🔴Diyarbakır’da bir araya gelen Kürt parti ve kurumları, Rojava’daki tüm siyasi yapılara çağrıda bulunarak “birlikte Rojava’nın statüsünü sağlamak için çaba göstermelerini” istedi.
Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Kürdistan Komünist Partisi (KKP), Azadî Partisi, İnsan ve Özgürlük Partisi (PİA), Devrimci Demokrat Kürt Derneği (DDKD), Şeyh Said Derneği, Kürt Kadın, Suriye ve Rojava’da yaşanan gelişmelere ilişkin ortak açıklama yaptı.
Diyarbakır Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti’nde (GGC) yapılan açıklamada ortak metni DBP Diplomasi Komisyonu Eşsözcüsü Berivan Helen Işık okudu.
Işık, “Dünyada ve bölgemizde önemli siyasi gelişmeler yaşanıyor. Yüz yıl önce, egemen güçler tarafından sınırları çizilen ve statüko oluşturulan bölge bugün hızla değişiyor. Tıpkı yüz yıl önce olduğu gibi, bugün de Kürdistan, bu değişim, dönüşüm ve evrim sürecinin merkezinde yer alıyor. Kürtler ve Kürdistan’a karşı kurulan statüko, her geçen gün parçalara ayrılıyor ve yeni bir siyasi süreç başlıyor” dedi.
“Yeni bir başlangıç fırsatı var”
“Bu durum, Kürt halkı için tüm halklar, inançlar ve bölgenin kültürel zenginlikleri için yeni bir başlangıç fırsatı sunuyor” diyen Işıl, şöyle devam etti:
“Umudumuz, tüm bu topraklarda halkların kimliklerini, renklerini, dillerini ve haklarını eşit şekilde yaşayabileceği bir sistemin kurulmasıdır. Fakat maalesef bölgedeki devletlerin ırkçılık ve milliyetçilik anlayışı, bu süreci engellemeye devam ediyor.
Suriye rejimi, 14 yıl süren iç savaşın ardından iki hafta içinde çöktü. Baas rejiminin yıkılması, farklılıkları inkar siyasetine dayanan hiçbir gücün ve otoritenin tek başına ayakta kalamayacağını ortaya koydu.
Suriye’de, tüm halkların, inançların ve kimliklerin kendi yerlerini bulabileceği yeni bir sistem kurulmalıdır. Bu, Kürtler, Araplar, Türkmenler, Ermeniler, Dürziler, Ezidiler, Aleviler, Nusayriler ve Sünniler gibi tüm Suriyelilerin eşit haklar çerçevesinde bir arada yaşayacağı bir sistem olmalıdır.”
“Kimse diğer halkların üzerinde egemenlik kurmamalıdır”
“Yeni Suriye’de, hiçbir güç, diğer halkların üzerinde egemenlik kurmaya çalışmamalıdır, ne de dışarıdan gelen güçler iç siyaseti etkilememelidir” diyen Helen Işık, “Irkçı ve milliyetçi politikaların tekrarı, var olan çatışmaları daha da derinleştirir ve hiçbir çözüm getirmez. Tüm ulusal güçler ve bölgedeki devletler, halkların iradesine saygı göstererek, Suriye’deki çözüm sürecine katkıda bulunmalıdır. Demokratik bir sistemin inşa edilmesine yardımcı olmak ve desteklemek herkesin sorumluluğudur” ifadelerini kullandı.
“Türkiye’nin sorumluluğu çok büyük”
Bu bağlamda Türkiye en büyük sorumluluğa sahip devletlerden biri olduğuna vurgu yapan Işık, “Fakat Türkiye’nin son haftalarda, kendi halkının, Suriyelilerin ve tüm bölge halklarının haklarına karşı uyguladığı politikalar, büyük bir yanlıştan başka bir şey değildir. Kürtlerle ilgili sorunlarını çözemeyen Türkiye, bu yanlış politikalarını bölgedeki tüm halklara ve dünyaya yaymaya çalışıyor” dedi.
Işık, “14 yıldır Rojava Kürdistan’ın kazanımlarına ve statüsüne sürekli saldıran Türkiye, Baas rejiminin yenilgiye uğratılmasıyla saldırılarını hızlandırdı. Türkiye, Kuzeydoğu Suriye’deki Rojava’yı tamamen işgal etmek istiyor. Bu saldırılar her ne kadar çeteler tarafından yapılsa da Türkiye’nin yardımıyla gerçekleştiriliyor” şeklinde konuştu.
“Kürt halkı, statüsüz yaşamayı reddediyor”
Helen Işık şöyle devam etti:
“Kürt halkı iyi biliyor ki, bu saldırılar ve Rojava’nın işgali, son yüz yıldır süren halklarının inkârına dayalı politikaların devamıdır. Türkiye’nin ırkçı politikaları, Kürtlerin statü ve haklarını kazanmasını engelliyor. Türkiye’nin içindeki, Suriye’deki ve Irak’taki politikaları, halklar arasındaki düşmanlıkları körüklüyor.
Bu noktada, çağrımız Kürt halkı içindir. Kürtlerin statüsüz olması, bugün de sürüyor ve bu durum hızla değişmelidir. Tüm saldırılara karşı, Rojava halkı ve Suriye’nin kuzeydoğusunda, kadınların öncülüğünde, eşit yaşam modeli oluşturulmuştur.
Ancak, ırkçı ve milliyetçi devletler bu modeli yok etmek istiyor ve yeni politikalarla Kürtleri statüsüz bırakmayı hedefliyor. Kürt halkı, statüsüzlükle yaşamayı reddediyor. Kürt halkının, tüm bu ırkçı politikalara karşı direnişi devam edecektir.”
“Kürt hareketlerini, Rojava’nın statüsünü savunmak için bir araya gelmeye çağırıyoruz”
“Bugün, Türkiye ve müttefikleri, Kürt halkının haklarını engellemeye çalışmaktadır” diyen Işık, “Bununla birlikte, Kürt halkı için başka bir alternatif yoktur. Rojava statüsü, her şeyin önündedir. Bu nedenle, biz tüm Kürt halkını ve siyasi hareketlerini, Rojava’nın statüsünü savunmak için bir araya gelmeye ve çaba göstermeye çağırıyoruz” dedi.
“Suriye’deki kaosun temel nedeni Kürtlerin haklarının inkârıdır”
Helen ışık, “Suriye’nin Kuzeydoğusundaki kaosun temel nedeni, Kürt halkının haklarının inkârıdır. Bu durum, sadece Kürt halkını değil, tüm bölgeyi etkileyen bir sorundur. Bu nedenle, Rojava halkının haklarını savunmak, sadece Kürt halkının değil, tüm bölgenin güvenliği ve huzuru için önemlidir” ifadelerini kullandı.
Uluslararası kamuoyuna çağrıda bulunan Işık, “Bizim çağrımız, her şeyden önce insanlık, etik ve vicdanın bir çağrısıdır. Biz, Kürt halkının haklarını savunarak, barışı ve demokrasiyi inşa etmek için çalışacağız. Son olarak, tüm Türkiye halkını, Türkiye hükümetini, ve diğer tüm devletleri Kürt halkının haklarına saygı göstermeye ve Rojava’nın statüsünü savunmaya çağırıyoruz. Kürt halkının statüsü, kimliği ve hakları, asla inkar ve ihlal edilemez” diye konuştu.
“Kürt halkının varlığı, Türk halkı için hiçbir zarar getirmez” diyen Işık, “Tam tersine, binlerce yıllık kardeşlik bağları göz önüne alındığında, Türkiye’nin bu saldırı politikalarını terk etmesi ve Rojava’nın statüsüne saygı göstermesi gerekmektedir. Sonuç olarak, biz bugün, Rojava’nın statüsünü savunuyoruz. Hep birlikte Rojava’yı koruyalım” diyerek açıklamaya son verdi.
/rd/