56 uluslararası hukuk örgütü İstanbul Barosu’na yönelik saldırılara ve Baro Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Fırat Epözdemir’in tutuklanmasına ilişkin ortak açıklama yayınladı. “Uluslararası Hukuk ve İnsan Hakları Topluluğunun İstanbul Barosu’na Yönelik Eylemlere İlişkin Ortak Açıklaması” başlıklı açıklamada ifade özgürlüğü, avukatlık mesleğinin bağımsızlığı, baroların meşeru sorumluluğu gibi durumların ihlal edildiği ifade edildi.
İstanbul Barosu’na ve Baro Başkanı İbrahim Kaboğlu ile yönetim kuruluna yönelik yürütülen soruşturma ve açılan davanın endişe verici olduğunun ifade edildiği açıklamada; Baro’ya yönelik soruşturmada “çatışma bölgelerinde gazetecilerin hedef alınmasının Uluslararası İnsancıl Hukuk’un ihlali anlamına geldiğinin” ifade edildiği hatırlatıldı. Açıklamada soruşturmaya ilişkin, “Bu ceza soruşturması ve davanın Türkiye’de insan haklarının korunması ve hukukun üstünlüğünün desteklenmesinde hayati bir rol oynayan İstanbul Barosu’nun bağımsızlığına ve işleyişine yönelik doğrudan bir meydan okumayı temsil etmektedir. Yönetim kurulu üyesi avukat Fırat Epözdemir’in 23 Ocak 2025 tarihinde Avrupa Konseyi kurumlarına yaptığı avukatlık ziyareti dönüşünde tutuklanması bu endişeleri daha da derinleştirmiştir” dendi.
“HUKUK İLKELERİNİ AÇIKÇA İHLAL EDİYOR”
Av. Epözdemir’in tutuklanmasının hukuk camiası tarafından şiddetle eleştirildiği vurgulanarak, “Soruşturmanın İstanbul Barosu’nu hedef alan misilleme eylemlerinin bir parçası olabileceği algısını güçlendirdi. İstanbul Barosu’na karşı gerçekleştirilen eylemler, uluslararası insan hakları hukukunu ve avukatlık mesleğini düzenleyen ilkeleri açıkça ihlal etmektedir” ifadeleri kullanıldı. Mevcut saldırıların ifade özgürlüğünü ihlal ettiğinin altı çizilerek, “Barolar da dahil olmak üzere meslek örgütlerinin, özellikle hukukun üstünlüğü ve insan haklarıyla ilgili olduğu durumlarda, kamuoyunu ilgilendiren konularda seslerini duyurma hakları ve görevleri vardır” dendi. Ayrıca avukatlık mesleğinin bağımsızlığının da hedef alındığı ifade edilerek, şöyle dendi: “Sadece haklarını kullandıkları ve mesleki görevlerini yerine getirdikleri için bir baronun seçilmiş üyelerini kovuşturma ve görevden alma girişimleri, bağımsızlıklarına yönelik bir saldırı teşkil etmekte ve avukatlık mesleğinin icrasını zayıflatmaktadır. Ve hukukun üstünlüğünün aşınması ve adil yargılanma hakkının hayata geçirilmesi riskiyle karşıya bırakmaktadır.”
Saldırıların İstanbul Barosu’nun meşru rolünü yerine getirdiği yapılan bir misilleme olduğunun altı çizilerek bu tür hamlelerin kamuoyunun avukatlık mesleğine olan güvenini zedelediği ve Türkiye’deki avukatlar ve barolar üzerinde caydırıcı bir etki yarattığı vurgulandı. Ardından şu talepler dile getirildi:
- Mesleki görevlerini yerine getirdikleri ve yetkileri doğrultusunda hareket ettikleri için İstanbul Barosu yönetimini hedef alan tüm soruşturma ve yasal işlemleri derhal durdurun.
- Av. Epözdemir’i derhal ve koşulsuz olarak serbest bırakın.
- Türkiye’nin hukuk mesleğinin bağımsızlığını ve ifade özgürlüğü hakkını güvence altına almak uluslararası hukuktan kaynaklanan yükümlülüklerine saygı gösterin.
- Baroların mesleki görevlerini müdahale veya gözdağı olmaksızın yerine getirebilmelerinin garanti altına alınsın.
Birleşmiş Milletler’e ve Avrupa Birliği’ne yöneltilen çağrılarda ise Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri ve Avrupa Hukuki İşbirliği Komitesi’nin Türkiye’nin AİHS kapsamındaki yükümlülüklerine uygunluğu konusunda soruşturma başlatması, Türk makamlarıyla temaslarda bulunulması gibi taleplerde bulunudu. Açıklama şu ifadelerle sona erdi: “Uluslararası hukuk ve insan hakları camiası, adalet, insan hakları ve hukukun üstünlüğü ilkelerini savunmaya devam eden İstanbul Barosu ve Türkiye’deki tüm hukukçularla dayanışma içerisindedir. Gelişmeleri dikkatle izlemeye devam ediyoruz ve Türkiye’de avukatlık mesleğinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü korumak için gerekli tüm tedbirleri savunmaya hazırdır.” (İstanbul/EVRENSEL)
