Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), seçilmiş belediye eşbaşkanlarının görevden alınarak yerine atanan kayyımların bıraktığı milyarlarca borcun tahsili için harekete geçti. DEM Parti Meclis Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit ve Sezai Temelli, kayyımlar döneminde kalan belediye borçlarının hazineye devredilmesi ve kusurları oranında borcun kayyımlardan tahsil edilmesi amacıyla Meclis’e kanun teklifi verdi. Belediye Kanunu’nda değişiklik yapılarak düzenlemenin yapılması istenen kanun teklifinde, 2016’da İçişleri Bakanlığına kayyım ataması yetkisi verildiği hatırlatılarak, kayyımların belediyeleri olağandışı borçlanmasına işaret edildi.

Kayyımların bıraktığı borçlar

Kayyımların belediyeleri borçlandırmasına gerekçe gösterilen yasal değişiklik talebinde, 31 Mart 2024 yerel seçimlerinin ardında kayyımlar döneminde tespit edilen belediyelerdeki borç miktarları da paylaşıldı. Kanun teklifinde kayyımların belediye borçları şu şekilde yer aldı:

“* Van Büyükşehir Belediyesinin borcu 8,5 milyar TL

* Diyarbakır Büyükşehir Belediyesinin borcu 3 milyar 345 milyon TL

* Mardin Büyükşehir Belediyesinin borcu 3 milyar 502 milyon TL

* Batman Büyükşehir Belediyesinin borcu 3 milyar 53 milyon TL

* Siirt belediyesi 456 milyon 853 bin TL,

* İlçelerden Yüksekova Belediyesi’nin borcu 990 milyon 412 bin TL,

* Kurtalan Belediyesi’nin borcu 165 milyon 54 bin TL

* Bulanık Belediyesi’nin borcu 165 milyon 226 bin TL

* İdil Belediyesi’nin borcu 41 milyon TL

* Başkale Belediyesi’nin borcu 4 milyon 318 bin TL

* Silvan Belediyesi’nin borcu 90 milyon 835 bin TL

* Ergani Belediyesi’nin borcu 130 milyon 707 bin TL

* Kulp Belediyesi’nin borcu 29 milyon 680 bin TL

* Suruç Belediyesi’nin borcu 176 milyon 997 bin TL

* Kızıltepe Belediyesi’nin borcu 103 milyon 532 bin TL’dir.”

‘Borçlanma yolsuzlukla iç içe bir politikadır’

Verilen kanun teklifinin gerekçesinde devamla şu ifadeler kullanıldı: “Kayyımların, atandıkları belediyeleri çalışamaz derecede borçlandırması elbette yolsuzluk ve usulsüzlük ile iç içe bir politikadır. Ayrıca kayyımların ortak özelliği, yereldeki halk tarafından seçilmiş olan değil merkez tarafından atanmış memurlar olmalarıdır. Bu sebeple kayyımların yaptıkları bütün borçlanmalar yerel halkın onlara verdikleri irade çerçevesinde değil, sadece merkezin verdiği yetkiler çerçevesinde gerçekleştirilmiştir. Yani kayyımlar tarafından yerel halka bırakılan devasa borçları merkezi hükümetin icraatlarından bağımsız düşünmek mümkün değildir. Bu sebeple bu borçların sorumluluğunun seçilecek olan yeni yönetimlere bırakılması adil ve kabul edilebilir değildir. Halka kamu hizmeti sunan belediyelerin mevcut borç yükü altında kamu hizmeti sunması bu şartlarda mümkün değildir. Bu sebeple de kayyımların borçlarının Hazineye devredilmesi mecburidir. Daha önce de terkin veya uzlaşma yoluyla benzer şekilde belediyelerin borçları silinmiştir.”

Belediyelerde yaratılan tahribatın sadece halka değil, kamu bütçesine de verilen bir zarar olduğu vurgulanan teklifte, bu zararın kusurları oranında kayyımlardan tahsil edilmesi istenilerek, şu ifadelere yer verildi:  “Kamu görevlileri eliyle kamunun zarara uğratılması hem denetimsizlik hem de keyfilik halini doğurmaktadır. Tüm bu iş ve işlemlerin paydaşı olan kayyımlar başta olmak üzere tüm kamu görevlileri hakkında etkin soruşturmalar yürütülmesi gelecek dönemlerde benzer durumları yaşamamak adına önleyici nitelik taşıyacaktır. Bu sebeple kayyımlar başta olmak üzere kamu yararı hilafına belediyeleri borçlandıran ve halka hizmet sunulamamasına yol açanlara bu borçların rücu edilmesi ve kamu zararlarının ilgilisinden tahsil edilmesi gerekmektedir. Rücu edilmemesi halinde bu keyfiyetin zararları kamu bütçesinin sırtına yüklenmiş olacak ve bu sorumsuzluk kamu görevlilerinin yanına kar kalacaktır.”

(MA)