🔴 61. Münih Güvenlik Konferansı, liderlerin konuşmaları, Ukrayna’daki savaş ve Orta Doğu’daki durum başta olmak üzere dünya genelindeki çatışmalar ve krizlere ilişkin üst düzey görüşmelerle ikinci gününde devam ediyor.
Almanya Başbakanı Olaf Scholz’un konuşmasıyla başlayan konferansın ikinci günü, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’nin “Ukrayna’nın Geleceği için Beklentiler” konulu konuşmasıyla devam edecek.
Bugün, konferansta, uluslararası düzenin durumu ile bölgesel çatışmalar ve krizler üzerine tartışmalar yapılacak. Transatlantik ortaklığın geleceği de konferansın ikinci gününde odak noktası olacak.
Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Antonio Costa, Çekya Cumhurbaşkanı Petr Pavel, Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen ve İsveç Başbakanı Ulf Kristersson Avrupa’nın Ukrayna’ya desteği konulu bir panele katılacak.
NATO Genel Sekreteri Mark Rutte de NATO, ABD ve transatlantik güvenlik konulu bir panelde konuşacak.
Avrupa, güvenliğini ve değerlerini tehdit eden kriz fırtınasını nasıl yönetebilir? Dünya liderleri, yöneticiler ve üst düzey bakanlar Münih’te bir araya gelirken Avrupa’yı zorlu görevler bekliyor.
Avrupa, hızla değişen küresel düzenin AB’nin uzun yıllara dayanan dünya vizyonunu tehdit etmesi nedeniyle, 61. Münih Güvenlik Konferansı’nda ciddi bir fırtınayla karşı karşıya.
Gerilimin tırmandığı konferans, Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenskiy ve yeni ABD yönetiminin Başkan Yardımcısı JD Vance, Dışişleri Bakanı Marco Rubio ve Ukrayna-Rusya elçisi Keith Kellogg gibi kilit aktörler arasında tarihi toplantılara sahne olacak. Bu tartışmaların Avrupa’nın güvenliğinin geleceğini ve küresel sahnedeki rolünü şekillendirmesi bekleniyor.
Konferansın, Trump tarafından Suudi Arabistan’da yapılması önerilen Ukrayna’daki savaşı sona erdirmenin belirsiz olduğu çözüm görüşmelerinin arka planında bir hesaplaşma anı olarak belleklerde yer edeceğe benziyor. Ancak etkileri çok büyük olacak.
Konferansa, Komisyon Başkanı Ursula von der Leyen, Savunma Komiseri Andrius Kubilius ve AB Dış İlişkiler Şefi Kaja Kallas gibi liderler katılırken Avrupa acı bir gerçekle yüzleşmek zorunda: Bu kritik müzakerelerde kenara mı itilecek?
Önümüzdeki on yıl içinde 500 milyar euroluk savunma harcaması açığı ile Avrupa’nın mali kısıtlamaları ve parçalanmış savunma kabiliyetleri yoğun bir inceleme altında olacak. Bu durumda, İngiltere ve Norveç gibi AB üyesi olmayan ortaklarla iş birliği her zamankinden daha önemli hale gelebilir.
Euronews’ün canlı blog da dahil olmak üzere dijital platformlarda ve televizyonda benzersiz bir yayın yapacağı 61. Münih Güvenlik Konferansı’nı canlı olarak takip edin. Uzman muhabirlerimiz konferans alanından ve perde arkasından canlı yayın yaparak Avrupa’nın geleceğini şekillendiren önemli anların ve tartışmaların derinlemesine analizini sunacak.
CDU Lideri Merz: Ukrayna ve Avrupa olmadan müzakere olmaz
Almanya Hristiyan Demokrat Birliği (CDU) lideri ve şansölye adayı Friedrich Merz, Münih Güvenlik Konferansı’nda Cumartesi yaptığı konuşmada transatlantik ilişkilere değinmek istediğini söyleyerek, seçim sonuçlarına saygı duymanın önemini vurguladı.
“İlk yorumum ABD seçimlerinin sonucu: ABD seçimlerinin sonucuna saygı duyuyoruz ve ABD’nin de aynısını yapmasını bekliyoruz.”
Konuşmasında ticari ilişkilerde ABD ile işbirliği yapma arzusunu dile getiren CDU lideri, “Trump yönetimi ve Amerikan pazarıyla yakın işbirliği arıyoruz. Serbest ticarete inanıyoruz ve gümrük vergilerinin sıfırlanmasını istiyoruz. Ticaret çatışmasını istemiyoruz,” ifadelerini kullandı.
Merz, konferansa damga vuran Ukrayna konusunda ise, “Ukrayna’yı güçlü bir konuma getirmek için elimizden gelen her şeyi yapmalıyız,” dedi.
Ukrayna ve Avrupa’nın müzakerelere dahil edilmemesini eleştiren Şansölye adayı, şöyle ekledi: “ABD ve Rusya’nın Ukrayna ve Avrupa olmadan müzakere etmesi kabul edilemez.”
Danimarka Başbakanı Frederiksen: Avrupa’nın kendini savunması gerekiyor
Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen Avrupa’nın kendisini Rusya’nın saldırganlığına karşı savunması gerektiğini vurguladı. “Rusya’nın 2025’te Avrupa konusunda karar almasına izin verirsek bu doğru bir yol olmaz,” dedi. Frederiksen ayrıca adil bir barışın sağlanmasının önemine de dikkat çekerek şunları söyledi: “Ancak Rusya’nın Ukrayna’ya veya Avrupa’nın herhangi bir yerine saldırmayacağından emin olduğumuz takdirde adil bir barış olabilir.” Savunma harcamalarının artırılması gerektiği belirten Frederiksen, “Biz bunun bir parçasıyız ve aynı zamanda kendimizi savunabilmemiz gerekiyor. Savunma ve güvenliğe çok daha fazla harcama yapmalıyız,” dedi.
Çekya Cumhurbaşkanı Pavel: Avrupa, Ukrayna konusunda pozisyonunu tanımlamalı
Euronews Avrupa Muhabiri Shona Murray’ın aktardığına göre, Çekya Cumhurbaşkanı Petr Pavel Ukrayna’da devam eden savaşta Avrupa’nın sorumluluk alması gerektiğini vurguladı. Pavel, “ABD tarafından sunulan çözümlerin Avrupa’dan farklılık göstermesi durumunda, AB’nin “kendi pozisyonunu tanımlaması “gerektiği söyledi. Pavel, karar alma sürecine dahil olmanın önemini vurgulayarak, “Ukrayna ve Avrupa için daha fazla sorumluluk alacaksak, masada olmalıyız. Aksi takdirde Çek Cumhuriyeti’nin yaşadığı durum ile yeniden karşı karşıya kalırız,” dedi.
AB Konseyi Başkanı Costa: Ukrayna’yı desteklemekten vazgeçmeyeceğiz
Münih Güvenlik Konferansı sırasında Euronews Avrupa Muhabiri Shona Murray’a konuşan AB Konseyi Başkanı Antonio Costa kararlı bir mesaj verdi: “Bugün mesajım açık. Pes etmiyoruz,” dedi. Avrupa’nın, barış çabalarının ayrılmaz bir parçası olarak Ukrayna’yı desteklemeye devam etme kararlılığını yineledi. Ayrıca, “müzakere yapılmadan taviz verilmesinin hata olduğunu” belirtti. Costa, kapsamlı, adil ve kalıcı bir barışı tanımlarken, “Bu, Ukrayna’da barış ile Avrupa’nın güvenliğinin ayrılamayacağı anlamına geliyor,” dedi.
AB Konseyi Başkanı, “Rusya’nın Belarus’taki etkisine”, “Rusya’nın Moldova ve Gürcistan’da bulunan askeri varlığına” ve “Rusya’nın Baltık Devletlerine, Avrupa Birliği’nin doğu sınırına, demokratik sistemlerimize ve kritik altyapılarımıza gölge düşürdüğüne” dikkat çekti. AB’nin savunma konusundaki kararlılığına atıfta bulunarak sözlerini tamamlayan Costa, “Savaşın başlamasından bir aydan kısa bir süre sonra, Versailles’da tüm Üye Devletler bir Savunma Avrupası inşa etme konusunda etkili bir şekilde ilerlemeye karar verdiler. Savunma harcamalarımız 2021’den bu yana yüzde 30 arttı,” dedi.
JD Vance, Scholz’ü bir kez daha atlayarak Merz ile görüştü
Münih Güvenlik Konferansı sırasında CDU lideri ve şansölye adayı Friedrich Merz, Ukrayna için barış süreci önerirken, ABD ile Rusya’nın ateşkes sağlamak için görüşmelere başlaması gerektiğini savundu.
Merz, sosyal medya platformu X’te yaptığı paylaşımda, konferansın başında ABD Başkan Yardımcısı J.D. Vance ile 20 dakikalık bir görüşmede bulunduğunu da belirtti.
Ukrayna’da kalıcı barışa ulaşmak için ABD ile Avrupa arasında yakın işbirliğinin önemini vurgulayan Şansölye adayı, Vance ile savaşın hızla sona ermesi gerektiği konusunda hemfikir olduklarını aktardı.
İkili arasındaki görüşme, Trump yönetiminin Ukrayna konusundaki duruşuna ilişkin endişelerin arttığı sırada geldi. Trump’ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yaptığı telefon görüşmesinin ardından Ukrayna’nın savaş sonrası NATO üyesi olma talebinin gerçekçi olmadığı yönünde yorumlar yapmıştı. Şansölye Olaf Scholz ise bu yaklaşımı eleştirerek ‘dayatılan bir barış’ın tehlikeleri konusunda uyarmıştı.
Merz’in Vance ile görüşmesinin olumlu geçtiği aktarılırken, ABD Başkan Yardımcısı’nın “programdaki çakışmalar” nedeniyle Scholz ile görüşemediği söyleniyor. Vance Cuma akşamı da Scholz ile görüşmek yerine aşırı sağcı AfD partisinin lideriyle bir araya gelmişti.
Eski Ukrayna Dışişleri Bakanı, Euronews’e konuştu
Eski Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmytro Kuleba, Euronews’e yaptığı açıklamada Ukrayna’da seçimler için doğru zaman olduğuna inanmadığını söyledi. Politikacıların ülkeyi savunmaya ve birliği sağlamaya odaklanması gerektiğini savunan Kuleba, “Şu anda Ukrayna’daki seçimler hakkında konuşmak için erken olduğunu ve bunun Ukrayna’nın çıkarlarına aykırı olduğunu düşünüyorum,” ifadelerini kullandı.
Kubela ayrıca, “Şubat 2025’te seçim sürecine dalan politikacılardan nefret ediyorum,” dedi. “Çok erken. Ukraynalı politikacıların devlet adamı olma zamanı geldi. Devlet adamları ülkeyi düşünür; politikacılar seçimleri kazanmayı düşünür.”
Zelenskiy: Ukrayna’nın daha büyük bir orduya ihtiyacı var
Konuşmasının ardından Ukrayna Lideri Volodimir Zelenskiy, CNN’den Christiane Amanpour ile soru-cevap oturumu için bir araya geldi.
Röportajında NATO dışında kalırsa Ukrayna’nın Rusya’nınkine benzer daha büyük bir orduya ihtiyaç duyacağını belirten lider, müzakerelerin devam ettiği Donald Trump yönetiminin nadir toprak minerallerine yönelik ilgisini görüşmek üzere ABD Hazine Bakanı’nın Ukrayna ziyaretinden de bahsetti. Zelenskiy, farklı ABD yönetimlerinin farklı yaklaşımlara sahip olduğunu ve Ukrayna’nın diyalog sürecinde olduğunu hatırlattı.
Ukrayna lideri ayrıca, görev süresi boyunca odaklandığı şeyin ülkenin hayatta kalmasını sağlamak olduğunu söyledi. “Görevimin yarısı COVID, diğer yarısı Putin’e karşı savaştı,” diyen lider, Ukrayna için seçimleri tartışmaya istekli olduğunu ifade ederken, şu anda önceliğin ulusal birliği ve Ukrayna’nın geleceğini korumak olduğunu belirtti.
“Mesele bugünle ilgili. Ukrayna’nın bağımsızlığını, geleceğimizi, umutlarımızı kurtarmak.”
Ukrayna seçimler konusunda kendisini eleştirenlere çıkışan Zelenskiy, durumdan memnun olmayanların “vatandaşlıklarını değiştirebileceklerini” söyledi.
Zelenskiy’den ‘Avrupa Silahlı Kuvvetleri’ çağrısı
Ukrayna Lideri Volodimir Zelenskiy, konferansın ikinci gününde Rusya’nın niyetlerine dair sert bir uyarıda bulunarak, Moskova’nın bu yaz Belarus’a eğitim tatbikatı kisvesi altında asker göndermeyi planladığını gösteren bir istihbaratı ifşa etti.
Rusya’nın Belarus’tan bir hedef yanıltma saldırısı başlatması durumunda müttefiklerin nasıl tepki vereceğini sorgulayan lider, ABD Başkan Yardımcısı JD Vance’in “Bundan sonra her şey farklı olacak” ifadesine atıfta bulunarak, Avrupa liderlerini kendi güvenlikleri için harekete geçmeye çağırdı.
“Ben Avrupa’ya inanıyorum ve eminim siz de inanıyorsunuz. Ukrayna ordusu artık Rusya’yı geri tutuyor. Biz olmazsak onları kim durduracak?”
“Ukrayna olmadan Ukrayna hakkında karar alınamaz; Avrupa olmadan Avrupa hakkında karar alınamaz,” diyen Zelenskiy, Avrupa’nın bir seçimle karşı karşıya olduğunu savunarak, “Brüksel değilse Moskova. Karar sizin,” ifadelerini kullandı.
Konuşmasında NATO’ya da hitap eden Zelenskiy, Ukrayna’nın olası üyeliğini masadan kaldırmayı reddetti, ancak Putin’in NATO kararlarını engelleyebilecek güçte gibi göründüğünü savundu.
“Rusya sizin peşinize düşerse, sizin ordunuz da aynı şekilde savaşabilir mi?” ifadelerini kullanan lider, Ukrayna’nın güvenlik garantileri talep ettiğini hatırlatarak şöyle ekledi: “Bizim için ya NATO üyeliği ya da Ukrayna’da başka bir NATO kurma koşulları gerekli.”
Putin ateşkes ile savaşı bitirmeyi amaçlamıyor
Euronews Ukrayna muhabiri Sasha Vakulina’nın aktardığına göre, Ukrayna Lideri Volodimir Zelenskiy, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in barış görüşmelerini başlatmasının nedeninin ateşkes süresince ordusunu yeniden toplama amacı olduğunu savundu.
Münih Güvenlik Konferansı sırasında NBC News’e verdiği röportajda Zelenskiy, Putin’in görüşmelere katılımının savaşı sona erdirmeyi değil, uluslararası yaptırımların kaldırılmasını sağlayacak bir ateşkes anlaşmasına ulaşmayı amaçladığını söyledi.
“Gerçekten istediği bu. Ateşkes sayesinde ara vermek, hazırlanmak, eğitim almak, bazı yaptırımları kaldırmak istiyor.”
Ukrayna lideri, ülkesinin hem şimdi hem de savaş bittikten sonra ABD’den askeri destek almadan ayakta kalmasının son derece zor olacağını da kabul etti.
ABD’nin sürekli askeri desteğinin Ukrayna’nın savunması ve geleceği için kritik öneme sahip olduğunu söyleyen lider, “Muhtemelen çok, çok, çok zor olacak. Ve tabii ki, tüm zor durumlarda bir şansınız var. Ancak ABD’nin desteği olmadan hayatta kalma şansımız çok düşük, çok düşük. Bunun çok önemli, kritik olduğunu düşünüyorum,” dedi.
Zelenskiy ayrıca, Ukrayna’nın Washington ile stratejik bir ortaklık kurulmadan bırakıldığı bir senaryoyu hayal bile etmek istemediğini dile getirdi.
Scholz: ‘Bir daha asla’ ilkesini vurguladı
Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Münih Güvenlik Konferansı’nın ikinci günündeki açılış konuşmasında, konferansın gerçekleştiği bölgenin, Nazi Almanyası tarafından 22 Mart 1933’te inşa edilen Dachau toplama kampına yakınlığını hatırlattı.
Oradaki anıtın Almanya’nın bu tür vahşetlerin bir daha asla yaşanmaması gerektiğini gösterdiğini ifade eden Scholz, “Bir daha asla” ilkesinin Almanya’nın savunması gereken tarihi bir görev olduğunu vurguladı.
Scholz, aşırı sağcı AfD’yi de sert bir şekilde eleştirerek, “Bir daha asla” ilkesinin AfD’yi desteklemekle bağdaşmadığını söyledi.
Şansölye ayrıca, Almanya’da demokrasinin geleceğinin halkının elinde olduğunu söyleyerek, Ukrayna konusunda ortak bir hedefi yineledi: “Ukrayna’nın bağımsızlığını korumak.”
Ukrayna’nın katılımı olmadan ülke hakkında hiçbir karar verilmemesi gerektiğini vurgulayan Şansölye, hem Ukrayna hem de Rusya’nın dahil edildiği görüşmeleri savundu.
Konuşmasında ayrıca, Ukrayna’nın gelecekteki saldırganlığı önleyecek şekilde desteklenmesi gerektiğini açıkça belirten Scholz, Ukrayna’nın hem AB’den hem de ABD’den sürekli desteğe ihtiyaç duyduğunu dile getirerek, ABD ile Almanya’nın en büyük destekçiler olmaya devam ettiğini belirtti.
İngiltere ordusu Ukrayna barış gücü misyonuna liderlik edemeyecek kadar ‘yorgun’
2006’dan 2009’a kadar İngiliz ordusuna liderlik eden Lord Dannatt, konferans sırasında BBC’ye yaptığı açıklamada, İngiltere ordusunun Ukrayna’da olası bir barış gücü misyonuna liderlik edemeyecek kadar “yorgun” olduğunu söyledi.
Tahminlere göre böyle bir misyon için gereken asker sayısı 100.000 ve bunların çoğunu Avrupalıların sağlaması bekleniyor. Fransa ve İngiltere kıtadaki en büyük ordulara sahip. Lord Dannatt ise, “İngiltere bunun önemli bir kısmını sağlamak zorunda kalacak ve biz gerçekten bunu yapamayız,” dedi. “Ordumuz şu anda hem sayısal açıdan hem de kabiliyet ve ekipman açısından o kadar yorgun ki bu oldukça utanç verici sonuçlanabilir.” Lord Dannatt, “Yani, altı ay boyunca her rotasyonda 10.000 asker konuşlandırsak, bu aslında 30.000 veya 40.000 askeri bağlayacak ve bizde bu sayıda asker yok,” diye ekledi.
Münih Güvenlik Konferansı’nın ikinci günü
Almanya Başbakanı Olaf Scholz, ABD Başkan Yardımcısı JD Vance’in Cuma gecesi aşırı sağcı AfD lideri Alice Weidel ile yaptığı görüşmeyi kınayan ve Almanya’nın Ukrayna’ya desteğini yineleyen bir konuşmayla güne başladı.
Sholz’ün konuşmasının ardından Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ve Avrupa liderleri Kiev’e yönelik askeri desteği tartışmaya başladı.
Görüşmelerle Münih gecesi başlıyor
Ana konferansın Cuma günkü panelleri sona erdi, ancak ikili görüşmeler soğuk Münih kentinin restoranlarında akşam boyunca devam edecek. Euronews canlı blogu yarın sabah devam edecek kritik güvenlik toplantısının yeni turunda yeni haberler yayınlayacak
Çin’den Avrupa’ya can simidi
Donald Trump’ın ABD, Rusya ve Ukrayna arasında özel üçlü görüşmelerin yapılmasını övmesinin ardından Avrupa, Ukrayna konusunda herhangi bir barış müzakere masasında yer edinmek için can atarken, yardım beklenmedik bir yerden geldi: Çin.
Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, “ABD, Rusya ile ortak bir anlayışa vardı ve tüm tarafların ve tüm paydaşların uygun zamanda barış görüşmeleri sürecine katılması gerektiğine inanıyoruz,” dedi. Komisyon Başkanı Ursula von der Leyen de, “Bu savaş Avrupa topraklarında ve Avrupa süreçte önemli bir rol oynamalı,” ifadelerini kullandı.
Zelenskiy 1938 Münih Anlaşması’nı hatırlattı
Ukrayna Lideri Volodimyi Zelenskiy konferansta, II. Dünya Savaşı’ndan hemen önce Adolf Hitler’e taviz verilmesine kapı açan 1938 Münih Anlaşması’na benzer bir anlaşmanın parçası olmak istemediğini söyledi.
Zelenskiy, “Münih’te bir barış anlaşması imzalanamaz, burada imzalananları hatırlıyoruz, tekrarlamayacağım,” dedi.
“Tarihte (Rusya Devlet Başkanı Vladimir) Putin’in ülkemi işgal etmesine yardımcı olan kişi olmak istemiyorum.”
Ukrayna Lideri Stratejik Yatırım: ABD-Ukrayna Güvenlik İşbirliğinin Geleceği panelinde konuştu.
“ABD Başkan Yardımcısı Vance ile görüşmeye hazırım,” diyen Zelenskiy, “Her şeyi imzalamaya hazır değilim, ancak minerallerimizle ilgili anlaşmayı tartışmaya hazırım,” ifadelerini kullandı.
Çin Dışişleri Bakanı: Pekin Rusya’dan gaz alımını durduramaz
Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, “Çin Rusya’dan gaz alımını durdurabilir mi? Hangi ülke Çin halkının ihtiyaçlarını karşılamak için bu kadar çok gaz sağlayabilir? Bu mümkün değil,” dedi.
“Bazı ülkeler ekonomik ve ticari meseleleri siyasallaştırma eğiliminde, ancak biz kendi halkımıza karşı sorumlu olmalıyız.”
Rusya, Pekin’e deniz yoluyla sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) tedarik ediyor. Bu pazarda Pekin’in en büyük üçüncü tedarikçi konumunda.
S&P Global’e göre Çin, Ocak ve Ekim ayları arasındaki dönemde Moskova 6,74 milyon ton LNG tedarik etmişti.
JD Vance, Avrupa’nın ‘en temel değerlerden’ geri çekildiğini iddia etti
ABD Başkan Yardımcısı JD Vance, Münih’te yaptığı konuşmada, Avrupa’nın “en temel değerlerden” geri çekilip çekilmediğini sorguladı.
Aralık ayında Romanya’nın iptal edilen seçimlerine atıfta bulunan Vance, “Avrupa’nın en temel değerlerinden bazılarından, ABD ile paylaştığı değerlerden geri çekilmesi,” dedi.
Romanya’nın en yüksek mahkemesi, seçimlerin ardından yayınlanan istihbarat raporları nedeniyle seçimin ilk turunu iptal etmişti. Raporlar, seçimde Rus müdahalesine işaret etmiş ve Rusların aşırı sağcı aday Calin Georgescu’yu Batı karşıtı propaganda kampanyası yoluyla destekleyerek seçmenleri etkilediğini öne sürmüştü.
AB Komisyonu ‘mali kaçış’ maddesini etkinleştirecek
Ursula von der Leyen Cuma günü, Avrupa’nın güvenliğini sağlamak için daha cesur bir yaklaşıma ihtiyacı olduğunu vurgulayarak, “Daha güçlü bir Avrupa hepimiz için daha iyidir,” dedi.
Münih’te yaptığı duyuruda von der Leyen, bu amaçla AB Komisyonu’nun savunma yatırımları için kaçış maddesini etkinleştirmeyi önereceğini belirtti.
“Bu, üye devletlerin savunma harcamalarını önemli ölçüde artırmalarına olanak tanıyacak.”
Avrupa Birliği’nde “mali kaçış “(fiscal escape) terimi, genellikle AB’nin Mastricht Kriterleri ve İstikrar ve Büyüme Paktı (SGP – Stability and Growth Pact) çerçevesinde devletlerin belirli durumlarda bütçe kurallarından sapmasına izin veren istisnai durumları ifade ediyor.
AB bütçe disiplinini sağlamak için üye devletlere, bütçe açığını yüzde 3’ün altında ve kamu borcunu GSYH’nin yüzde 60’ının altında tutma zorunluluğu getiriyor. Ancak, istisnai ekonomik koşullar altında bu kurallardan sapmaya izin veren bir kaçış maddesi mevcut.
Yeni savunma ve güvenlik girişimleri arasında büyük bir savunma paketi de yer alıyor. Von der Leyen’, “Ayrıca yatırım önceliklerimizi belirlerken bir Avrupa yaklaşımına ihtiyacımız var. Bu, ortak Avrupa çıkarına olan acil ihtiyaç duyulan savunma projelerine yatırım yapılmasına olanak tanıyacak,” dedi.
Von der Leyen: Putin Ukrayna’yı yok etmekten vazgeçtiğini kanıtlamalı
Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen Cuma günü Münih Güvenlik Konferansı’nda yaptığı konuşmada, “Başarısız bir Ukrayna, Avrupa’yı zayıflatır ama aynı zamanda ABD’yi de zayıflatır,” dedi. Aksi takdirde bunun ABD-AB ortak çıkarlarına tehdit olacağını savunan von der Leyen, Ukrayna’nın ancak Washington ile birlikte çalışarak kalıcı bir barışa ulaşabileceğini ifade etti. “Başkan Putin buluşmak istediğini söylüyor ama hangi şartlarda? Çıkarının bu savaşı uzatmak olmadığını göstermek ona kalmış. Ukrayna’yı yok etme hırsından vazgeçtiğini göstermek ona kalmış,” dedi. “Ukrayna’nın güç yoluyla barışa ihtiyacı var,” diyerek ekledi. Komisyon başkanı ayrıca Ukrayna’nın AB’ye katılımını hızlandırmak için çalışmaya devam edeceklerini belirtti.
AB ülkelerinin savunma harcamaları yüzde 5 hedefine ulaşabilir mi?
Geçtiğimiz yıl AB’nin savunma harcamaları 326 milyar euro’luk rekor seviyeye ulaştı. Ancak Mario Draghi’nin raporu, AB’nin önümüzdeki on yıl içinde bloğun askeri açıklarını kapatmak için yaklaşık 500 milyar euro’ya ihtiyaç duyacağını tahmin ediyor. Şu anda aralarında Belçika, İtalya ve İspanya’nın da bulunduğu sekiz NATO üyesi yüzde 2 hedefini tutturamıyor.AB liderleri bu ayın başlarında Brüksel’de düzenlenen gayrı resmi bir toplantıda savunma çabalarını hızlandırma konusunda anlaştılar, ancak ABD Başkanı Donald Trump Avrupalı NATO üyelerine savunma harcamalarını yüzde 5’e çıkarma çağrısında bulundu. Savunma Komiseri Andrius Kubilius, ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth’in yorumlarından önce blogunda şunları yazmıştı: “Sorun şu ki, Avrupa savunma endüstrisinin tüm bu iyi bilinen sorunları, ancak üye devletlerin, Avrupa Birliği savunmasının geliştirilmesinde Avrupa Birliği düzeyinde önemli kolektif eylemler olmaksızın savunma harcamalarını yüzde 2’den yüzde 3’e (ki bu çok gerekli) artırırsa artabilir.”
İngiltere Başbakanı Starmer: Ukrayna ‘NATO’ya giden geri dönülemez yolda’
İngiltere Başbakanı Keir Starmer Cuma günü Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenskiy’e, İngiltere’nin Ukrayna’nın yerinin NATO’da olduğuna ikna olduğunu söylediğini açıkladı. İki lider arasında yapılan telefon görüşmesinin ardından yapılan açıklamada Starmer, “Ukrayna olmadan Ukrayna hakkında hiçbir görüşme yapılamayacağını” açıkça ifade etti.
“Ukrayna’nın güçlü güvenlik garantilerine, daha fazla yardıma ve egemen bir geleceğe ihtiyacı vardı” ifadesine yer verilen açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Başbakan, Müttefikler tarafından geçen yıl Washington Zirvesi’nde kabul edildiği gibi, Ukrayna’nın NATO’ya giden geri dönülemez bir yolda olması konusundaki kararlılığını yineledi.” Bu arada Zelenskiy X’te paylaştığı bir gönderide, Starmer’a “Başkan Trump ile yaptığı görüşme ve Amerikan tarafıyla temasları hakkında bilgi verdiğini” söyledi.
İngiltere tarafından yapılan açıklamaya göre liderler ayrıca, Rusya’nın Ukrayna’ya karşı topyekün saldırısının başlamasının üçüncü yıl dönümünün hızla yaklaşmasıyla, bunun uluslararası birlik ve Ukrayna’ya destek gösterme açısından önemli bir an olacağı konusunda da “anlaştı.”
Ukraynalı bakan: ‘Ya Rusya’yı durdurun ya da küresel bir felaketle karşı karşıya kalın’
Ukrayna Dışişleri Bakanı Andrii Sybiha Cuma günü yaptığı açıklamada, “Bugün Münih’te bir araya gelen liderler bir seçimle karşı karşıya: Rusya’yı durdurmak ya da küresel bir felaketle yüzleşmek. Rusya, güç yoluyla barışa zorlanmalı,” dedi.
Üç yıl önce Münih’te Ukrayna, Rusya ile topyekün bir savaşı önlemek için adımlar önerdiğini belirten Sybiha, “Ancak çağrılarımız çoğunlukla sağır kulaklara çarptı,” dedi.
“Artık alınacak ders belli: Ukrayna’yı dinleyin ve geçmişteki hataları tekrarlamayın,” diye ekledi.
ABD Avrupa’dan askerlerini çekecek mi?
ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth Çarşamba günü yaptığı açıklamada Avrupa’nın güvenliğinin ABD için bir öncelik olmadığını ima etti. Bu, Washington’un Avrupa’dan askerlerini çekeceği anlamına mı geliyor? Münih Güvenlik Konferansı Başkanı Christoph Heusgen için bu muhtemel.
Heusgen, Deutschlandfunk’a şöyle konuştu: “Bugün Amerikan başkan yardımcısının, Amerikan birliklerinin büyük bir kısmının Avrupa’dan çekileceğini, görevleri Avrupa’nın üstlenmesi gerektiğini de açıklayacağını sanıyorum.”
Ukrayna savaşını sona erdirme konusunda anlaşma var mı yok mu? Yakında Ukrayna’daki savaşı sona erdirecek bir anlaşma görecek miyiz? ABD’li yetkililerin, Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenskiy’nin ve AB liderlerinin Münih’te küresel güvenlikle ilgili tartışmalara katıldıkları şu günlerde bu, kilit soru ve acil sorun olmaya devam ediyor.
Perşembe günü ABD Başkan Yardımcısı JD Vance Wall Street Journal’a verdiği demeçte, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Ukrayna ile uzun vadeli bağımsızlığını güvence altına alacak bir barış anlaşmasını kabul etmemesi halinde Washington’un yaptırımlara ve askeri harekata başvurabileceğini söyledi.
Trump’ın Putin’le görüşmesinin ardından WSJ’ye konuşan Trump, “Bunun sonucunda pek çok insanı şok edecek bir anlaşma çıkacağını düşünüyorum,” dedi.
Zelenskiy Münih Güvenlik Konferansı’nda ‘müzakere’ bekliyor
Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenskiy, Perşembe günü geç saatlerde X’te yayınladığı bir gönderide, “toplantılara ve müzakerelere hazırlandığını” açıkladı.Polonyalı ve Litvanyalı mevkidaşları Donald Tusk ve Gitanas Nauseda ile, “pozisyonlarımızı, ortak Avrupa savunmamızı” koordine etmek için konuştuğunu belirtti. “Tüm Avrupa’nın birlikte çalışması ve ortak sonuçlara ulaşması çok önemli” diye ekledi.
ABD Başkanı Donald Trump yönetiminin, Rusya ile savaşı sona erdirmek için yaptığı müzakereler sırasında Ukrayna da dahil olmak üzere Avrupa’yı kenara iteceği yönündeki korkular, çarşamba günü Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile uzun bir telefon görüşmesi yaptığını ve “kendi” ekiplerinin görüşmelere “derhal” başlayacağını açıklamasının ardından patlak verdi.Polonya ve üç Baltık ülkesi, duyuruyu hızlı ve güçlü bir şekilde kınayan Avrupa ülkeleri arasında yer aldı. Zelenskiy cuma günü ‘Stratejik Yatırım; ABD-Ukrayna Güvenlik İşbirliğinin Geleceği’ ve cumartesi sabahı ‘Meydan Okuma ve Diplomasi: Ukrayna’nın Geleceğine İlişkin Beklentiler’ konulu konuşmalar yapacak.
/euronews/