MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız, sosyal medya hesabından dikkat çekici bir paylaşım yaptı. Yıldız, “derli toplu bir infaz kanununa ihtiyaç var” derken “Soyut ifadelerden ibaret olan ceza adalet sistemine göre somut olayları değerlendiren uygulayıcıların mevzuatı iyi bilmesi ve insan hakları konusunda duyarlı olması şarttır” dedi.
Yıldız’ın mesajında yer alan “hükmü saygıdeğer yapan gerekçedir” vurgusu da dikkat çekti. Yıldız’ın bu mesajının eski HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın da ceza aldığı Kobani Davasında tam bir yıldır yazılmayan gerekçeye yönelik olduğu idda edildi.
Kısadalga’da yer alan haberde Yıldız’ın açıklamasının Kobani kararlarının açıklanmasının yıldönümüne denk geldiğine dikkat çekildi.
Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi 16 Mayıs 2024’te Kobani davasında kararını açıklamıştı. 108 sanık hakkında ağır cezalar verilmişti. Demirtaş’a 47 ayrı suçtan 42 yıl hapis, Yüksekdağ’a ise toplam 30 yıl 3 ay hapis cezası verilmişti. Mahkeme tam bir yıldır gerekçeli kararını açıklamadı.
MHP Hukuk ve Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız, gerekçeli kararın yazılmasının önemi üzerine sosyal medyada açıklama yaptı.
Yıldız, şunları dile getirdi:
“Gerekçe, çağdaş hukuk sistemlerinde bir zorunluluktur. Mahkemeler gösterdikleri gerekçelerle vermiş oldukları kararları hukuki ve maddi açıdan somutlaştırmak zorundadır. Gerekçe; akıl, mantık ve vicdanların tatminini hedefler. Hükmü insanileştiren, bağımsızlaştıran, saygıdeğer yapan gerekçedir.
Yargılama makamları için kararın gerekçeli yazılması bir ödev iken, bireyler açısından adil yargılama hakkı bağlamında korunması gereken bir temel hak niteliğindedir. Ceza yargılaması amacı maddi gerçeğe ulaşmaktır. Maddi gerçek, her türlü şüpheyi yenerek somut verilere dayanmak zorundadır.
Dosyaya sunulan bir belgenin delil olarak değerlendirilmesi için; gerçekçi olması, olayı tasdik edici nitelikte, ispat bakımından önemli olması, kanuna aykırı olmaması,müşterek ve bilimsel olması gerekir.”
‘İNSAN HAKLARINA DUYARLILIK’ ÇAĞRISI
Yıldız açıklamasında ayrıca “kanunların doğru uygulanması” çağrısı da yaptı.
Yıldız, “Soyut ifadelerden ibaret olan ceza adalet sistemine göre somut olayları değerlendiren uygulayıcıların mevzuatı iyi bilmesi ve insan hakları konusunda duyarlı olması şarttır” dedi.
‘HAK HÜRRİYETLERE DAHA AZ MÜDAHALE’
Hak ve hürriyetlere daha az müdahale içeren tedbirlerle yetinilmesi gerektiğine dikkat çeken Yıldız, şu ifadelere yer verdi:
“Hukuk kuralları yerinde dururken, hayat değişir,gelişir her an başka bir yapıya dönüşür. Adalet dağıtımında görev alanlar soyut hukuk kurallarını somut olaylara uyarlarken ,kanunları doğru yorumlamak, isabetli uygulamakla yükümlüdür.
Ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazına ilişkin usûl ve esasları modern Ceza Hukuku ilkeleri çerçevesinde eşitlik, adalet ve güvenlik temelinde yenilemek,toplumu ve fertleri suça karşı korumak, hükümlü ve tutukluyu, kanunlara ve kurallara saygılı kişi haline getirmek amacıyla;
Uygulamada tereddüte neden olmayacak, tutuklu ve hükümlüler ve ailelerinin de kolaylıkla anlayabileceği, çoğunlukla yönetmeliklere de bırakılmayan, derli toplu bir infaz kanununa ihtiyaç olduğu gerçeğini kamuoyu ile zaman zaman paylaşıyoruz.
Uygulamada bazı suçlara dair farklı tahliye sürelerinin, infazı yapan Cumhuriyet savcılıkları ya da itirazlara bakan infaz hakimlikleri tarafından farklı uygulanarak şartlı tahliye süreleri ve hak ederek tahliye sürelerinin farklı düzenlendiği şikayetleri yapılmaktadır.
Soyut ifadelerden ibaret olan ceza adalet sistemine göre somut olayları değerlendiren uygulayıcıların mevzuatı iyi bilmesi ve insan hakları konusunda duyarlı olması şarttır. Bir soruşturma ve kovuşturmada amaca, hak ve hürriyetlere daha az müdahale içeren bir tedbirle ulaşılıyorsa bununla yetinilmelidir. Şüphesiz, kişi hak ve hürriyetlerine yönelik sınırlamalar elverişli, gerekli ve orantılı olmalıdır. Genel geçer, basmakalıp ve bireyselleştirilmemiş soyut, tanımlamalarla kişi hürriyeti ve güvenliğini ilgilendiren kararlar kurulmamalıdır.”