Lina Galvez: Erkek egemen Avrupa Birliği Komisyonu’na destek vermeyin

GündemKadın

🔴 Avrupa Parlamentosu Kadın Hakları ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komitesi’nin (FEMM) yeni başkanı olan AP Milletvekili Lina Galvez, Avrupa Komisyonu’nda eşitlik ilkesine saygı gösterilmemesini eleştirdi…

Dünyanın geri kalanı için bir demokrasi feneri olan Avrupa Komisyonu’nda eşitlik ilkesine saygı gösterilmemesi Avrupa Birliği’nde (AB) ilerlemenin yolu olamaz. Avrupa Parlamentosu’nun (AP) cinsiyet eşitliği komitesi başkanı Euronews’e verdiği mülakatta, parlamentonun böyle bir durumu desteklemesinin “tutarsızlık” olacağını söyledi.

Galvez ile yapılan röportaj şöyle:

Euronews: Üye ülkeler iki aday göstermeme konusundaki tutumlarını sürdürürlerse, adaylar milletvekillerinin desteğini alabilecek mi?

Eşit temsil olmadan demokratik bir eksiklik olduğuna gerçekten inanan gruplar ve AP üyeleri için kesinlikle hayır, bu yeterli değil.

Bırakın AP’yi, sınırlarımız içinde ve ötesinde demokrasi bayrağını taşımaktan gurur duyduğumuz dünyanın herhangi bir parlamentosunda da yeterli olmamalı. Bu tutarsızlık olur.

Euronews: Parlamentonun bu gerekçeyle adayları geri çevirmesi kurumlar arasında gerginlik yaratır mı?

Avrupa değerlerine ve demokrasiye gerçek bağlılığı göstermek için iyi bir fırsat olurdu. Bariz olan şu ki: sadece ya da çoğunlukla erkeklerden oluşan hükümetler toplumu temsil etmiyorve kamu politikasının geliştirilmesinde kapsamını sınırlıyor.

Geçmişte baskı olmasaydı, insanlar bariz olanı görmeye başlamayacaktı.

Euronews: Gelecek hafta adaylar için son tarih olan 30 Ağustos’tan önce AB liderlerine ne mesaj vermek istersiniz?

Öncelikle, kurallar ve ilkeler saygı duyulmak için vardır. Eşitlik ilkeleri anlaşmalarımızda ve birlikte kabul ettiğimiz mevzuat ve politikalarda açıkça yer alıyor. Komisyon Başkanı’nın bir kadın olduğu ve AP’de çok büyük bir çoğunluk tarafından desteklendiği unutulmamalı.

İkinci olarak, Komisyon üyelerinde eşit temsil konusunda ilerleme kaydedemezsek, henüz kapatılmamış olan demokratik bir cinsiyet açığını devam ettirmiş olacağız. Bu açık, karar alma alanlarında eşitlik olmadığı için ve androsentrik alanların, yasaların, prosedürlerin ve kültürlerin inşasına yol açan kadınların katılım ve temsil eksikliğine ilişkin tarihsel açığın düzeltilmesine yardımcı olmadığı için kapatılamadı.

Üçüncü ve son olarak, eşitlik ilkesine saygı, demokrasi ve hukukun üstünlüğüne yönelik bu tarihi saldırı anında bana özellikle önemli görünüyor. Üye devletler bu anti-demokratik çerçeveyi kabul edemez ve temel bir siyasi hedef olarak kadın-erkek eşitliğinin önemini azaltamazlar. Israr ediyorum, böyle bir çerçeveyi kabul edemezler.

İstisnalar ve eşitlik anlaşmalarına uyulmaması, tüm Avrupa’yı temsil eden ve dünyanın geri kalanı için bir demokrasi ve insan hakları feneri olması gereken bir kurum için ileriye dönük bir yol olamaz. Avrupa, dünyada önemli bir oyuncu olarak kalmak istiyorsa bunu göze alamaz çünkü demokrasilerimiz bizim gücümüzdür.

[ABD başkan adayı] Kamala Harris’in kadın olduğu için maruz kaldığı kadın düşmanı saldırılara bir bakın.

Euronews: Başkanlığını yaptığınız komitenin 39 üyesinden dördü erkek, rakamlar bunu gösteriyor mu?

Rakamlar ortada ama öncelikle şunu söylemek isterim ki cinsiyet dengesizliğinin en fazla olduğu komite biz olsak da tek değiliz. Örneğin AFCO [Anayasal İşler Komitesi] gibi tam tersi olan komiteler de var ama yine de [FEMM’de] eşitlikçi bir kurulumuz var. Sadece dört kişi olmasına rağmen bunlardan ikisi başkan yardımcısı.

Oyunun kurallarına saygı gösterdiğimizi düşünüyorum; oysa ilk başkanlar konferansında Avrupa Halk Partisi, beş komitede dördüncü başkan yardımcısının seçiminde bu eşitlik ilkesine uyulmamasını istemişti [bu öneri sonunda siyasi grupların çoğunluğu tarafından kabul edildi].

Bazı komitelerde, iyi bir muhakeme ile, seçim yaz sonrasına ertelendi çünkü kadın aday bulamadılar, oysa ısrar ediyorum, 40 kişiden sadece dört erkeğin bulunduğu en kadınlaşmış ve dengesiz komitede iki başkan yardımcısı bulduk.

Euronews: Bu durum vatandaşlara nasıl bir mesaj veriyor?

Aslında eşitlik hala bir kadın meselesi olarak algılanıyor. Bu, bizi daha çok ilgilendiriyor çünkü tarihsel olarak değersizlik, eşitsizlik, ayrımcılık ve daha az fırsat durumundan geliyoruz.

Bugün bile kadın olduğumuz için şiddete maruz kalıyoruz. Daha az gelirimiz, genel olarak daha az fırsatımız var. Karar alma mekanizmalarında daha az yer alıyoruz ve buna karşı mücadele etmek için daha fazla teşvike sahip olduğumuz konusunda ısrarcıyım ancak sonuçta bu tüm toplumlar için geçerli bir şey ve erkeklerin hala bunu öğrenmesi gerekiyor gibi görünüyor.

Belki de erkekleri entegre etmek için daha fazla çalışmamız gerekiyor ancak şu anda gördüğümüz toplumsal cinsiyet tepkisinin çoğunun erkeklerin ayrıcalıklarını tehdit altında hissetmeleriyle ilgili olduğunu unutmayın. Önerilenin hepimizin yararına olacak daha eşitlikçi bir toplum olduğunu düşünmek yerine, aslında kadınlar işgücü piyasasında hala çok fazla ayrımcılığa uğrarken, tepkiler işlerin ellerinden alındığı yönünde oldu.

Euronews: Geçen parlamento döneminde aşırı sağcı güçler bu komitenin kaldırılmasını önerdi ve bu dönem yeni bir aşırı sağcı grubumuz var. Sizce bu durum komitenin dinamiklerini nasıl etkileyecek?

Bunu endişeyle karşılıyorum çünkü genel olarak aşırı sağın önerilerinin merkezinde feminizm ve toplumsal cinsiyet karşıtı politikalar yer alıyor. Aslında, şu anda konsolide olan ve yeniden örgütlenen bu aşırı sağcı gruplar, feminizmle ve aynı zamanda LGTBQ haklarıyla da ilgili olan toplumsal cinsiyet karşıtı gündemle ilgili konularda birlikte çalışmaya başladılar. Bu, doğaya, yerleşik geleneksel düzene ya da en azından yerleşik geleneksel düzen olarak gördükleri, açıkça ataerkil, androsentrik, heteroseksüel ve benzeri şeylere karşı olduğunu düşündükleri şeylerle ilgilidir.

[Başarıları] kültür savaşlarında toplumsal cinsiyet konularını ne kadar merkezi bir konuma getirdiklerine bağlı olacaktır. Eğer bunu kültür savaşlarının merkezine koyarlarsa, bu sorunlu olacaktır çünkü dış politika gibi diğer alanlarda aynı fikirde olmasalar da, uzun yıllar birlikte çalıştıkları için burada anlaşabilirler.

Euronews: Önümüzdeki dönemin en büyük zorlukları sizce neler?

Bence öncelikle uygulamaya bakmamız gereken konular var. AB’nin kadına yönelik şiddetle mücadele yönergesi gibi yasalarda da revizyona gitmemiz ve tecavüzün [rıza dışı cinsel ilişki olarak] AB genelinde bir suç olarak kabul edilmesi için mücadele etmeye devam etmemiz gerekiyor. Daha sonra da bunun uygulandığından emin olmalıyız çünkü bu direktifte söylenenlerden çok uzakta olan pek çok üye ülke var, dolayısıyla izleme açısından gerçekten yapılacak çok şey var.

AB Ücret Şeffaflığı Direktifini de kabul ettik, ancak işgücü piyasasında hala yapılması gereken çok şey var. Onlar [Komisyon] beceriler ve mesleklerin basmakalıp hale getirilmesiyle mücadele konusunda bir şeyler ortaya koymalılar. Şimdi, kamu parasının çoğunun gideceği ve esas olarak erkeklere fayda sağlayacağına inandığımız iki geçiş (yeşil ve dijital) olacak. Bunu görmemiz ve değerlendirmemiz gerekiyor.

Toplumsal cinsiyet bütçelemesi ve toplumsal cinsiyete duyarlı politika değerlendirmesi konusunda ilerleme kaydetmemiz gerekiyor. Daha fazla ayrıştırılmış veriye, daha fazla toplumsal cinsiyete duyarlı veriye ve hepsinden önemlisi, tüm politika alanlarında gerçek bir anaakımlaştırmaya olanak tanıyan verilere ihtiyacımız var. Şu anda, tıpkı yeşil koşulluluğu getirdiğimiz gibi, AB fonlarında da koşulluluğa izin veren bir toplumsal cinsiyet anaakımlaştırmasına sahip olmaktan çok uzağız. Başka bir deyişle, nasıl ki herhangi bir yasa, herhangi bir fon çevreye zarar veremezse, belki de aynı şeyi toplumsal cinsiyet konularında da yapmamız gerekir.

Genel olarak eşitlikle ilgili de bir şeyler olmalı çünkü hala bir demokrasi açığı var. Bu parlamentoda kadın oranı bir öncekine göre daha düşük. Küçük bir yüzde puanı kaybettik. Çok fazla değil ama önemli çünkü yükselmemiz gerekirken düştük.

AB’nin üst düzey görevlerinde gerçekten de kadınlarımız olacak ve bu tebrik etmemiz gereken çok iyi bir şey ancak bu, öylece verilen bir şey olmadığı için uğruna mücadele etmeye devam etmemiz gereken bir şey.

/euronews/

İlginizi Çekebilir

Kubat Talabani: İki gazetecinin öldürülmesi suçtur, şiddetle kınıyoruz
Lufthansa Beyrut’a uçuş iptallerini 30 Eylül’e kadar uzattı

Öne Çıkanlar