35’inci duruşmasının ikinci günü Sincan Kapalı Cezaevi Kampüsünde bulunan Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.

Duruşmada, tutuklu siyasetçi Alp Altınörs savunmasına devam edildi.

Altınörs, “Kobanî ile ilgilenmek ‘terör’ ile ilgili ise neden Türkiye ve ABD bu konuda görüşmeler yapmıştır? Kobanî kuşatmasına karşı çağrıda bulunmak Türkiye’ye karşı gelmek ise o zaman AKP’li Erdoğan, neden bu kuşatmaya karşı çıktığını söylemiştir? Bu sorular yanıtlanmadan olmaz” diye konuştu.

Çavuşoğlu da ‘Kobanî herkesten çok bizi ilgilendiriyor’demişti

Altınörs, şöyle devam etti: “IŞİD’e karşı çıkma çağrısı Türkiye’ye karşı çıkma çağrısı ise -ki mütalaa tamamen bunun üzerinden gidiyor- neden Erdoğan ile ABD bu konuda görüşüp kararlar alıyor? AKP, ‘koalisyonun bombalama yapmasını biz önerdik’ diyorlar. Böyle bir ortamda HDP’nin attığı bir tweetten bize ağırlaştırılmış, ömür boyu hapis isteniyor. AB yaptığı bir oturumda, Kobanî’nin düşmesine müsaade edemeyeceğini söylüyor. Bunun yanı sıra Kobanî’deki savaşçı ve sivillere dönük kimyasal silah kullanma kaygılarını paylaşıyorlar. Mevlüt Çavuşoğlu’nun A Haber’e verdiği bir röportajda ‘Kobanî’nin düşmemesi için adımlar atıyoruz. ‘Kobanî herkesten çok bizi ilgilendiriyor’ demiştir. Özellikle ‘Kobanî halkı ile bizim halkımız akrabadır’ demesi bizim için çok önemlidir.”

Soykırım tehdidini dile getirmek terör faaliyeti değildir

Pêşmerge’nin ağır silahlarla Türkiye üzerinden Kobanî’ye geçtiğini anımsatan Altınörs, bu sırada Türk askerlerinin Pêşmerge’ye eşlik ettiğini dile getirdi. Altınörs, o süreçte yaşanan geçişi ve halkın da olumlu etkisini yansıtan fotoğrafları mahkeme salonunda slaytla gösterdi. Altınörs, “Bizzat Başbakanın talimatı ile gerçekleşen bu geçişe savcı ne diyor? Savcı, Pêşmergenin geçişi ile dengenin değiştiğini iddia ediyor. Savcı, seçilmiş Erdoğan’a hangi cezayı isteyecektir? İleride Erdoğan’ı da yargılayacak bir argümanı, delili mütalaanın içine saklamıştır. Bu olay HDP’nin çağrısının da meşru olduğunu göstermektir. Soykırım tehdidini dile getirmek terör faaliyeti değildir ve olamaz.

Bütün dünyanın başlıca gündemi Kobanî’dir

Altınörs, “Sadece Türkiye’nin değil, bütün dünyanın başlıca gündemi Kobanî’dir. Buna neden olan ise acil durum ve soykırım tehdidi idi. HDP’nin yaptığı çağrının da meşruluğunun bu temelde ortaya çıktığını söyleyebilirim. Hükümetin politikalarını adım adım değiştirdi. Türkiye’deki demokratik protestoların, dünyadan yükselen seslerin etkisiyle bu politikalarını değiştirdi. Şimdi 1 Kasım Dünya Kobanî Günü ilan edilmesine gelelim. Yurttaşlar, dünyanın hemen hemen her köşesinde Kobanî ile dayanışma içine girmiştir” dedi.

Bu yargılama ile IŞİD aklanmaya çalışılmaktadır

Yaptıkları çağrının anayasal güvence altında olduğunu dile getiren Altınörs, bu açıklamanın soykırımın önlenmesi ve insanlık suçunun işlenmesinin önüne geçmeye dönük olduğunu ve bu hususların da Anayasası’nın 76 ve 77. maddelerinde düzenlendiğini ve HDP’nin de aynı kapsamda hareket ettiğini dile getirdi. Türkiye’nin bu suçların herhangi bir yerde işlenmesini de suç olarak gördüğünü paylaşan Altınörs, “Soykırıma karşı yapılan bir tweetin Türkiye’yi böleceği nasıl iddia edilebilir? Savcı, bu tweeti atmamızdaki amacın katliamı engellemek değil de Türkiye’yi bölmek olduğunu kanıtlamalıdır. Siz bir soykırım örgütünün durdurulmasını bize karşı kullandınız. Soykırıma ortak olmak asla tarihten silinemeyecek bir suçtur. Bu yargılama ile IŞİD aklanmaya çalışılmaktadır” ifadelerini kullandı.

HDP MYK, tweeti soykırımı protesto etmek için atmıştır

Eski savcı İlhan Cihaner’in dava hakkındaki tespitlerine işaret eden Altınörs, Cihaner’in, “kumpas” değerlendirmesi yaptığının altını çizdi. Protestolar nedeniyle sorumluluğun HDP’ye yüklenemeyeceğini dile getirdiğini ifade eden Altınörs, “AİHM kararlarına rağmen tutukluluğumuz 3 yıldır sürüyor. Çok enteresan bir şey var. IŞİD ile mücadeleyi suç olarak lanse etmiş. IŞİD’in saldırıları nedeniyle hemen harekete geçmek de suç olarak görülmüş. Özellikle dikkat çekmek istediğim husus şudur; HDP’nin şiddete dönük bir çağrısı yoktur. Savcı, mütalaada tweetin suç olmadığını da kabul ediyor. Şiddete çağrı içermediği AİHM kararı ile sabit olan tweet nasıl olur da suç kapsamına alınabilir? Tweet atıldığında zaten insanlar dışarda protestolar yapıyor. HDP MYK tweeti soykırıma ve AKP’nin bu soykırıma karşı eli kolu bağlı beklemesini protesto etmek için atmıştır” dedi.

 

/hdp-Basın Bürosu/

İlginizi Çekebilir

Cumartesi Anneleri eylemine dönük polis şiddeti bilirkişi raporunda
Günay Aslan: Bir katliamın anatomisi

Öne Çıkanlar