Merkan Aksoydan: Bir Antigonist ‘Hikaye’

Yazarlar

Antigone şehre döndüğünde krallığı alan Kreon, vatan haini ilan ettiği yeğeni Polyneikes’inin ölü bedenini şehrin meydanında kalması emrini verir. Söz konusu vatansa kendi kanından olana bile,  gerekli cezayı vereceğini göstermek isteyen Kral Krion’un bu kararının karşısında Polyneikes’in kız kardeşi olan Antigone  halkın tüm sessizliğine rağmen tek başına karşı çıkar ve her insanın, gömülmesine olan inancıyla kardeşinin cenazesini meydanda bırakmak istemez.

En nihayetinde Kral Kreon’un hiddetinden de kaçamaz. İktidara, erkek egemenliğine karşı duran Antigone yaşarken mezara gömülür ve ne olursa olsun bu haksızlığın karşısında boyun eğmeyen Antigone eğer ölecekse, intihar ederek ölmeyi doğru bulur.

Kürdistan’da Türk devletinin ölülerimizi sokak ortasında bırakması, panzerler ardında sürüklemesi,  askeri araçlarla çocuklarımızı sokak ortasında bilinçli olarak öldürmesi de tarih sayfalarına ve Kürt halkının bilincine oldukça acı bir şekilde  kayda geçiyor. Milattan önceye dayanan bu tragedya, iktidarın ölü bedenlerimize olan tahakkümüne karşı, bir kadın olarak direnen Antigone’nin hikayesi bugün;  “Kürt halkı size asla baş eğmez”  diyen  Edibe Badur’da karşılık buluyor. 

Savaşı evlerimize kadar taşıyan işgalcileri affetmedi hiçbir zaman Kürt halkı ve tarihi  isyanlarla doludur. Türk devletinin sözde vatan toprağı olarak bellediği Kürdistan coğrafyasına karşı işgalci tutumunu değerlendirdiğimizde, Kürdistan doğasını, tarihi eserlerini, sosyal yaşamını  aslında Kürdistan’ı vatan toprağı olarak görmemekte, burada işgal hukukunun işletmekte ve savaşı gün be gün çoğaltmaktadır.

Tezkereyi uzatıyor, demokratik haklarını kullanan her vatandaşa fütursuzca saldırıyor, hapishaneleri devrimci demokratlarla dolduruyor, Kürt işçi ve emekçilerine karşı da batıda ırkçılığı körüklüyor… 

Binlerce yıldır halkların üzerine vahşice saldıran iktidarlar olmuşsa da onların karşısında direnenler de olmuştur. Paris komününe kadar tüm isyanlarımız bastırıldı evet, Prometheus’u kartallar deşti, Spartacus yenildi, Sovyetler içine doğru çöktü. Ama arkada binlerce yıldır süren Antigonist bir tarih bırakıldı.

Burjuva devletine, onun erkek egemen hiyarerşisine, kapitalist sömürüye karşı, felsefeyle, sanatla, eylemle direniş ve en nihayetinde  sınıfsız, sınırsız, sömürüsüz bir dünyaya bir adım daha atmamız; 
Bu da bizim Antigonist hikayemizdir. 

İlginizi Çekebilir

Uğur Güney Subaşı: Asıl biz sizi yakaladık!
Merkan Aksoydan: Dokunulmaz olan sanat mı yoksa mücadele mi?

Öne Çıkanlar