Münih Güvenlik Konferansı başlıyor

DünyaGündem
🔴 Dünyanın dört bir yanından devlet ve hükümet başkanları ile bakanların katılımıyla 14-16 Şubat tarihleri arasında düzenlenen Münih Güvenlik Konferansı’nda (MSC) uluslararası krizler ve fırsatlar masaya yatırılacak.
 
Bu yıl 61’incisi gerçekleştirilen Münih Güvenlik Konferansı, ABD Başkanı Donald Trump’ın gölgesinde bir dönüm noktasına işaret ediyor.

ABD’de göreve başlayalı henüz bir ay olmayan Trump, Gazze’yi “Amerikan yetkisi” altına alacağını söylüyor, Ukrayna için “Belki bir gün Rus olabilirler” diyor. Trump, sınır komşularından Atlantik’in karşı kıyısına kadar hemen her başkenti gümrük vergilerinin artırılması ile tehdit ederken yönetiminin bir parçası olan Elon Musk ABD’nin müttefiki ülkelerde seçim süreçlerine açıktan müdahale ediyor.

Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier’in açılış konuşmasıyla başlayacak Konferans’ta gözler özellikle ABD’li katılımcılar ve Ukrayna’nın üzerinde olacak

Daha az ABD, daha çok AB

Konferans programı Avrupa ülkelerinin temel kaygısının, Trump döneminde Avrupa’yı kendi ayakları üzerinde tutmak olduğuna işaret ediyor. Yeni dönemde Avrupa’nın kendi güvenliği ve savunması için daha fazla sorumluluk alması beklenirken Türkiye’nin oynayabileceği potansiyel rol de tartışılıyor.

Düşünce kuruluşu Chatham House’dan Galip Dalay Ocak ayında yazdığı bir makalede “Avrupa Birliği (AB) ve Türkiye güvenlik iş birliğini artık ciddiye almalı” değerlendirmesini yaptı. Dalay’a göre Trump’ın Beyaz Saray’a dönüşüyle birlikte Türkiye Avrupa’nın güvenliğinde bir rol üstlenebilir.

Türk dış politikası üzerine çalışmalar yürüten Gönül Tol da geçen yaz Financial Times gazetesinde, kendi ayakları üzerinde durmak isteyen bir Avrupa’nın Türkiye ile iş birliği gibi “rahatsız edici fikirlere” açık olması gerektiğini yazdı. Tol’a göre Türkiye personel sayısı, mühimmat üretim kapasitesi ve kısa-orta menzilli hava savunma füzeleri ile Avrupa’nın güvenliğine katkı yapabilir.

Peki Avrupa böyle bir iş birliğine açık mı? Henüz atılmış somut bir adım olmasa da başta Almanya olmak üzere son dönemde Avrupa ülkelerinin Türkiye’ye silah satışına itirazlarını yumuşatması ikili ilişkilerde olumlu gelişmeler olarak gösteriliyor.

Öte yandan Avrupa halklarının da Türkiye’ye bakışı pozitif şekilde değişiyor. MSC 2025 kapsamında yayınlanan 151 sayfalık “Çoklu kutuplaşma” adlı rapor Türkiye’yi “müttefik” görenlerin oranında, “tehdit” görenlere kıyasla yukarı yönlü değişimi ortaya koyuyor.

Fransa hariç, anket yapılan tüm Avrupa ülkeleri; İngiltere, Almanya ve İtalya’da Türkiye için “müttefik” diyenlerin oranı “tehdit” diyenlerden fazla oldu. Almanya ve İngiltere’de bir önceki anket dönemi Kasım 2023’ten yeni anket tarihi Kasım 2024’e kadar geçen sürede Türkiye’yi “müttefik” sayanların oranı 11 puan arttı. Çoğunluğun hâlâ Türkiye’yi “tehdit” saydığı Fransa’da bile son bir yıldaki değişim 8 puanla Ankara lehine oldu.

Türkiye’nin gündemi SDG?

Münih Güvenlik Konferansı’nda Türkiye için en kritik oturum Cumartesi günü Suriye gündemiyle Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın katılımıyla düzenlenecek. Yeni Suriye rejiminin Dışişleri Bakanı Esaad Hasan Şeybani ve Suudi Arabistanlı mevkidaşı Faysal bin Ferhan da aynı panelde konuşmacı.

Suriye’nin kuzeyindeki durumu DW Türkçe’ye değerlendiren Washington merkezli düşünce kuruluşu Atlantic Council’den Thomas Warrick, Ankara’nın bölgede öncelikle “Suriye Demokratik Güçleri (SDG) denetimindeki IŞİD mahkumlarının durumuyla” ilgilendiği görüşünde. Türkiye SDG’nin, IŞİD’liler ve aile üyelerini Batı ülkelerine karşı “bir koz olarak” kullandığını iddia ediyor, bu kişilerin denetimini Suriye hükümeti ve Türkiye’nin üstlenebileceğini söylüyor.

Warrick’e göre Türkiye Suriye’de Beşar Esad’ın devrilmesiyle istediğini büyük ölçüde aldı, ”şimdi ülkenin kuzeyi ve doğusunda hakimiyeti bulunan SDG’yi kapsamlı bir askeri operasyona ihtiyaç duymadan denklem dışına itmeye” çalışıyor. Warrick Trump’ın ise olası bir SDG-Ankara çatışması durumunda “IŞİD’li mahkumların kaçmasına yol açmakla” suçlanmaktan korktuğunu söylüyor.

Türkiye Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı İbrahim Kalın da “21’inci yüzyılda istihbarat” konulu bir panelde konuşacak.

Ukrayna’da anlaşma yakın mı?

Kampanya döneminde İkinci Dünya Savaşı’ndan beri Avrupa’da yaşanan en ölümcül çatışmayı “24 saatte” bitirme sözü veren Trump şimdi Ukrayna’ya askeri desteğin devamı için bu ülkenin madenlerini talep ediyor. Ukrayna lideri Volodimir Zelenskiy de böylesi bir anlaşmaya istekli.

Trump’ın gözü; havacılık ve nükleer endüstrileri için kritik önemdeki titanyum ve uranyum rezervleri ile cep telefonlarından elektrikli otomobillere çok yaygın kullanım alanına sahip nadir toprak elementlerinin üzerinde. Dünyada, Çin nadir toprak elementleri pazarının hâkimi konumda.

Zelenkiy’nin ofisinden yapılan açıklamaya göre Washington, madenlerle ilgili anlaşmanın taslağını Çarşamba günü Kiev’e iletti. ABD Başkan Yardımcısı JD Vance ve Dışişleri Bakanı Marco Rubio Münih’te Zelenskiy ile bir araya gelecek. Trump Cuma günü gerçekleşecek görüşmeden bir anlaşma beklediğini, “umutlu olduğunu” söyledi.

Bir barış anlaşması için ise henüz zamana ihtiyaç var. Münih’te barış için temaslarda bulunacak olan Trump’ın özel temsilcisi Keith Kellogg’un 20 Şubat’ta Ukrayna’ya gitmesi bekleniyor.

Trump ABD heyetinin Münih’te “Rus yetkililerle de bir araya geleceğini, Ukrayna’nın da bu görüşmeye davet edildiğini” kaydetti ancak daha fazla detay vermedi. Kiev ise Münih’te Rusya ile bir görüşme “beklenmediğini” açıkladı.

Warrick, “Münih’ten (bir barış anlaşması) beklenmemeli. Kellogg’u tanıyorum. O böylesi bir anlaşmanın 24 saatten daha fazla zaman alacağını gördü. Ciddi bir aktör ve uzlaşı ciddi çaba gerektirecek” açıklamasını yaptı. Mevcut durumda Kiev ve Moskova’nın uzlaşmasının zor olduğunu söyleyen Warrick, Kellogg’un Avrupa temasları sonrası Washington’a dönerek “eldeki seçenekleri” Trump’a sunacağını, bir anlaşmanın ancak sonrasında gündeme gelebileceğini belirtti.

Trump adına müzakereleri yürüten Kellogg’un Cumartesi günü barış planına ilişkin bir panelde yapacağı konuşmanın, görüşmelerde gelinen aşamaya dair fikir vermesi bekleniyor.

Alman hükümeti de Münih’te savaşı bitirmeye yönelik kritik bir gelişme yaşanmasını beklemiyor. Hükümet sözcüsü Steffen Hebestreit, savaşı bitirmeye yönelik “somut bir gelişme yaşanmadığını” söyledi. Almanya Savunma Bakanı Boris Pistorius da Çarşamba günü yaptığı değerlendirmede, “ufukta ışık olmadığını” belirtti.

Öte yandan Trump ise Vance-Zelenskiy görüşmesinden hemen önce Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile telefonda konuştuğunu söyledi, yüz yüze görüşme ihtimalini gündeme getirdi. Trump bu görüşmenin Suudi Arabistan’da yapılabileceğini kaydetti.

Petrol fiyatlarının seyri konusunda Riyad ile yakın ilişkilerine güvenen Trump bir yandan Kraliyet ailesini İsrail ile normalleşmeye ikna etmeye öte tarafta Gazze politikasına itirazı yumuşatmaya çalışıyor.

Almanya için yanlış zaman mı?

Küresel gelişmelerin ele alınacağı Münih Güvenlik Konferansı, Almanya’da erken seçimlere 10 gün kala, müstakbel hükümetin nasıl şekilleneceğinin belli olmadığı bir döneme rastlıyor.

Cumartesi günkü oturumlarda Başbakan ve Sosyal Demokrat Parti’nin (SPD) başbakan adayı Olaf Scholz, anketlerin “müstakbel başbakan” olarak gösterdiği Hristiyan Birlik (CDU/CSU) partilerinin adayı Friedrich Merz ve Yeşillerin adayı Ekonomi Bakanı Robert Habeck peş peşe konuşacak.

23 Şubat’taki seçimlerde, anketlere göre sandıktan ikinci çıkması beklenen, tartışmaların odağındaki aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) ise Münih’e davet edilmedi.

Trump’ın gümrük vergilerinden en fazla etkilenecek ülke olan Almanya’da Trump’ın işbaşı yapmasından beri işler bir hükümet bulunmuyor. Seçim sonrasındaki zorlu koalisyon süreci düşünüldüğünde gelecek ayların da Trump’ın politikalarına yanıt olabilecek önemli kararlar verilemeden geçmesi muhtemel.

ABD Almanya’nın bir numaralı ticaret partneri konumunda. Avrupa’nın en büyük ekonomisi geçen yıl ABD ile ticaretinde 71,4 milyar euro ile rekor seviyede fazla verdi.

Almanya aynı zamanda Ukrayna’ya ABD’den sonra en fazla silah yardımını yapan ülke. Trump’ın kıtanın güvenliğine Amerikan katkısını azaltması Berlin’in zorunlu olarak kendi rolünü genişletmesine yol açabilir.

Avrupa’nın Ukrayna’ya desteğinin ele alınacağı panelde konuşacak olan CDU/CSU’nun başbakan adayı Merz’in, Münih’te ABD Başkan Yardımcısı Vance ile bir görüşme gerçekleştirecek. Merz’in partisi CDU savunma harcamalarının gayri safi milli hasılanın yüzde 3’üne yükseltilmesinden yana.

Askeri harcamaların “yetersizliği” nedeniyle Trump’ın tepkisini çeken Almanya ancak Ukrayna savaşının ardından NATO’nun yüzde 2 hedefini yakalayabilmişti. Merz şimdi yüzde 3 hedefi açıklasa da Trump’ın bu yeni talebi yüzde 5’in çok altında kalıyor.

Ana muhalefet lideri Merz’in aksine Başbakan Scholz’un ise Vance ile bir görüşmesinin planlanmadığı öğrenildi.

Ortadoğu, yapay zekâ, Afrika, Afganistan ve iklim değişikliği konulu oturumlar da düzenlenecek Münih Güvenlik Konferansı nedeniyle kentte güvenlik önlemleri de artırıldı. Münih polisinin verdiği bilgilere göre güvenliği sağlamak için 5 bin polis memuru görev başında. Üç gün sürecek MSC boyunca kentte Filistin yanlısı ve savaş karşıtı grupların da katılacağı 40 kadar protesto eylemi düzenlenecek.

 

/Deutsche Welle’den Muhammed Kafadar’ın haberi/

İlginizi Çekebilir

Neçirvan Barzani, İtalya Savunma Bakanı Crosetto ile görüştü
CHP’de cumhurbaşkanı adaylığı için şartlar belli oldu

Öne Çıkanlar